27 Mart 2018 Salı

ZİKRİN FAZÎLETİ



قَالَ رَسُولُ الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ لِلهِ مَلَائِكَةً يَطُوفُونَ فِي الطُّرُقِ يَلْتَمِسُونَ أَهْلَ الذِّكْرِ فَإِذَا وَجَدُوا قَوْمًا يَذْكُرُونَ اللهَ تَنَادُوا هَلُمُّوا إِلَى حَاجَتِكُمْ قَالَ فَيَحُفُّونَهُمْ بِأَجْنِحَتِهِمْ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا.... (خ)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   محقق الله تعالى نيك بر تقم ملكلرى واردر كى ذكر أدنلرى آرامق إيجن يوللرده كزرلر .  الله تعالى ي ذكر أدن بر طوبلولق بولدقلرنده " آراديكنزه كَلِنْ . ديه بربرلرينى جاغررلر . بونون اؤزرينه اونلرى دنيا سماسينه قدار قاناطلريله قوشاطرلر   ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak Allâhü Teâlâ’nın birtakım melekleri vardır ki zikredenleri aramak için yollarda gezerler. Allâhü Teâlâ’yı zikreden bir topluluk bulduklarında ‘Aradığınıza gelin.’ diye birbirlerini çağırırlar. Bunun üzerine onları dünyâ semâsına kadar kanatlarıyla kuşatırlar.” 
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî:   09 Receb  1439  Fazilet Takvimi  


ZİKRİN FAZÎLETİ

 
Allâhü Teâlâ’nın zikrine devam etmeden hiç kimse Allâh’ın rızâsına ulaşamaz. Allâhü Teâlâ, Ahzâb Sûresi’nin 41. ve 42. âyet-i kerîmelerinde -meâlen- “Ey îmân edenler! Allâh’ı çok zikir ile zikredin ve ona sabah akşam tesbih edin” buyurmuştur.
Bir hadîs-i kudsîde buyuruldu ki: “Ey Âdemoğlu, beni zikrettiğinde bana şükretmiş olursun. Benim zikrimi unuttuğunda ise bana nankörlük etmiş olursun.” 
Hadîs-i şerîflerde de şöyle buyuruldu:
“Amellerin en üstünü zikrullahtır (Allah ism-i celâlini zikretmektir).”
“Her şeyin bir cilâsı vardır, kalblerin cilâsı da zikrullahtır.”
“Cennet bahçelerini gördüğünüzde onlardan faydalanın.” Ashâb-ı Kirâm: “Cennet bahçeleri neresidir?” diye sordular:
“Zikir halkalarıdır” buyurdular.
Evliyâdan Ebû Ali Dakkâk (rahimehullâh): “Zikir velilik fermânıdır. Kim zikre muvaffak olursa fermânı almış olur. Kim de zikirden mahrum kalırsa bu mertebeden azlolunmuş olur” demiştir.
Evliyâdan Zünnûn-i Mısrî (rahimehullah) da: “Zikirden kesilmek (mahrum kalmak) en büyük cezâdır” buyurmuştur.
Zikrin husûsiyetlerinden biri de zikir hakkında (meâlen) “Artık beni zikredin ki ben de sizi zikredeyim (yardımımı devam ettireyim).” (Bakara Sûresi, âyet 152) buyurulmasıdır. Bu nimet, bu ümmete mahsûs olup geçmiş ümmetlerden birine nasip olmamıştır.
Her hangi bir vakitle mahdud olmaması zikrin diğer bir husûsiyyetidir. Kul her vakit lisanla yahut kalple zikretmekle mükelleftir.
 
MEVLİD-İ ŞERÎF’TEN
 
Allah adın zikredelim evvelâ,
Vâcib oldur cümle işde her kula.
Allah adın her kim ol evvel ana,
Her işi âsân ide Allah ana.
Allah adı olsa her işin önü,
Hergiz ebter olmaya anın sonu.
Lügatçe: Hergiz: Asla, hiçbir zaman. Ebter: Eksik, kesik.
                 
(İlahi ve Kasidelerle Mevlid-i Şerif, Fazilet Neşriyat)
Hicrî:   09 Receb  1439  Fazilet Takvimi  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder