قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا تَرَكَ عَبْدٌ شَيْئًا لِلّٰهِ إِلَّا عَوَّضَهُ اللهُ مَا هُوَ خَيْرٌ مِنْهُ فِي دِينِهِ وَدُنْيَاهُ. (الزهد والرقائق)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بر قل ، بر شئ سرف الله إيجن ترك أدرسه ، الله تعالى ، او قلا دينى و دنياسى خصوصنده ترك أتديكى شيدن دها خيرلسىنى محقق إحسان بيورر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Bir kul, bir şeyi sırf Allah için terk ederse, Allâhü Teâlâ, o kula dini ve dünyası husûsunda terk ettiği şeyden daha hayırlısını muhakkak ihsan buyurur.”
(İbn-i Mübârek, ez-Zühd ve’r-Rekâik)
Hicrî: 12 Receb 1445 Fazilet Takvim
ASR-I SAÂDET’TE DÎNÎ VE DÜNYEVÎ İŞLERİN İDARESİ
Dinimiz İslâm’da, din ve dünya işlerinin hepsinin talim ve idaresi, Nebiyy-i Zîşân sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimize tevdi edilmiştir. Binâenaleyh Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, dînî işlerde ümmet-i Muhammed’in peygamberi; dünya işlerinde de İslâm topluluğunun idarecisiydi. Bu münasebetle Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.), hem imâmlık ve kâdılık yapar hem de halkı ve İslâm ordusunu idare ederdi.
Ashâb-ı Kirâm’ın büyükleri de Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) nezdinde vezirlik, müsteşarlık gibi makamlarda bulunurlardı. Mesela; Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Kays bin Sa’d’ı Medîne-i Münevvere’nin güvenliği ile alâkalı işlere; Hazret-i Ömer ve Saîd bin Âs’ı Medîne-i Münevvere ve Mekke-i Mükerreme’nin muhtesipliğine (bazı idari işlerine); Ali bin Ebû Tâlib, Ebû Ubeyde bin Cerrâh, Adiyy bin Hâtem vesair birçok sahâbîyi de zekât toplama memurluğuna tayin buyurmuştu (Radıyallâhü anhüm ecmaîn).
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Asr-ı Saadet’te vukua gelen muharebelerde hem bizzât kumandanlık yapmış hem de techiz buyurduğu müfrezelere kumandanlar tayin etmiştir.
Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) tayin ettiği valiler, bulundukları memleketi idare ederler, kâdılar da dînin hükümleri dairesinde hüküm verirlerdi. Peygamber Efendimizin emrini ve şerîatin hükümlerini tatbik eylerlerdi.
Nebiyy-i Zîşân Efendimiz (s.a.v.), Kureyş kabilesiyle yahut sair kabilelerle musâlaha ve muâhedeler akdiyle beraber, melikler ve emîrlerle, dînî ve siyâsî meseleler üzerine haberleşir ve birçok diyara sefîrler (elçiler) gönderirdi. Kabilelerden gelen heyetleri (temsilcileri), Medîne-i Münevvere’de tesis olunan müsafirhanede istirahat ettirir ve en güzel elbisesiyle o heyetleri huzuruna kabul ederdi. Görüşmeden sonra da ihsanlarda bulunarak her birini yolcu ederdi.
Hicrî: 12 Receb 1445 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder