11 Kasım 2023 Cumartesi

ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN RAHMETİNDEN ÜMİT KESİLMEZ


 

قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اَسْرَفُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَم۪يعًاۜ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُ (سورة الزمر، ٥۳)

الله تعالى شويله بيوردى - مئآلا :  ( حبيبم ، بنم طرافمدان مؤمنلره ) ده كى ، أى نفسلرى عليهنه إسراف أتمش ( كوناحده إفراطه دوشمش اولان ) قوللارم ! الله ، يك رحمتندن أؤميدى ( نزى ) كسمين ، جونكى الله ، بتون كونحلرى مغفرت بيورور ، شبهسز كى او ، غافور و رحيم در . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen:  ... “(Habîbim, benim tarafımdan müminlere) de ki, ey nefisleri aleyhine israf etmiş (günahta ifrâta düşmüş olan) kullarım! Allâh’ın rahmetinden ümidi(nizi) kesmeyin, çünkü Allah, bütün günahları mağfiret buyurur, şüphesiz ki O, Gafûr ve Rahîm’dir.”

(Zümer Sûresi, âyet 53)

Hicrî:  27  Rebîulâhir   1445  Fazilet Takvim

 

 

ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN RAHMETİNDEN ÜMİT KESİLMEZ

 

Bir a‘râbî, Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’e gelerek, “Yâ Resûlallah! Ben, ancak Ramazân-ı şerîf orucunu tutabiliyorum, üzerine fazla (nafile) oruç tutamıyorum. Yine ancak beş vakit namazı kılabiliyorum, bunlardan fazlasını kılamıyorum. (Malım az olduğundan) Allâhü Teâlâ ve Tebâreke için malıma zekât da düşmüyor, (imkânım olmadığından) hac ve umre de yapamıyorum. Şu hâlde ben, öldüğüm zaman nerede olacağım?” diye suâl etti.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) “Cennet’te (olacaksın)” buyurdular. A’râbî bu defa: “Sizinle beraber mi yâ Resûlallah?” diye suâl etti. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) tebessüm ederek şöyle buyurdular:

Evet. Eğer kalbini Müslümanlara karşı hile ve hasetten, lisanını gıybet ve yalandan, gözlerini, Müslümanlara hor gözle ve Allâhü Teâlâ’nın haram kıldığı şeylere bakmaktan muhafaza edersen, (mübarek ellerini birleştirerek) işte şu iki elim gibi, benimle beraber Cennet’e girersin.”

Yine başka bir a‘râbî gelerek “Yâ Resûlallah! (Mahşer günü) mahlûkatın hesabını kim görür?” diye suâl etti. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) de “Allâh Azze ve Celle.” buyurdular. A‘râbî “Bizzât kendisi mi görür?” diye suâl etti. Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) “Evet.” buyurması üzerine a‘râbî tebessüm etti.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) de ona, tebesümünün sebebini sordular. O da dedi ki:

Muhakkak, Kerîm olan Allâhü Teâlâ, kulu zelil bir hâlde huzuruna geldiğinde lütfu ve keremi ile affeder ve hesaba çektiği zaman müsâmaha ile muâmelede bulunur.” Bu söz üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de:

“Doğru söyledi! Dikkat edin! Allah Azze ve Celle’den daha Kerîm (cömert ve müsâmahalı) kimse yoktur. Muhakkak o, cömertlerin en cömerdidir.” buyurduktan sonra “A‘râbî, çok iyi bildi.” buyurdular.

Hicrî:   27  Rebîulâhir   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder