قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : اَلْمُؤْمِنُ مِنَ الْمُؤْمِنِ بِمَنْزِلَةِ الرَّأْسِ مِنَ الْجَسَدِ يَأْلَمُ الرَّأْسَ مَا يُصِيبُ الْجَسَدَ وَكَذَلِكَ الْمُؤْمِنُ يَأْلَمُ بِمَا يُصِيبُ الْمُؤْمِنَ. (هب)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محقق ( كامل ) مؤمنلردن هر برى ، ديكرى إيجن بدندكى باش كبيدر . نصل كى باش ، بدندكى بر آغريدان دولاي آجى دويارسه ، مؤمن ده ديكر بر مؤمنيك باشنه كلن صقنطى دان دولاي ألم دويار . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak (kâmil) müminlerden her biri, diğeri için bedendeki baş gibidir. Nasıl ki baş, bedendeki bir ağrıdan dolayı acı duyarsa, mümin de diğer bir müminin başına gelen sıkıntıdan dolayı elem duyar.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 12 Cemâziyelevvel 1445 Fazilet Takvim
HİND BİNT-İ AMR (R. ANHÂ)
Hind binti Amr (r. anhâ), Uhud Gazvesi’nde şehit düşen Ensar’dan Abdullah bin Amr’ın kız kardeşi ve Câbir bin Abdullâh’ın halasıdır. Hicret’ten sonra Peygamber Efendimize bîat eden hanımlar arasında Hind (r. anhâ) da bulunuyordu. Uhud Harbi’nde yaralanan Müslümanları tedavi etmek için Medine-i Münevvere’den harp mahalline giden dokuz (veya on dört) hanımdan birisidir.
Uhud Harbi’nde, kocası Amr bin Cemûh, oğlu Hallâd ve kardeşi Abdullah bin Amr’ın şehit edildiğini gören Hind (r. anhâ), bunların bedenlerini devesine yükleyerek Medine’ye götürmek üzere yola çıkmıştı. Harre mevkiinde karşılaştığı Hz. Âişe (r. anhâ), ona harpte olup bitenleri sorunca, Hind (r. anhâ) “Resûlullah sağ olduktan sonra hiçbir felâket büyük sayılmaz. Allâhü Teâlâ, müminlerden bir kısmını şehit olarak huzuruna aldı.” cevabını vermişti. Bu esnâda deve, olduğu yere çöktü, Medine tarafına gitmiyor; yönü Uhud tarafına çevrildiğinde ise koşmaya başlıyordu. Hind (r. anhâ), devesinin bu garip hâlini Resûlullah (s.a.v.) Efendimize haber verdiğinde, “Deve vazifelidir; Amr, sana bir şey söylemiş miydi?” diye sordular. Hind de, aksak olduğu için Bedir Harbi’ne katılamayan Amr’ın (r.a.), Uhud’a gitmeden önce, “Allahım! Beni, aileme zillet içerisinde geri döndürme, bana şehitlik nasip et.” şeklinde dua ettiğini söyledi.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.), onların Uhud’a geri götürülmesini emir buyurup cenâzeleri oraya defnettiler ve buyurdular ki: “İşte deve, bunun için yürümedi. Ey Ensâr topluluğu! Sizden öyleleri vardır ki, bir şeyin olması için yemin etse, Allâhü Teâlâ, onun yeminini yerine getirir. Amr bin Cemûh da bu kimselerdendir. Ey Hind! Şehit olarak ruhunu teslim edinceye kadar onlar üzerine melekler gölge yaptılar ve nereye defnedileceklerine bakıp durdular.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şehitlerin Uhud’da defnedilmesinden sonra Hind’e (r. anhâ), kocası, oğlu ve kardeşinin cennette beraber olduklarını haber verince Hind, kendisinin de Cennet’te onlarla birlikte olması için Resûlullah (s.a.v.) Efendimizden dua etmelerini istedi.
Hicrî: 12 Cemâziyelevvel 1445 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder