قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ تَلَا آيَةً مِنْ كِتَابِ اللهِ كَانَتْ لَهُ نُورًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَمَنِ اسْتَمَعَ لِآيَةٍ مِنْ كِتَابِ اللهِ كُتِبَتْ لَهُ حَسَنَةً مُضَاعَفَةٌ. (هب)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم ، الله تعالى ، نيك كتاب ، ندان بر آيتى ( تاظيم و حرمت إيله خوشو إيجنده ) اوقرسه قيامت كونى اونون إيجن بر نور اولور . كيم ده الله تعالى ، نيك كتاب ، ندان بر آيتى ( تاظيم و حرمت إيله خوشو إيجنده ) دينلرسه قط قط حسنه اولرق يازيلر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim, Allâhü Teâlâ’nın Kitâb’ından bir âyeti (tazim ve hürmet ile huşû içinde) okursa kıyamet günü onun için bir nûr olur. Kim de Allâhü Teâlâ’nın Kitâb’ından bir âyeti (tazim ve hürmet ile huşû içinde) dinlerse kat kat hasene olarak yazılır.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 15 Receb 1445 Fazilet Takvim
KUR’ÂN-I KERÎM’İN BAZI İSİMLERİ -1
Kur’ân-ı Kerîm: Allâhü Teâlâ tarafından Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretlerine Arapça olarak indirilip bize tevatür yoluyla naklolunan Kitâb-ı Mübîn’in ismidir.
Kur’ân kelimesi lügatte, kırâat (okumak) manasınadır. “Hem onu bir Kur’ân olmak üzere âyet âyet ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın...” meâlindeki, İsrâ Sûresi’nin 106. âyet-i kerîmesinde buyurulduğu üzere, ağır ağır okunduğu cihetle “Kur’ân” denilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’e, “Kur’ân” isminin verilmesi bilhâssa nazmı itibarıyladır. Zira kırâat olunan evvelen ve bizzât mana değil, manasını en beliğ surette ifade eden nazımdır. Kur’ân-ı Kerîm’in bütün isimlerinin arasında en mümtaz ismi, “Kur’ân” ismidir.
Kur’ân-ı Kerîm’in diğer bazı isimleri şunlardır:
Tenzîl: Lügatte, “indirmek” manasınadır. Nahl Sûresi’nin 102. âyet-i kerîmesinde -meâlen-: “De ki: Onu, Rabb’in tarafından hak olarak Rûhu’l-Kudüs (Cebrail) indirmiştir ki, iman edenleri sabit kılsın ve Müslümanlar için bir hidâyet ve beşâret (müjde) olsun.” buyurulduğu üzere Kur’ân-ı Kerîm, Allâhü Teâlâ tarafından Peygamberimizin kalbine, Cebrâîl vasıtası ile hak olarak nâzil oldu. Bundan dolayı Kur’ân-ı Kerîm’in bir ismi de “Tenzîl”dir.
Kitâb: Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimize indirilmiş olup her bir sûresi âciz bırakan ve ondan bize tevâtüren naklolunmuş ve o suretle mushaflarda yazılmış bulunan beliğ bir nazımdır.
Furkân: Lügatte, “ayırmak” manasınadır. Kur’ân-ı Kerîm’in hak ile bâtılı, helâl ile haramı ayırması itibarıyla bir ismi de “Furkan” olmuştur. “Hayır ve bereketi, nihayetsizdir o Allâh’ın ki, bütün âlemlere bir sakındırıcı olsun (diye) Furkan’ı kulu üzerine indirdi.” meâlindeki, Furkan Sûresi’nin 1. âyet-i kerîmesinde geçmektedir.
Hüdâ: Lügatte; “hidâyet etmek” manasına olup “hidâyet eden rehber, hidayet olunan doğru yol” manasına da gelir. Kur’ân-ı Kerîm’de -meâlen-: “İşte bu Kitâb ki, bunda bir şüphe yoktur. Takva sahipleri için bir hidâyettir.” (Bakara Sûresi, âyet 2) buyurulmuştur.
Hicrî: 15 Receb 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder