ABDULLAH DEHLEVÎ (K.S.) HAZRETLERİ

قَالَ اللهُ تَعَالَى:  اِنَّ وَلِيِّىَ اللهُ الَّذِي نَزَّلَ الْكِتَابَ وَهُوَ يَتَوَلَّى الصَّالِحِينَ. (سورة الاعراف، ١٩٦)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا ) :  ( حبيبم ، دكى ) شبهه يوقكى بنم وليم ( ياردم أديب همايه بيوران صاحبم ) ، او كتابى ( قرآن كريمى ) إندرمش اولان الله تعالى در واو ، بتون صالحلره وليلك أدر  . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu(meâlen):  “ (Habîbim, de ki) şüphe yok ki benim velim (yardım edip himâye buyuran sahibim), o kitabı (Kur’ân-ı Kerîm’i) indirmiş olan Allâhü Teâlâ’dır ve O, bütün sâlihlere velîlik eder.”

(A‘râf Sûresi, âyet 196)

Hicrî:   10   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

ABDULLAH DEHLEVÎ (K.S.) HAZRETLERİ

 

Silsile-i Sâdât’ın yirmi sekizinci halkası olan Abdullah Dehlevî kuddise sirruh Hazretleri, 1745 senesinde Hindistan’ın Pencab vilayetinin Tebâle kasabasında doğdu. Nesebi, Hazret-i Ali’ye (k.v.) ulaşır. Babası Şeyh Abdüllatîf (k.s.), evliyadan bir zât idi.

Şeyh Abdüllatîf (k.s.), üstâzı Nâsıruddîn Hazretlerine intisâb etmesi için oğlunu Delhi’ye çağırdı. Ancak üstâzı, Abdullâh Dehlevî Hazretlerinin Delhi’ye ulaştığı gece vefat etti. Şeyh Abdüllatîf (k.s.) oğluna, “Ben seni bîat etmen için çağırdım. Ancak nasip olmadı. Sen, dilediğin bir şeyhe intisâb edip tarîkatı öğrenebilirsin.” dedi. Abdullah Dehlevî Hazretleri, Delhi’de bulunan büyük zâtların meclislerine gitti. Fakat kalbi, bağlanmak için, hiçbirisine ısınmadı.

Mevlânâ Mirzâ Cân-ı Cânân (Şemsüddîn Habîbullah) (k.s.) Hazretlerinin dergâhına gitti. Tarîkata girmek istediğini söyledi. Mevlânâ Mirzâ Cân-ı Cânân Hazretleri, “Sen, zevk ve şevk bulunan bir yere git. Burada tuzsuz taşı yalamak vardır.” buyurdular. Abdullâh Dehlevî Hazretleri, “İşte benim aradığım budur.” deyince “Mübarek olsun” buyurarak talebeliğe kabul ettiler.

Kendileri şöyle anlatırlar, “Tefsir ve hadis ilimlerini tahsîlden sonra Mevlânâ Mirzâ Cân-ı Cânân Hazretleriyle müşerref oldum. Tarîkat-ı Nakşibendiyye’yi bana öğrettiler. On beş sene zikir ve murâkabe halkasında bulunma şerefine kavuştum. Bu fakire, irşâd için mutlak icâzet verdiler.”

Şemsüddîn Habîbullah (k.s.) Hazretlerinin vefatından sonra, Abdullâh Dehlevî Hazretleri, mürîdleri terbiye ve tâlibleri irşâd makâmına geçtiler. İnsanlar huzuruna akın etti.

Abdullah Dehlevî Hazretlerinde güzel ahlâkların tamamı mevcuttu. Çok cömertti. Dergâhında daima, iki yüz kişiden az olmamak üzere müridi bulunur, onların ihtiyaçlarını en güzel şekilde karşılardı.

Abdullah Dehlevî Hazretleri, kendilerinden sonra Ebû Saîd Hazretlerine umumî irşâd için hilafet verdiler. 22 Safer 1240 (M. 1824) senesi, Pazartesi günü işrak vakti âhirete irtihâl ettiler.

(Silsiletü’z-Zeheb, Fazilet Neşriyat)

Hicrî:   10   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"