30 Kasım 2023 Perşembe

DİNE UYGUN OLAN HER İŞ ZİKİRDİR


 

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : اِغْتَنِمْ خَمْسًا قَبْلَ خَمْسٍ: شَبَابَكَ قَبْلَ هَرَمِكِ، وَصِحَّتَكَ قَبْلَ سَقَمِكَ، وَغِنَاءَكَ قَبْلَ فَقْرِكَ، وَفَرَاغَكَ قَبْلَ شُغْلِكَ، وَحَيَاتَكَ قَبْلَ مَوْتِكَ . (ك)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بش شيدن أؤنجه بش شئ غنيمت ( فرصت ) بل : إهتيارليغندان أؤنجه كنجليكنى ، حصطليغندان أؤنجه صحتنى ، فقيرليكندن أؤنجه زنكينليكنى ، مشغوليتندن أؤنجه بوش وقتنى و أؤلوموندن أؤنجه حياتنى ( غنيمت بيل ) . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Beş şeyden önce beş şeyi ganimet (fırsat) bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalığından önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşguliyetinden önce boş vaktini ve ölümünden önce hayatını (ganîmet bil).”

(Hâkim, el-Müstedrek)

Hicrî:  17   Cemâziyelevvel    1445  Fazilet Takvim

 

 

DİNE UYGUN OLAN HER İŞ ZİKİRDİR

 

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri buyurdular:

“… Evladım, fırsat, ganimettir. Sıhhat ve boş vakit de ganîmet bilinmelidir. Onun için bütün vakitleri devamlı olarak Allâhü Teâlâ’yı zikir ile geçirmek lâzımdır. Alışveriş bile olsa şerîat-i ğarrâya (dine) muvâfık olarak işlenen bütün ameller de zikre dâhildir. Bütün yaptıklarımızın zikre dâhil olması için her hâlimizde dinin hükümlerine son derece riâyet etmek lâzımdır. Muhakkak ki zikir, gafletten kurtulmaktır.

Bütün yaptıklarımızda, emirlere ve nehiylere riâyet (Cenâb-ı Hakk’ın emrettiklerini yapmak, yasakladıklarını da terk etmek) ne zaman mümkün olursa işte o zaman Allâhü Teâlâ’dan gafil olmamak ve Allâhü Teâlâ’yı dâimî olarak zikretmek mümkün olur...”

(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, Fazilet Neşriyat, c. 2, m. 25)

 

KUZEY KUTBU MU DAHA SOĞUKTUR, GÜNEY KUTBU MU?

 

Güneş ışınları, Dünya’nın eksen eğiminden kaynaklı olarak kutuplara çok eğik biçimde gelir. Hattâ kutup noktalarında yılın altı ayı boyunca güneş hiç doğmaz, diğer altı ayda da hiç batmaz. Bu yüzden kutup bölgelerinin fazla ısınması mümkün olmaz. Bu durum, her iki kutup için de geçerli olduğu hâlde Güney Kutbu, Kuzey Kutbu’ndan daha soğuktur. Bunun sebebi, iki kutbun göründükleri kadar benzer olmamasıdır. Her ne kadar iki kutup da buzlarla örtülü olsa da Güney Kutbu, bir kara parçasıdır, bu yüzden de Antarktika adıyla yedi kıtadan biri olarak kabul edilir. Kuzey Kutbu ise okyanus üzerinde yüzmekte olan bir buz kütlesidir.

Güney Kutbu çok kalın bir buz tabakasıyla kaplıdır ve ortalama yüksekliği çok fazladır. Bu da Güney Kutbu’nu çok daha soğuk bir yer yapar. Kuzey Kutbu’nu oluşturan buz kütlesinin su üstündeki yüksekliği ise çok azdır ve Kuzey Kutbu, üzerinde yüzdüğü okyanusun ılıman tesiri altındadır. Bu sebeple Güney Kutbu, Kuzey Kutbu’ndan çok daha soğuktur.

Hicrî:   17  Cemâziyelevvel   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

29 Kasım 2023 Çarşamba

İMAN ETMEYENLERİN ÂKIBETİ

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : وَإِنَّ اللهَ عَزَّ وَجَلَّ يُعْطِي الدُّنْيَا مَنْ يُحِبُّ وَمَنْ لَا يُحِبُّ وَلَا يُعْطِي الدِّينَ إِلَّا لِمَنْ أَحَبَّ. (حم)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محقق الله عز و جل ، دنياي ( رزقى ) ، سوديكينه ده سومديكينه ده ورير . دينين ( كوزل آخلاق و آدابنى ) إيسه آنجق سوديكينه ورير  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Muhakkak Allâh Azze ve Celle, dünyayı (rızkı), sevdiğine de sevmediğine de verir. Dini(n güzel ahlâk ve âdâbını) ise ancak sevdiğine verir.”

 (Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Hicrî:  16   Cemâziyelevvel    1445  Fazilet Takvim

 

 

İMAN ETMEYENLERİN ÂKIBETİ

 

Allâhü Teâlâ Hazretleri, Hûd Suresi’nin 110. ve 111. âyet-i kerîmeleriyle Resûl-i Ekrem’ine teselli olarak Hz. Mûsâ’nın da kavminden nasıl ihtilaflarla, şüphelerle karşılaşmış olduğunu bir misal olarak haber veriyor. Şöyle tefsir edilmiştir:

Kasem olsun ki, Mûsâ’ya dahi Kitâb verdik de onda ihtilaf edildi. Yani, merak etme yâ Muhammed! Yalnız sana ve sana verilen Kur’ân’a karşı ihtilâf çıkarılmıyor. Firavun’a galebe eden Hz. Mûsâ’ya da Kitâb verildiği zaman ümmeti olan Benî İsrâîl, tarafından ihtilâf çıkarıldı. Hâlbuki Hz. Mûsâ’ya Tevrat’ın indirilmesi, Firavun’un ve avenesinin boğulmasından ve Benî İsraîl’in kurtulmasından sonra olmuştu. Bu sûretle Benî İsraîl, Tevrat’tan evvel bunları görmüş ve Hz. Mûsâ’nın risâletini kabul etmiş oldukları hâlde bile Tevrat nâzil olunca hepsi derhâl iman edivermediler. Onun Allah’tan olup olmadığında ihtilâf ettiler, kimi iman etti, kimi etmedi. Sana ise evvelâ Kitâb nâzil oluyor, binâenaleyh sana verdiğimiz Kur’ân hakkında kavminden birtakımlarının, “Bir kenz (hazine) indirilse ya veya beraber bir Melek gelse ya! Onu sen uyduruyorsun.” diye inkâr ederek ihtilaf çıkarmalarına ehemmiyyet verme. Eğer Rabb’inden bir ecel takdir buyurulmamış olsa idi, derhâl kavminden ihtilâf edenlerin hemen şimdiden aleyhlerinde hüküm verilir, icra edilir, işleri bitirilirdi.

Hûd Sûresi’nin 15. ve 16. âyet-i kerîmelerinde iman etmeyenler hakkında şöyle buyurulmuştur -meâlen- “Her kim dünya hayatını ve ziynetini dilerse, biz onlara amellerinin karşılığını dünyada tamamen öderiz. Bu husûsta hiçbir haksızlığa uğratılmazlar. Fakat onlar, ahirette öyle olurlar ki kendilerine ateşten başka bir şey yoktur. Ve işledikleri bütün iyilikler orada boşa gitmiştir. Bütün yaptıkları bâtıldır, boştur.” Bunlar bu âyet-i kerîmede hâl ve akıbetleri beyan olunan ve yalnız dünya hayat ve ziyneti peşinden koşan körler kısmındandırlar. Bunlar, dünyadan ne alacaklarsa alacaklar ve sonra âhirette bütün amellerinin bâtıl olduğunu görecek, yaptıklarının cezasını çekeceklerdir. Çünkü o Rabb’in, onlar her ne yapıyorlarsa haberdardır. Hiç birisini cezasız bırakmaz.

Hicrî:   16  Cemâziyelevvel   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"