5 Ocak 2024 Cuma

GÖKLERİN VE YERİN YARATILMASINDAKİ HİKMETLER


 

قَالَ اللهُ تَعَالَى : اَلَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلٰى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ. (سورة آل عمران، ١٩١)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) :  اونلر ( او سالم عقل صاحبلرى أؤيله إنسانلردركى ) آياقده إيكن ، اوطوروركن ، يانلرى أستنده ( ياتار ) إيكن ( هب ) الله تعالى ، ي ذكر أدرلر و كوكلرين ، يرين ياراطلشى حقنده إنجه دن إنجيه دوشونورلر ... "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen):  Onlar (o sâlim akıl sahipleri öyle insanlardır ki) ayakta iken, otururken, yanları üstünde (yatar) iken (hep) Allâhü Teâlâ’yı zikrederler ve göklerin, yerin yaratılışı hakkında inceden inceye düşünürler...”

(Âl-i İmrân Sûresi, âyet 191)

Hicrî:  23   Cemâziyelâhir    1445  Fazilet Takvim

 

 

GÖKLERİN VE YERİN YARATILMASINDAKİ HİKMETLER

 

Bakara Sûresi’nin 164. âyet-i kerîmesi, Cenâb-ı Hakk’ın varlığını, birliğini, kudret ve azametini gösteren yaratılış hârikalarını beşeriyetin ibret nazarına takdim ediyor. Şöyle tefsir edilmiştir:

Ey insanlar! Bir kere gözünüzü açınız da güzelce bir düşününüz. Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaratılışında Allâh’ın varlığına delâlet eden çok büyük alâmetler vardır.

O muazzam sema kubbeleri nedir? Şu üzerinde yaşadığımız güzel yeryüzü ne kadar latîftir? Gece ile gündüzün ihtilâfında da ne kadar âyetler (alâmetler) vardır. Bunlar ne kadar muntazam surette birbirini takip eder dururlar. Eğer böyle bir tertip ve düzen içerisinde bulunmasa yeryüzünde yaşamak mümkün olabilir miydi?

İnsanlara faydalı olan şeyler ile denizde seyreden gemilerde de rahmet-i İlâhiyye’ye ne büyük alâmetler vardır. Eğer Cenâb-ı Hak havayı, suları ve sair kuvvetleri, insanlara hizmetçi kılmasa idi, deniz vasıtaları ile birçok iktisadî, ictimaî faydaları elde edebilirler miydi? Uçan vasıtaların insanlara hizmeti de bunlardan değil midir?

Ve Allâh’ın gökten, hava tabakalarından indirip sonra yeryüzünü tekrar ihyâ ettiği sularda da Cenâb-ı Hakk’ın kudretine ne büyük deliller mevcuttur. Yeryüzü kış olunca nebâtâttan, güzel, rengarenk çiçeklerden mahrum kalır. Âdetâ ölmüş, hayattan mahrum kalmış bulunur. Fakat sonra bahar olur, havadan latif yağmurlar yağmaya başlar, yeryüzüne yeniden bir letâfet, bir tazelik bahşeder.

Yine Allâhü Teâlâ’nın, yeryüzünde her türlü hayvanatı ve hayat sahibi olan mahlûkatı yaratıp dağıtmasında da nice hikmetler, ibretler vardır.

Öyleyse insan, Hay ve Kayyûm olan Allâhü Teâlâ’nın varlığını ve birliğini, kudretinin kemâlini tasdik etmeli, Allâhü Teâlâ’ya karşı kulluk vazifelerini güzelce yerine getirmelidir.

Hicrî:   23  Cemâziyelâhir   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder