31 Ekim 2021 Pazar

HZ. EBÛBEKR’İN RÂFİ HAZRETLERİNE NASİHATLERİ

 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ خَزَنَ لِسَانَهُ سَتَرَ اللهُ عَوْرَتَهُ وَمَنْ كَفَّ غَضَبَهُ كَفَّ اللهُ عَنْهُ عَذَابَهُ وَمَنِ اعْتَذَرَ إِلَى اللهِ قَبِلَ اللهُ مِنْهُ عُذْرَهُ. (هب)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  كيم دلنى طوطارسه ، الله تعالى اونون عيبنى أؤرتر ، كيم أؤفكسنه مانى اولورسه ، الله تعالى اونه عذاب أتمز ، كيم ده الله تعالى يا أؤزرونى عرض أدرسه ، الله تعالى اونون عزرونى قبول أدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Kim dilini tutarsa, Allâhü Teâlâ onun ayıbını örter; kim öfkesine mâni olursa, Allâhü Teâlâ ona azab etmez; kim de Allâhü Teâlâ’ya özrünü arz ederse, Allâhü Teâlâ, onun özrünü kabul eder.”

(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:   25   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

HZ. EBÛBEKR’İN RÂFİ HAZRETLERİNE NASİHATLERİ

 

Râfi‘ bin Ebû Râfi‘ (r.a.) şöyle anlattı: Müslüman olduğum zaman, Resûlullâh’ın (s.a.v.), Amr bin Âs’ı (r.a.) kumandan olarak gönderdiği Zâtü’s-Selâsil gazâsına katılmıştım. Yolda Ebûbekir’i (r.a.) arkadaş edindim, hep yanında bulunuyordum.

Medine’ye yaklaştığımız sırada, ”Ey Ebûbekir! Senden bir şeyler öğrenmek için, sana yoldaş oldum. Bana nasihatte bulun”  dedim; “Sen istemesen de zaten bunu yapacaktım” cevabını verdi. Sonra şöyle dedi: “Hz. Allâh’ın birliğini kabul edip ona hiçbir şeyi ortak koşma. Namazlarını vaktinde ve güzelce kıl. Zekâtı ver. Ramazân-ı şerîf orucunu tut. Beytullâh’ı haccet. Cünüplükten guslet. Müslümanlardan iki kişinin bile âmiri olmayı arzu etme.”

Bunun üzerine dedim ki “Ey Ebûbekir! Vallâhi ben öyle umuyorum ki inşallah söylediklerini yaparım. Ancak insanların başına geçmemeye gelince; Görüyorum ki âmir olanlardan, Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) ve insanlar yanında, bununla şereflenenler var! Sen niçin beni bundan men ediyorsun?” Şöyle cevap verdi:

Muhakkak Allâhü Teâlâ, Muhammed (s.a.v.)’i, bu din ile gönderdi. O da Allah yolunda cihâd etti; var gücü ile çalıştı. Nihayet insanlar, bu dine girmeyi kabul ettiler. Bu dine girenler, Allâh’ın korumasına ve yakınlığına nâil olmuştur. Allâh, müminlerin velîsidir. Şimdi sen de sakın bir haksızlık yaparak, Allâh’ın yakınlığına ermiş kimseler hakkındaki ahdini bozayım deme! Zira Hz. Allah, onlara sahip çıkarak senden bunun hesabını sorar.”

Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem âhirete irtihâl edip Hz. Ebûbekir (r.a.) insanların başına geçtiği zaman, onun yanına varıp dedim ki, “Ey Ebûbekir! Sen, beni, Müslümanlardan iki kişinin bile başına geçmekten nehyetmemiş miydin?” “Evet, seni şimdi de bundan menediyorum” dedi. “Peki senin, insanların başına geçmenin sebebi nedir?” diye sordum. “Ben, bundan kurtuluş yolu bulamadım. Ümmet-i Muhammed arasına bir ihtilaf ve tefrika düşmesinden korktum!” cevabını verdi.

Hicrî:   25   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

30 Ekim 2021 Cumartesi

MEZHEB


 

قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا وَاتَّقُوا اللهَ اِنَّ اللهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ. (سورة الحشر، ٧)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا ) :  وبيغمبر ، سزه هر نه وريرسه اونى آلنز وسزى نهيتديكندن ده صاقنينز . والله دان قورقونوز . جونكى الله تعالى نيك عذاب جتندر  . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu(meâlen):   Ve Peygamber, size her ne verirse onu alınız ve sizi nehyettiğinden de sakınınız. Ve Allah’tan korkunuz. Çünkü Allâhü Teâlâ’nın azâbı çetindir.” (Haşr Sûresi, âyet 7)

Hicrî:   24   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

MEZHEB

 

Mezheb, büyük din müctehidlerinin edille-i şer‘iyyeden çıkardıkları meseleler ve hükümler topluluğudur.

Peygamberimiz (s.a.v.) hâli hayatta iken, Müslümanlar her türlü meselelerini Peygamberimizden öğrendiler. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) vefatından sonra ise Sahâbe-i Kirâm’ın önde gelenlerinden büyüklerinden öğreniyorlardı. Mezheb imamları, dinî meseleleri Sahâbe-i Kirâm’dan ve Tâbiîn’den öğrenmişler ve bunları bir araya toplamışlardır. Âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve icmâda bulunmayan hususlarda kıyas ve ictihâd yoluyla hükümler çıkarmışlar ve böylece mezhepler meydana gelmiştir.

Mezheb iki kısımdır: İtikâdda mezheb; amelde mezheb.

İtikâdda hak mezheb; Ehl-i Sünnet ve Cemâat Mezhebi’dir. Bu da Peygamberimizin ve ashâbının itikâd (inanç) ve ameli üzere olanların mezhebidir.

Ehl-i Sünnet ve Cemâat Mezhebi’nin itikâdda imâmları ikidir:

İmâm Ebû Mansûr Muhammed Mâtürîdî Hazretleri, H. 280 (M. 894) târihinde Türkistan’da, Semerkand şehrinin Mâtürid köyünde doğmuş ve H. 333 (M. 945) tarihinde Semerkand’da vefat etmiştir.

İmam Ebü’l-Hasen Eş’arî Hazretleri, H. 260 (M. 873) tarihinde Basra’da doğmuş, H. 324 (M. 936) tarihinde Bağdat’ta vefat etmiştir.

Ehl-i Sünnet ve Cemâat’in amelde hak mezhebi dörttür:

1- Hanefî Mezhebi: İmâmı, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe Nu’mân bin Sâbit Hazretleridir. Adı Nu’mân, babasının adı Sâbit’tir. H. 80 (M. 699) tarihinde Kûfe’de doğmuş, H.150 (M. 767) târihinde Bağdat’ta vefat etmiştir.

2- Mâlikî Mezhebi: İmâmı, İmâm Mâlik bin Enes Hazretleridir. H. 93 (M. 711) tarihinde Medîne-i Münevvere’de doğmuş ve H. 179 (M. 795) tarihinde yine Medîne’de vefat etmiştir.

3- Şâfiî Mezhebi: İmâmı, İmâm Muhammed bin İdrîs-i Şâfiî Hazretleridir. H. 150 (M. 767) tarihinde Gazze’de doğmuş, H. 204 (M. 820) tarihinde Mısır’da vefat etmiştir.

4- Hanbelî Mezhebi: İmâmı, İmâm Ahmed bin Hanbel Hazretleridir. H. 164 (M. 780) tarihinde Bağdat’ta doğmuş, H. 240 (M. 855) tarihinde yine Bağdat’ta vefat etmiştir. (Muhtasar İlmihâl, Fazilet Neşriyat)

Hicrî:   24   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"