2 Ocak 2024 Salı

SAADETİN BAŞI SÜNNETE UYMAKTIR


 

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : مَنْ تَمَسَّكَ بِسُنَّتِي عِنْدَ فَسَادِ أُمَّتِي فَلَهُ أَجْرُ مِائَةِ شَهِيدٍ. (الزهد للبيهقى)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : أمتميك فساده اوغراديغى ( سنتم إيله عمل أدلمديكى ) زمانده ، بنم سنتمه ساريلان كمسيه يوز شهيد سوابى واردر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Ümmetimin fesâda uğradığı (sünnetim ile amel edilmediği) zamanda, benim sünnetime sarılan kimseye yüz şehit sevabı vardır.”

(Beyhakî, ez-Zühd)

Hicrî:  20   Cemâziyelâhir    1445  Fazilet Takvim

 

 

SAADETİN BAŞI SÜNNETE UYMAKTIR

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurdular:

Allâhü Teâlâ, bizleri ve bizim gibi âciz müflisleri, Peygamber Efendimize (s.a.v.) tâbi olma devletiyle ve onun yolu üzerine daim olma nimetiyle rızıklandırsın. Sünnet-i seniyyeye uymanın bir zerresi, dünyevî bütün lezzetlerden ve uhrevî nimetlerden kat kat daha faziletlidir. Gerçek fazilet, onun sünnet-i seniyyesine tâbi olmaya bağlıdır. Asıl meziyet, onun şerîati üzere olmaktır.

Mesela; Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) sünnet-i seniyyesine uymak (ve gece kalkıp ibadet etmeyi kolaylaştırmak) niyetiyle günün ortasında kaylûle yapmak, sünnet-i seniyyeye muhalif bir şekilde binlerce gece ibadet etmekten daha hayırlıdır. Yine Cenâb-ı Hakk’ın emridir diye azıcık bir şeyi Allah yolunda infak etmek, kişinin, nefsinin arzusuyla dağlar kadar altın infak etmesinden daha faziletlidir.

Hazret-i Ömer (r.a.), bir gün sabah namazını kıldırdıktan sonra, cemaate doğru dönüp baktı. Cemaatin içerisinde bir zâtın olmadığını görünce oradakilere onun nerede olduğunu sual etti. “O, bütün geceyi ibadet ile ihya eder. Belki bu vakitte uyuyakalmıştır.” dediler. Hz. Ömer (r.a.), “Keşke gecenin tamamında uyusaydı da sabah namazını cemaat ile kılsaydı. Elbette bu, onun için daha faziletli olurdu.” buyurdular.

Dalâlet ehli olanlar, pek çok riyâzât ve şiddetli mücahedeler yapsalar bile onların bu yaptıklarına aslâ itibar yoktur. Zira onların amelleri, hak dine muvâfık olmadığı için onlar, Allâhü Teâlâ indinde zelîl kimselerdir...

Bir amel, dine muvafık olursa Allâhü Teâlâ’nın rızâsına kavuşturur; muvâfık değilse Allâhü Teâlâ’nın rızâsından mahrum bırakır. Allâh’ın rızâsından mahrum bırakan amelin neticesi de sevap değil azaptır...

Bütün saadetlerin başı ve aslı, sünnet-i seniyyeye tâbi olmaktır. Bütün fesatların ve kötülüğün başı da ona muhalefet etmektir. Allâhü Teâlâ, sizleri ve bizleri, sünnet-i seniyyeye tâbi olmakta sâbit kılsın. Âmîn. (Mektubât-ı Şerîfe, c.1, m. 114)

Hicrî:   20  Cemâziyelâhir   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder