قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: جَالِسُوا الْكُبَرَاءَ
وسَائِلُوا الْعُلَمَاءَ وخَالِطُوا الْحُكَمَاءَ. (طم)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."
بيوكلريك ( أهل اللهيك ) مسجدنده بولونون ، عالم، عالملره صورون و
حكمتلى ذاتلرله برابر برابر اولون ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Büyüklerin (ehlullâhın) meclisinde bulunun, âlimlere sorun ve hikmetli zâtlarla beraber olun .”
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî: 22 Cemaziyelahir 1439 Fazilet
Takvimi
CA’FER-İ SÂDIK HAZRETLERİNDEN NASÎHATLER
İmâm Ca’fer-i Sâdık Hazretleri, tâbiînden olup Silsile-i Sâdât’ın dördüncü halkasıdır. Oğlu Mûsâ Kâzım Hazretlerine nasîhatları:
“Oğlum! Kim kendisine verilen rızka râzı olursa zengin olur.
Gözü başkasının malında olan kimse fakir olarak ölür.
Kendi kusurlarını küçük gören kimse başkasının kusurlarını büyük görür.
Başkasının kusurlarını küçük gören kimse, kendi kusurlarını büyük görmüş olur.
Oğlum! Başkasının kusurlarını ortaya çıkaranın, evindeki gizli halleri ortaya çıkar.
Düşmanlık kılıcını çeken onunla öldürülür.
Kim kardeşi için kuyu kazarsa, o kuyuya kendisi düşer.
Ahmaklarla beraber olan hakîr görülür, âlimlerle beraber olan vakarlı olur.
Kötü yerlere giden töhmet altında kalır.
Oğlum! Başkalarını hakîr görme. Yoksa onlar da seni hakîr görürler.
Seni alâkadar etmeyen işlere karışma, yoksa zelil olursun.
Oğlum! Lehine de aleyhine de olsa doğruyu söyle. Yoksa insanlar arasında îtibârın zedelenir.
Oğlum! Allâhü Teâlâ’nın kitabını oku, selâmını yay, iyiliği emret, kötülükten nehyet, seninle irtibâtı kesenle irtibâtını kesme, sana küsenle önce sen konuş, senden bir şey isteyene ver. Koğuculuktan (laf taşımaktan) sakın. Zîrâ laf taşımak, kalblere kin ve nefret tohumu saçar, başkalarının ayıplarını araştırmaya götürür. Başkalarının ayıplarını araştıran, onların hedefi olur.”
• Takvâdan daha fazîletli azık, sükût etmekten daha güzel bir şey, cehâletten daha zararlı bir düşman, yalandan daha büyük bir hastalık yoktur.
• Çok ağlayınız, az gülünüz; çok susunuz, az konuşunuz; çok veriniz, az yeyiniz.
“Oğlum! Kim kendisine verilen rızka râzı olursa zengin olur.
Gözü başkasının malında olan kimse fakir olarak ölür.
Kendi kusurlarını küçük gören kimse başkasının kusurlarını büyük görür.
Başkasının kusurlarını küçük gören kimse, kendi kusurlarını büyük görmüş olur.
Oğlum! Başkasının kusurlarını ortaya çıkaranın, evindeki gizli halleri ortaya çıkar.
Düşmanlık kılıcını çeken onunla öldürülür.
Kim kardeşi için kuyu kazarsa, o kuyuya kendisi düşer.
Ahmaklarla beraber olan hakîr görülür, âlimlerle beraber olan vakarlı olur.
Kötü yerlere giden töhmet altında kalır.
Oğlum! Başkalarını hakîr görme. Yoksa onlar da seni hakîr görürler.
Seni alâkadar etmeyen işlere karışma, yoksa zelil olursun.
Oğlum! Lehine de aleyhine de olsa doğruyu söyle. Yoksa insanlar arasında îtibârın zedelenir.
Oğlum! Allâhü Teâlâ’nın kitabını oku, selâmını yay, iyiliği emret, kötülükten nehyet, seninle irtibâtı kesenle irtibâtını kesme, sana küsenle önce sen konuş, senden bir şey isteyene ver. Koğuculuktan (laf taşımaktan) sakın. Zîrâ laf taşımak, kalblere kin ve nefret tohumu saçar, başkalarının ayıplarını araştırmaya götürür. Başkalarının ayıplarını araştıran, onların hedefi olur.”
• Takvâdan daha fazîletli azık, sükût etmekten daha güzel bir şey, cehâletten daha zararlı bir düşman, yalandan daha büyük bir hastalık yoktur.
• Çok ağlayınız, az gülünüz; çok susunuz, az konuşunuz; çok veriniz, az yeyiniz.
(Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 22 Cemaziyelahir 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder