31 Aralık 2017 Pazar

MÜSLÜMAN OLMAYANLARA BENZEMEK





قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَيْسَ مِنَّا مَنْ تَشَبَّهَ بِغَيْرِنَا. ( ت )
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   بزدن اولمايانلره بنزميه جالشان ، بزدن دكل در ."
Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Bizden olmayanlara benzemeye çalışan, bizden değildir.
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   13  Rebîulâhir  1439  Fazilet Takvimi 


MÜSLÜMAN OLMAYANLARA BENZEMEK

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ümmetinin sözlerinde ve fiillerinde hâsılı her hususta Müslüman olmayanlara benzemelerini yasaklamıştır.

Hıristiyan ve Yahudiler Âşûrâ günü oruç tuttukları için, ashabına bir gün önce veya bir gün sonrasıyla oruç tutmalarını emretmişlerdir. Selam verme hususunda Hıristiyan ve Yahudilere benzememelerini emretmiştir.

Namaz vakitlerini îlan için ateş yakmak, çan çalmak gibi teklifler -Müslüman olmayanlara benzemek olacağından- Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından kabul edilmemiştir.

Gayr-i müslimlerin ibâdet vakitlerinde namaz kılmak, onlara benzemek olacağından mekruh görülmüştür.

Daha birçok hususta onlara benzemeyi yasaklamıştır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şeriflerinde “Kim bir topluluğa benzerse, o kimse onlardandır.” buyurmuştur. Bu benzeme, bayramlarına, kıymet verdikleri günlere itibar etmek, haç, zünnar gibi şeyler takınmak gibi hususlardadır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şeriflerinde:

“Ümmetim, kendinden evvelki ümmetlerin yolunu karış karış, arşın arşın takip etmedikçe kıyâmet kopmaz.” buyurdular.

Bu hadîs-i şerifte, Müslümanların diğer ümmetlerin ahlâka aykırı hâl ve hareketlerini takip ve taklid etmeleri yasaklanmıştır. Şüphesiz her dînin ve her topluluğun kendine has bir örf ve âdeti vardır.

Müslümanların hiçbir dîni ve hiçbir milleti taklide ihtiyacı olmayan bir medeniyeti ve husûsiyeti vardır.

Furkan sûresinin “Ve onlar (sâlih kullar) yalan yere şâhitlik etmezler (yalan söylenilen yerlerde durmazlar), faydasız bir şeye rastladıkları zaman yüz çevirip geçer giderler.” meâlindeki 72. âyet-i kerîmenin tefsîrinde bazı müfessirler “Onlar müşriklerin bayramlarına uğramazlar, orada hazır olup durmazlar.” diye tefsir etmişlerdir.
Hicrî:   13  Rebîulâhir  1439  Fazilet Takvimi 


30 Aralık 2017 Cumartesi

PEYGAMBER EFENDİMİZ BUYURDULAR




جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: يَا رَسُولَ اللهِ أَوْصِنِي قَالَ: عَلَيْكَ بِتَقْوَى اللهِ فَإِنَّهَا جِمَاعُ كُلِّ خَيْرٍ. (طص)
بر آدام رسول الله أفندمزه ( صلى الله عليه وسلم )  كلدى و ! يا رسول الله بانه تَوْصيه ده بولون . ! ده دى . رسول الله  ( صلى الله عليه وسلم )  ! صنه تَقْواي ( الله تعالى دان قورقماي )  تَوْصِيَه أديوروم . زيرى تَقْوى بتون خيرلرى طوبلر ! بيوردولر ."
“Bir adam Resûlullah Efendimiz’e (s.a.v.) geldi ve ‘Yâ Resûlallah bana tavsiyede bulun.’ dedi. Resûlullah (s.a.v.) ‘Sana takvayı (Allâhü Teâlâ’dan korkmayı) tavsiye ediyorum. Zira takva bütün hayırları toplar’ buyurdular.” 
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemu’s-Sağîr)
Hicrî:   12  Rebîulâhir  1439  Fazilet Takvimi 

PEYGAMBER EFENDİMİZ BUYURDULAR


Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), Ebû Zerri'l-Gıfârî'ye (r.a.) şöyle buyurdular:
Ey Ebû Zer! Çok amel işlemekten ziyâde ameli takvâ ile işlemeye ehemmiyet ver.
Ey Ebû Zer! Muhakkak Allâhü Teâlâ bir kuluna hayır murâd ettiğinde günahlarını ona gösterir.
Ey Ebû Zer! Muhakkak mü'min günahını, altında durduğu bir dağ gibi görür, onun üzerine düşüvermesinden korkar. Kâfir ise günahını burnu üzerine konup giden bir sinek gibi görür.
Ey Ebû Zer! İşlediğin günahın küçüklüğüne bakma, isyanda bulunduğun zâtın büyüklüğüne bak.
Ey Ebû Zer! Bir adam nefsini, bir ortağın diğer ortağını çektiğinden daha şiddetli hesaba çekmedikçe müttakîlerden (Allah'tan hakkıyla korkanlardan) olmaz. (Nefsini böyle hesâba çeken) müttakî, yiyeceği neredendir, içeceği neredendir, giyecekleri neredendir, haramdan mıdır helâlden midir, bunları bilir. (Kenz)

ASHÂB-I BEDİR..........HÂRİSE BİN SÜRÂKA (R.A.)

