قَالَ رَسُولُ
اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ طَافَ بِالْبَيْتِ خَمْسِينَ مَرَّةً
خَرَجَ مِنْ ذُنُوبِهِ كَيَوْمِ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ. (ت)
بيغمبر
أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر ."
بيت اللهى ( اؤمرونده ) أللى دفعه
طواف أدن كمسه ، آناسندان دوغدوغو كون كبى كوناحلرندان تمزلنمش اولور ."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Beytullâh’ı (ömründe)
elli defa tavaf eden kimse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından
temizlenmiş olur.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 12 Zilkâde 1437 Fazilet Takvimi
PEYGAMBERİMİZ’DEN SONRA İNSANLARIN EN FAZİLETLİLERİ
Peygamber Efendimiz sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem
hazretlerinden sonra insanların en faziletlisi Ebûbekr-i Sıddîk, sonra
Ömerü’l-Fârûk, sonra Osman-ı Zinnureyn, sonra Aliyyü’l-Mürteza
radıyallâhü anhüm hazretleridir.
İlk halife olan Hz. Ebûbekr-i Sıddîk (r.a.), Resûl-i Ekrem
Efendimiz’in (s.a.v.) peygamberliğine yutkunmadan inandı ve mirâcını da
tereddütsüz tasdik buyurdu.
İkinci halife olan Hz. Ömerü’l Fârûk, hükümlerinde hakkı batıldan ayırdı.
Üçüncü halife Hz. Osman-ı Zi’n-nûreyndir. Zîrâ Resûlullah Efendimiz
muhterem kerimelerinden Hazret-i Rukiyye’yi ona nikâhlamıştı. Hazret-i
Rukiyye vefat edince diğer muhterem kerimesi Hazret-i Ümmü Gülsüm’ü de
onunla evlendirmişlerdir. O da irtihal edince Peygamber Efendimiz
(s.a.v.): “Eğer üçüncü bir kızım olsa idi onu da sana nikâhlardım.”
buyurmuşlardır.
Dördüncü halife olan Aliyyü’l Mürteza, Peygamberimiz’in amcasının
oğludur. Ashâb-ı Güzîn içinde Mürteza lakabı ile mümtaz olmuştur.
Resûlullâh Efendimiz’den (s.a.v.) sonra en faziletliler Ebûbekir,
sonra Ömer, sonra Osman, sonra Ali Radıyallâhü Teâlâ anhümdür.
Halifelikleri bu tertip üzeredir ve haktır. (Sırrı Paşa, Şerh-i Akaid
tercümesi)
TİLKİNİN KURNAZLIĞI
Tilki, kurnazlığı ile meşhûr hayvandır. Rızkını elde etmek için
hileye müracaat eder. Meselâ ölü taklidi yapar; karnını şişirir,
ayaklarını kaldırıp diker. Onu gören diğer hayvanlar ölü zannedip ona
yaklaştıkları sırada üzerlerine atlayıp onları avlar.
Tilki’nin bir diğer hilesi şudur: Üzerini pireler sardığında ölmüş
bir hayvanın derisinden bir parça koparır. Onu ağzına alıp su kenarına
gelir ve suya girer. Vücudundaki bütün pireler ağzındaki deri parçası
üzerine toplanınca onu suya atıp kendisi sudan çıkar.
(Tefsîr-i
Rûhu’l-beyân)
Hicrî: 12 Zilkâde 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder