30 Ocak 2024 Salı

BEŞ VAKİT NAMAZ


قَالَ اللهُ تَعَالَى : وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا لَا نَسْـَٔلُكَ رِزْقًا نَحْنُ نَرْزُقُكَ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوٰى. (سورة طه، ١۳۲)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) :  أهلنه ( يعنى آئلنه و صنه تابى اولان أمتمه ) ده نماز إيله أمرأت . كندن ده اونه صبر إيله دوام أيله . بز ، سندن بر رزق إستميورز . بز ، سنى رزقلانديريرز . ( كوزل ) عاقبت ، تقوى أربابنيندر  "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen):  “Ehline (yani ailene ve sana tâbi olan ümmetine) de namaz ile emret. Kendin de ona sabır ile devam eyle. Biz, senden bir rızık istemiyoruz. Biz, seni rızıklandırırız. (Güzel) âkıbet, takvâ erbâbınındır.”

(Tâhâ Sûresi, âyet 132)

Hicrî:  19   Receb    1445  Fazilet Takvim

 

 

BEŞ VAKİT NAMAZ

 

İlk abdest alan Âdem aleyhisselâm’dır. O, Cennet’te yediği yasak olan meyveye keffâret olarak, yeryüzüne indirilince abdest aldı.

Sabah namazı vaktinde ilk defa namaz kılan da Âdem aleyhisselâm’dır. Çünkü o, dünyaya indirilmeden önce hiç karanlık görmemişti. Cennet’ten indirildiği zaman, onu gece karanlığı bürüyünce, kendisinden geçip bayıldı. Sabah olup fecrin aydınlığını gördüğü vakit de şükür için iki rekât namaz kıldı.

Öğle namazı vaktinde ilk defa namaz kılan İbrahim aleyhisselâm’dır. Oğlunu kurban etmeye niyetlendiği zaman kendisine dört sıkıntı ârız olmuştu. Bunlar, oğlunu kurban etme sıkıntısı, oğlunun sıkıntısı, hanımının sıkıntısı ve Rabb’ini razı edememe endişesi. Allâhü Teâlâ, ondan bütün sıkıntıları giderdiği için, öğle vakti şükür olarak dört rekât namaz kıldı.

İkindi namazı vaktinde ilk defa namaz kılan Süleyman aleyhisselâm’dır. Allâhü Teâlâ kendisine mülk ve saltanatını geri verince, ikindi vakti şükür olarak dört rekât namaz kıldı.

Akşam namazı vaktinde ilk defa namaz kılan İsa aleyhisselâm’dır. O, kendisi için, “Üç ilâhın üçüncüsüdür.” diyenlerin sözlerine karşı keffâret olsun diye, akşam vakti üç rekât namaz kıldı.

Yatsı namazı vaktinde ilk defa namaz kılan Yûnus aleyhisselâm’dır. Balık tarafından hasta olarak sahile bırakıldığında yatsı vakti idi; buna şükür olarak dört rekât namaz kıldı.

Allâhü Teâlâ, bütün bu peygamberlerin şerîatlerinin faziletine sahip olmaları için abdesti ve bu beş vakitte namaz kılmayı ümmet-i Muhammed’e ihsan buyurdu.

 

BEYİT:

 

Hudâ kerîmdir elbette eylemez mahrûm

Murâdına erişür her kişi Hudâ diyerek

Şeyhülislam Yahya Efendi

Hicrî:   19  Receb   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

29 Ocak 2024 Pazartesi

NAMAZDA HUŞÛ


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا صَلَاةَ لِمَنْ لَا يَتَخَشَّعُ فِي صَلَاتِهِ. (كنز)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : نمازنده خشولى اولمايان كمسنيك نمازى ( كامل ) اولمامشدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Namazında huşûlu olmayan kimsenin namazı (kâmil) olmamıştır.”

(Kenzü’l-Ummâl)

Hicrî:  18   Receb    1445  Fazilet Takvim

 

 

NAMAZDA HUŞÛ

 

Huşû: Kulun, her hâl ve hareketine Allâhü Teâlâ Hazretlerinin vâkıf ve muttali olduğunu bilmesi ve kendisini, Hazret-i Allâh’a karşı daima kusurlu görmesidir. Huşû, büyük bir nimet olup hakîkî imanın meyvesi ve neticesidir.

Huşûun fazileti, yalnız namaza mahsus değildir. Bu sebeple, huşû nimeti ile rızıklanmış olan büyük âlimler, her hâlükârda ve her yerde huşû ve tevazuya ihtimam gösterirlerdi.

Farzlar, Cehennem’den kurtuluşa, nafileler ise Allâhü Teâlâ’ya yakınlığa vesile olacağından hem farz hem de nafile namazlarda, kalp huzuru bulunmaz ve namaz kılan kimse tevazu üzere olmaz ise kılınan namazdan ümit olunan fayda elde edilemez. Namazda iken kalp, lisanı tasdik etmelidir ki vaad olunan sevap ve hasenâta ulaşılabilsin.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Her kim kalbine, dünyaya dair bir düşünce getirmeyerek iki rekât namaz edasına muvaffak olabilirse, o kimsenin geçmiş günahları tamamen af ve mağfiret olunur.” buyurmuşlardır.

Rivayet olunduğu üzere İsrâiloğullarından bir topluluk, peygamberlerine uyarak namaz kılarken imamlarının ne okuduğuna kulak asmazlardı. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ, Peygamberine şöyle buyurdu: “Kavmine söyle, bedenleri ile lisanlarını huzurumda hazır ettikleri hâlde kalpleri benden uzaktadır ve yüz çevirmektedirler. Bana böyle ibadet olunmaz. Onların bu şekilde olan ibadetleri faydasızdır.”

Bu rivayette, namazından gafil olanların namazları sahih olsa da fazilet ve sevabının az olduğuna işaret vardır. Yine Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.), “Herhangi bir kişi namazını kılıp ayrılır, fakat ona (erkânını, şartlarını, huşûunu terk ettiği nispette) namazının, sadece onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri, altıda biri, beşte biri, dörtte biri, üçte biri veya yarısı kadar sevap yazılır.” buyurdular.

Hicrî:   18  Receb   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"