31 Ocak 2023 Salı

EHL-İ SÜNNET İTİKÂDI ÜZERE OLMANIN EHEMMİYETİ


 

قَالَ اللهُ تَعَالَى : وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوِ اجْهَرُوا بِهِ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ. (سورة الملك، ١۳)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) :  سوزونوزى ( إنانج و مزهبنزى ) إستر كزلين إستر آجيغه ورون . جونكى او ( حضرتى الله ) قلبلرينزدكنى ( إيجيله دشيله بتون حقيقتلرى ) بلير . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen):  “Sözünüzü (inanç ve mezhebinizi) ister gizleyin ister açığa vurun. Çünkü o (Hazret-i Allah), kalplerinizdekini (içiyle dışıyla bütün hakikatleri) bilir.”

(Mülk Sûresi, âyet 13)

Hicrî:  09  Receb    1444 Fazilet Takvim

 

EHL-İ SÜNNET İTİKÂDI ÜZERE OLMANIN EHEMMİYETİ

 

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:

Mükellef olan Müslümanlara vacip olan ilk zarûrî vazife, itikâdlarını Ehl-i Sünnet ve Cemâat âlimlerinin görüşlerine münasip şekilde tashih etmeleridir.” (c. 1, m. 193)

İtikâdın, Ehl-i Sünnet ve Cemâat Mezhebi’nin itikâd esasları üzerine olması ve bu husûsta, falan ne söylemiş, filan ne söylemiş; buna bakılmaması gerekir.” (c. 1, m. 251)

Vaazların özü ve nasihatlerin aslı, dine ve şerîate tam bağlı olan kimseler ile beraber olmaktır.

Dine ve şerîate tam bağlı olmak, hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemâat yolundan gitmeye bağlıdır ki onlar, diğer topluluklar arasından ateşten (Cehennem’den) kurtulan topluluktur. Bu büyüklere uymadan kurtulmak mümkün değildir ve onların görüşlerine uymadan felâha ulaşmak da imkânsızdır

Sırât-ı müstakîm olan Ehl-i Sünnet âlimlerinin yolundan, hardal miktarı kadar ayrılmış olan bir şahsın sohbetinin, öldürücü bir zehir olduğuna, onunla beraber oturmanın da ef’â (engerek) yılanıyla oturmak gibi (tehlikeli) olduğuna, hiç şüphesiz inanmak lâzımdır.” (c. 1, m. 213)

İyi biliniz ki; bidat sahibi ile birlikte olmanın vereceği zarar, kâfirle birlikte olmanın vereceği zarardan daha fazladır. Ve bütün bidatçilerin en şerlisi ve en fenâsı, Resûlullâh (s.a.v.) Efendimizin  Ashâbına buğz eden tâifedir.” (c. 1, m. 54)

İtikâd kirliliği ki bu, Ehl-i Sünnet itikâdına muhalefettir, öldürücü bir zehirdir. Bu hâl, insanı (eğer bidati, küfre varmışsa) ebedî ölüme ve sonsuz azâba götürür. Ameldeki kusurların ve tembelliğin mağfiret olunması ümit edilir, fakat itikâddaki bozukluğun mağfiretine ihtimâl dahi yoktur.” (c. 2, m. 67)

“Kalp aynasını, Allah Azze ve Celle’nin dışındakilere muhabbet besleme pasından temizlemek, cilalamak gerekir. Bu pası giderecek en iyi cila, Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem’in sünnet-i seniyyesine sımsıkı tâbi olmaktır.”

(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, Fazilet Neşriyat, c. 1, m. 42)

Hicrî:     09 Receb  1444 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

30 Ocak 2023 Pazartesi

İNFÂK İYİ NİYETLE YAPILMALIDIR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ الصَّدَقَةَ تَدْفَعُ سَبْعِينَ بَابًا مِنَ السُّوءِ. (طب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  محقق صدقه ، يتمش كوتولك قابسنى قبطر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Muhakkak sadaka, yetmiş kötülük kapısını kapatır.”

(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)

Hicrî:  08  Receb    1444 Fazilet Takvim

 

İNFÂK İYİ NİYETLE YAPILMALIDIR

 

Bakara Sûresi’nin 270. âyet-i kerîmesi, sadakalarda ve nezirlerde dikkat ve riâyet edilecek bazı husûslara işaret etmektedir. Şöyle tefsir edilmiştir:

Ey Müslümanlar! Allâhü Teâlâ, size yapacağınız iyiliklerden dolayı mağfiret ve fazilet ihsan buyurur. Ve fakirlere, münasip yerlere vereceğiniz sadakalardan, az olsun çok olsun, gizlice olsun aşikâre olsun ve zekât yoluyla olsun veya nafile yoluyla olsun, her ne sarf ederseniz veya adaktan her ne adarsanız şüphe yok ki Allâhü Teâlâ, o yaptığınız infâkı veya nezri bilir. Yani; yapacağınız infâk veya adak, Allah yolunda mıdır, nefis ve hevâ uğrunda mıdır, iyi niyetle midir, yoksa gösteriş için midir, gayrimeşrû bir gayeden dolayı mıdır, bütün bunları Cenâb-ı Hak bilir. Ona göre iyiye ecir, kötüye ceza verir. Binâenaleyh Allah’tan bir şey gizlenir zannetmemelidir. Bu yaptıklarınız Allah rızası için olmayıp da sırf hevâ ve hevesinizin bir eseri ise nefsinize zulmetmiş, kendinizi mükâfattan mahrum bırakmış olursunuz.

İnsan, hayır tohumu ekmek için yapılması lâzım gelen infâkları, günah ve kötü yerlere sarf ederek şer tohumu ekmemelidir. Ayrıca, Allâhü Teâlâ’ya itaat için, sarf edilmesi lâzım gelen nezirleri, adakları, günah yerlere harcamak, malını gizleyip üzerine borç olan zekâtı vermemek veya nezirleri yerine getirmemek, kötü ve bozuk şeyler infâk etmek ya da riyâ ve ezâ ile infâk etmek yahut daha başka bir sûretle Allâh’ın veya kulların hakkını gizlemek veya değiştirmek sûretiyle zulmedenler, nihayet kendilerine yazık etmiş olurlar.

Allâhü Teâlâ’nın nizam ve hikmeti, bunları bir gün elbette cezaya çarptırır. O gün, onlara bir taraftan, bir yardımcı gelmesine de ihtimal yoktur. Onların hiçbir niyeti, hiçbir hareketi, Allâh’ın ilminden kaçmayacağından, hikmet gereği olarak onlar lâyık oldukları cezayı bulurlar. Kendileri için dünyada dost zannettikleri şeytan tabiatlı kimseler de, yarın âhirette onlara yardım edecek bir hâlde bulunamayacaktır. Artık böyle kimselere güvenerek gayrimeşrû hareketlerde, harcamalarda bulunmamalıdır.

Hicrî:     08 Receb  1444 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"