Ensâr'dan ve Hazrec kabîlesinin Adiy oğullarındandır. Annesi, Enes bin Mâlik bin Nadr'ın teyzesi olan Rübeyyi' binti'n-Nadr'dır.
Hârise Hazretleri Bedir'de su içerken gırtlağına gelen bir ok ile genç yaşta şehîd olmuştur. Ensâr-ı Kirâm'dan ilk şehîddir.
Annesi Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) huzuruna gelerek:
“Yâ Resûlallâh! Hârise'yi ne kadar sevdiğim mâlûmunuzdur. Eğer cennetliklerden ise mükâfâtını Allâhü Teâlâ'dan umarak sabredeceğim. Yok bunun aksi ise nasıl sabredeyim. Ömrüm oldukça ona ağlarım” dedi. Resûlullâh Efendimiz (sallallâhü aleyhi vesellem):
“Ey Ümmü Hârise! Cennetler çoktur. Hârise (onların en yücesi olan) Firdevs Cennet'indedir.” buyurunca annesi çok sevinerek dönüp gitti.
Hicrî:   12  Rebîulâhir  1439  Fazilet Takvimi 


29 Aralık 2017 Cuma

TAKVÂ’NIN EHEMMİYETİ



سُئِلَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ أَكْثَرِ مَا يُدْخِلُ النَّاسَ الْجَنَّةَ فَقَالَ تَقْوَى اللهِ وَحُسْنُ الْخُلُقِ . (ت)
رسول الله ( صلى الله عليه وسلم )  أفندمزه ! إنسانلريك أك جوق جنته كرملرينه سبب اولان شى نه در ؟  ديه سورولدى . ! الله دان قورقمق و كوزل آحلاق ! بيوردولر ."
Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’e ‘İnsanların en çok cennete girmelerine sebep olan şey nedir?’ diye soruldu. ‘Allah’tan korkmak ve güzel ahlâk’ buyurdular.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   11  Rebîulâhir  1439  Fazilet Takvimi 

TAKVÂ’NIN EHEMMİYETİ


Takvâ, haramlardan başka şüphelileri dahi terk ederek tamamen Rabb'inin ibadetiyle meşgul olmaktır. Takvâ sâhibi, (kısa zamanda) ayrılacağını bildiği için dünyaya iltifât etmez. Allâhü Teâlâ'nın rızâsı olmayan şeye vakit ayırmaz. Böylece nihâyet sıddîklardan olur.
İmâm Gazâlî (rah.) der ki:
Ey oğul, sana Allâhü Teâlâ'nın peygamberlerine ve evliyasına, sâlihlere ve bütün kullarına tavsiye ettiği şeyi tavsiye ediyorum:
Allâhü Teâlâ -meâlen- “Ey Müslümanlar, Celâlim hakkı için, sizden evvel kitap verilenlere ve hem size, Allah(ın azâbından) korkun diye tavsiye ettik” (Nisâ sûresi, âyet 131) buyurmuştur.
Allâhü Teâlâ katında takvâdan daha aziz, daha kıymetli şey yoktur. Sen de takvânın hakikatine ermek için bütün gayretinle çalışmalısın.
Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz Muâz bin Cebel'e (r.a.) buyurdu ki:
“Size şunları tavsiye ediyorum:
Takvâ sâhibi olun.
Doğru sözlü, ahde (verdiğiniz söze) vefâlı olun, emânetlere riâyet edin.
İnsanlara zulmetmeyin.
Komşu hakkına riâyet edin.
Yetime merhamet edin.
Sözünüz yumuşak olsun.
Selâmı yayın.
Ameliniz güzel, dünya emelleriniz kısa olsun.
Îmânınızı koruyun ve Kur'ân-ı Kerîm'i okuyup onunla amel edin.”
Hazret-i Ebûbekr-i Sıddîk'ın: “Muhakkak ben bir harama düşerim korkusuyla elbette helâlden yetmiş kapıyı terk ederim” sözü takvânın en güzelini bildirmektedir.
Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdu: “Ya Ali, kim helâlinden yerse dîninde ihlaslı olur, kalbi incelir, Allah korkusundan gözlerinden yaşlar akar. Duâsı(nın önünde) perde olmaz; yani duâsı kabul olunur.
Kim şüpheli şeyleri yerse dininde şüpheye, düşer, kalbi katılaşır, imanı zayıflar, duâsı kabul olunmaz. İbâdeti az olur." 
(Hâdimî, Eyyühe’l-Veled Şerhi)
Hicrî:   11  Rebîulâhir  1439  Fazilet Takvimi