31 Mart 2018 Cumartesi

EN HAYIRLI İNSAN VE AMELLER



قَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَتَمُّكُمْ عَقْلًا أَشَدُّكُمْ لِلهِ خَوْفًا. (احياء)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."    سزين عقلجه أك مُكَمَّلْ اولاننز ، الله تعالى دان أك زياده قورقانينزدر  .
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Sizin akılca en mükemmel olanınız, Allâhü Teâlâ’dan en ziyâde korkanınızdır.” 
(İhyâu Ulûmi’d-Dîn)
Hicrî:   13  Receb  1439  Fazilet Takvimi 


EN HAYIRLI İNSAN VE AMELLER

 
İbn-i Ömer’den (radıyallâhü anhümâ) rivâyet olundu: Ashâb-ı Kirâm’dan biri Peygamber Efendimiz’e (sallallâhü aleyhi ve sellem) gelip “Yâ Resûlallah, insanların Allâhü Teâlâ’ya en sevimli olanı kimdir ve hangi amel Allâhü Teâlâ’ya en sevimlidir?” diye sordu.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “İnsanların Allâhü Teâlâ’ya en sevimli olanı insanlara en faydalı olanıdır. Allâhü Teâlâ’ya amellerin en sevimli olanı da Müslüman kardeşini sevindirmen, bir sıkıntısını gidermen, borcunu ödemen veya açlığını gidermendir. Bir ihtiyacını karşılamak için bir kardeşimle beraber yürümem, bir ay şu mescidimde îtikâf yapmamdan daha sevimlidir.
Kim öfkesine hâkim olursa Allâhü Teâlâ onun ayıp ve kusurlarını örter. Allâhü Teâlâ, intikam almaya gücü yettiği hâlde sabreden kimsenin kalbini kıyâmet gününde îmân ve emniyet ile doldurur.
Kim de kardeşinin bir ihtiyacını görmek için onunla beraber olur ve ihtiyacını giderirse ayakların kaydığı günde Allâhü Teâlâ onun ayaklarını sâbit kılar; kaydırmaz.” (Taberânî, el-Kebîr)
 
AKIL; TEDBİR VE TECRÜBEYE MUHTAÇTIR
 
Hazret-i Ali’ye (kerremallâhü vecheh) “Akıllı kimse kimdir, bize tarif eder misin?” diye sual etmişler.
“Her şeyin lâyık olduğu yeri bilip onu oraya koyan kimsedir.” diye buyurmuş.
Ebu’d-Derdâ Uveymir (radıyallâhü anh) buyurmuşlar ki:  Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) bana: “Yâ Uveymir, aklını ziyâdeleştir ki Allâhü Teâlâ’ya yakınlığın artsın.” Ben: “Yâ Resûlallah, anam, babam sana feda olsun, aklı ziyâdeleştirmek nasıl mümkün olur?” diye sordum, şöyle cevap buyurdular: “Allâhü Teâlâ’nın haram kıldığı şeylerden kaçınır ve farz kıldığı şeyleri tam olarak edâ edersen aklın hakikatine ermiş olursun. Sonra sâlih ameller işleyerek dünyâda aklını ziyâdeleştirmiş, Allâhü Teâlâ indinde yakınlık, izzet ve şerefini artırmış olursun.”
Halîfe Mansur oğluna demiştir ki: “Oğlum, şu iki faydalı şeye çok dikkat et. Birincisi: Düşünmeden hiçbir şey konuşma. İkincisi: Müşâveresiz ve tedbirsiz iş yapma.” 
(Müstatraf)
Hicrî:   13  Receb  1439  Fazilet Takvimi 


30 Mart 2018 Cuma

ÇOCUĞUN KULAĞINA EZAN OKUMAK VE ONA GÜZEL İSİM KOYMAK



قَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَحَبُّ الْأَسْمَاءِ إِلَى اللهِ تَعَالَى عَبْدُ اللهِ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ. (د)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   الله تعالى يه أك سوملى اولان إسملر ، عبدالله و عبدالرحمن در ."
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allâhü Teâlâ’ya en sevimli olan isimler, Abdullah ve Abdurrahmân’dır.” 
(Sünen-i Ebû Dâvud)
Hicrî:   12  Receb  1439  Fazilet Takvimi  

ÇOCUĞUN KULAĞINA EZAN OKUMAK VE ONA GÜZEL İSİM KOYMAK

 
Çocuk dünyâya geldiğinde sağ kulağına Ezân-ı Muhammedî, sol kulağına kâmet okunmalıdır.
Rasûlü’s-Sekaleyn (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz, Hazret-i Hasan (radıyallâhü anh) dünyâya geldiklerinde kulağına ezan okumuşlardır.
Çocuk doğduğunda damağına tatlı bir şey sürülerek Resûlullah Efendimiz Hazretlerinin de okuduğu rivâyet edilen şu duâ okunur: “Allâhümmec’alhü berran. Veenbithü fi’l-İslâmi nebâten hasenen.”
Bu duâyı okuyan şöyle demiş oluyor: “Yâ Rabbi! Dinimize, zamanın sultânına ve üstâzına; baba ve annesine ve sâir itâati lâzım olan kimselere itâatkâr ve bağlı eyle! Zâlim, gaddar, günahkâr ve âsî kılma! İslâm’da kudûmünü bereketli kılıp ahlâkını güzel, lisânını fasîh ve belîğ eyle!”
Çocuğun, velîsi üzerindeki haklarından biri de, çocuğu güzel isim ile isimlendirmektir. Şöyle ki, Peygamberlerden birisinin ismine muvâfık olması, en güzelidir. Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz “Kıyâmet gününde herkes isimleriyle çağrılacağı için, peygamberlerden birinin ismine sahip olan ismin sâhibi, o ismin bereketine nâil olur.” buyurmuşlardır.
Erkek çocuğunu Mehmed, Ahmed, Mahmud, Abdullah, Abdurrahman gibi en güzel isimlerle isimlendirmenin fazilet ve hürmetlerine dâir birçok rivâyet vardır. Kız evladı ise Hadîce, Fâtıma, Âmine, Âişe gibi isimler ile isimlendirmelidir.
Zîrâ, güzel isim bereket sayılır. Hazret-i Fahr-i Âlem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin, güzel olmayan isimleri değiştirdikleri rivâyet olunmuştur. Peygamberlerden birinin ismi konulan evlada, ziyâdesiyle hürmet etmek lazımdır. 
(Osmanlı’da “Muhammed” ismine hürmeten “Mehmed” denilmiştir.) 
(Hukûku Veled)
Hicrî:   12  Receb  1439  Fazilet Takvimi  

29 Mart 2018 Perşembe

RECEB AYINDA KILINACAK NAMAZ


 
قال النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِسْتَكْثِرْ مِنَ النَّاسِ مِنْ دُعَاءِ الْخَيْرِ لَكَ، فَاِنَّ الْعَبْدَ لَا يَدْرِى عَلَى لِسَانِ مَنْ يُسْتَجَابُ لَهُ، أَوْ يُرْحَمُ. (الجامع الصغير)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   إنسانلريك ( صالح مؤمن لريك ) صنه جوق خير دعا أتملرى إسته . زيرى قول ، كميك دعاسنيك قبول اولوناجاغنى ويا ( كميك دعاسيله ) رحمته قاووشاجاغنى بله مز  ."

  Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “İnsanların (sâlih mü’minlerin) sana çok hayır duâ etmelerini iste. Zîrâ kul, kimin duâsının kabul olunacağını veya (kimin duâsıyla) rahmete kavuşacağını bilemez.” 
(Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Hicrî:   11  Receb  1439  Fazilet Takvimi  

RECEB AYINDA KILINACAK NAMAZ
 
Receb-i Şerîf’in 1’i ile 10’u arasında 10 rek’at, 11’i ile 20’si arasında 10 rek’at ve 21’i ile 30’u arasında 10 rek’at kılınacak Hâcet Namazı vardır. Bunların üçünün de kılınış şekli aynıdır. Yalnızca namazların sonlarında okunacak duâlarda fark vardır.
Bu 30 rek’at namazı kılanlar, hidâyete ererler. Bu namazı kılanın kalbi ölmez. Bu 30 rek’at namaz Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) berberi Selmân-ı Pâk (radıyallâhü anh) Hazretleri tarafından rivâyet edilmiştir.
Bu namazlar, akşamdan sonra da, yatsıdan sonra da kılınabilir. Fakat, cuma ve pazartesi gecelerinde ve bilhassa teheccüd vaktinde kılınması daha fazîletlidir.
Kılınışı: Hâcet Namazı’na şu niyetle başlanır:
“Yâ Rabbi, teşrifleriyle dünyâyı nûra gark ettiğin Efendimiz hürmetine, sevgili ayın Receb-i Şerîf hürmetine, beni feyz-i ilâhîne, afv-ı ilâhîne, rızâ-yı ilâhîne nâil eyle, âbid, zâhid kulların arasına kaydeyle, dünyâ ve âhiret sıkıntılarından halâs eyle, rızâ-yı şerîfin için” Allâhü Ekber.
Her rek’atte 1 Fâtiha, 3 Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, 3 İhlâs-ı şerîf okuyup 2 rek’atte bir selâm verilir. Böylece 10 rek’at tamamlanır.
• İlk on gün içinde kılınan namazdan sonra, 11 defa “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît, ve hüve Hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr” okunup duâ edilir.
• İkinci on gün içinde yani Receb-i Şerîf’in 11’i ile 20’si arasında kılınan 10 rek’atten sonra, 11 defa: “İlâhen Vâhıden Ehaden Sameden Ferden Vitran Hayyen Kayyûmen Dâimen Ebedâ” okunup duâ edilir.
• Üçüncü on gün içinde, yani Receb-i Şerîf’in 21’i ile 30’u arasında kılınan 10 rek’atten sonra da 11 kere: “Allâhümme lâ mânia limâ a’tayte, velâ mu’tıye limâ mena’te, velâ râdde limâ kadayte, velâ mübeddile limâ hakemte, velâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ceddü. Sübhâne Rabbiye’l-Aliyyi’l-a’le’l-Vehhâb, Sübhâne Rabbiye’l-Aliyyi’l-a’le’l-Vehhâb, Sübhâne Rabbiye’l-aliyyi’la’le’l-Kerîmi’l-Vehhâb, Yâ Vehhâbü yâ Vehhâbü yâ Vehhâb” okunur ve duâ edilir. 
(Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)
Hicrî:   11  Receb  1439  Fazilet Takvimi 


28 Mart 2018 Çarşamba

ÎMÂNDAN SONRA EN BÜYÜK FARZ: NAMAZ



قَالَ رَسُولُ الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:  مِفْتَاحُ الْجَنَّةِ الصَّلَاةُ وَمِفْتَاحُ الصَّلَاةِ الْوُضُوءُ. (ت)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   جنتيك آناحتارى نامازدر . نامازيك آناحتارى ده عبدستدر  ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Cennetin anahtarı namazdır, namazın anahtarı da abdesttir.” 
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   10 Receb  1439  Fazilet Takvimi  

ÎMÂNDAN SONRA EN BÜYÜK FARZ: NAMAZ

 
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri Mektûbât-ı Şerîfe’sinde şöyle buyurmuştur:
 “…Îtikâdı (ehl-i sünnet îtikâdı üzere) tashih ettikten sonra sâlih ameller işlemek lazımdır. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır:
“İslâm dîni beş temel üzerine kurulmuştur:
Allâh’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in (sallallâhü aleyhi ve sellem) Allâh’ın Resûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucu tutmak ve haccetmek.”
Bu şehâdet, Resûlullâh’ın (sallallâhü aleyhi ve sellem) teblîği ile sâbit olan şeylere îmân ve îtikaddır.
İkincisi dînin direği olan beş vakit namazı edâ etmektir, üçüncüsü malın zekâtını vermektir, dördüncüsü Ramazan ayı orucunu tutmaktır, beşincisi Beytullâhi’l-Harâm’ı (Ka’be-i Muazzama’yı) haccetmektir.
Namaz, Allâh’a ve Resûl’üne îmândan sonra en fazîletli ibâdettir ve îmân gibi lizâtihî hasendir. Diğer ibâdetler böyle değildir. Namazı, -fıkıh kitaplarında îzâh edildiği gibi- tam bir abdest aldıktan sonra, hiç gevşeklik göstermeden, Allâhü Teâlâ’nın huzurunda olduğunu düşünerek ve dikkatle edâ etmek lazımdır.
Namazın kâmil manada edâ olunabilmesi için kırâatte, rükû, sücûd, kavme (rükûdan sonra ayakta durmak), celse (iki secde arasında oturmak)ta ve diğer rükünlerde ihtiyatlı olmak lazımdır. Yine rükû, secde, kavme ve celsede ta’dîl-i erkâna son derece riâyet etmek ve bunu terk ve ihmalden son derece kaçınmak lazımdır.
Namazları, tembellik ve câhillik yaparak geciktirmeyi caiz görmeksizin ilk vakitlerinde edâ etmek lazımdır. Makbul kul, sırf Mevlâ’sının emri olduğu için onun emrine imtisal edendir. Allâhü Teâlâ’nın emrine imtisâli geciktirmek, itaatsizlik ve sû-i edebdendir.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3 / m.17)
Hicrî:   10 Receb  1439  Fazilet Takvimi  


27 Mart 2018 Salı

ZİKRİN FAZÎLETİ



قَالَ رَسُولُ الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ لِلهِ مَلَائِكَةً يَطُوفُونَ فِي الطُّرُقِ يَلْتَمِسُونَ أَهْلَ الذِّكْرِ فَإِذَا وَجَدُوا قَوْمًا يَذْكُرُونَ اللهَ تَنَادُوا هَلُمُّوا إِلَى حَاجَتِكُمْ قَالَ فَيَحُفُّونَهُمْ بِأَجْنِحَتِهِمْ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا.... (خ)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   محقق الله تعالى نيك بر تقم ملكلرى واردر كى ذكر أدنلرى آرامق إيجن يوللرده كزرلر .  الله تعالى ي ذكر أدن بر طوبلولق بولدقلرنده " آراديكنزه كَلِنْ . ديه بربرلرينى جاغررلر . بونون اؤزرينه اونلرى دنيا سماسينه قدار قاناطلريله قوشاطرلر   ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak Allâhü Teâlâ’nın birtakım melekleri vardır ki zikredenleri aramak için yollarda gezerler. Allâhü Teâlâ’yı zikreden bir topluluk bulduklarında ‘Aradığınıza gelin.’ diye birbirlerini çağırırlar. Bunun üzerine onları dünyâ semâsına kadar kanatlarıyla kuşatırlar.” 
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî:   09 Receb  1439  Fazilet Takvimi  


ZİKRİN FAZÎLETİ

 
Allâhü Teâlâ’nın zikrine devam etmeden hiç kimse Allâh’ın rızâsına ulaşamaz. Allâhü Teâlâ, Ahzâb Sûresi’nin 41. ve 42. âyet-i kerîmelerinde -meâlen- “Ey îmân edenler! Allâh’ı çok zikir ile zikredin ve ona sabah akşam tesbih edin” buyurmuştur.
Bir hadîs-i kudsîde buyuruldu ki: “Ey Âdemoğlu, beni zikrettiğinde bana şükretmiş olursun. Benim zikrimi unuttuğunda ise bana nankörlük etmiş olursun.” 
Hadîs-i şerîflerde de şöyle buyuruldu:
“Amellerin en üstünü zikrullahtır (Allah ism-i celâlini zikretmektir).”
“Her şeyin bir cilâsı vardır, kalblerin cilâsı da zikrullahtır.”
“Cennet bahçelerini gördüğünüzde onlardan faydalanın.” Ashâb-ı Kirâm: “Cennet bahçeleri neresidir?” diye sordular:
“Zikir halkalarıdır” buyurdular.
Evliyâdan Ebû Ali Dakkâk (rahimehullâh): “Zikir velilik fermânıdır. Kim zikre muvaffak olursa fermânı almış olur. Kim de zikirden mahrum kalırsa bu mertebeden azlolunmuş olur” demiştir.
Evliyâdan Zünnûn-i Mısrî (rahimehullah) da: “Zikirden kesilmek (mahrum kalmak) en büyük cezâdır” buyurmuştur.
Zikrin husûsiyetlerinden biri de zikir hakkında (meâlen) “Artık beni zikredin ki ben de sizi zikredeyim (yardımımı devam ettireyim).” (Bakara Sûresi, âyet 152) buyurulmasıdır. Bu nimet, bu ümmete mahsûs olup geçmiş ümmetlerden birine nasip olmamıştır.
Her hangi bir vakitle mahdud olmaması zikrin diğer bir husûsiyyetidir. Kul her vakit lisanla yahut kalple zikretmekle mükelleftir.
 
MEVLİD-İ ŞERÎF’TEN
 
Allah adın zikredelim evvelâ,
Vâcib oldur cümle işde her kula.
Allah adın her kim ol evvel ana,
Her işi âsân ide Allah ana.
Allah adı olsa her işin önü,
Hergiz ebter olmaya anın sonu.
Lügatçe: Hergiz: Asla, hiçbir zaman. Ebter: Eksik, kesik.
                 
(İlahi ve Kasidelerle Mevlid-i Şerif, Fazilet Neşriyat)
Hicrî:   09 Receb  1439  Fazilet Takvimi