30 Eylül 2021 Perşembe

İLİM MECLİSİNDE BULUNMANIN FAZİLETİ


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : عَلَيْكَ بِمَجَالِسِ أَهْلِ الذِّكْرِ وَإِذَا خَلَوْتَ فَحَرِّكْ لِسَانَكَ مَا اسْتَطَعْتَ بِذِكْرِ اللهِ وَأَحِبَّ فِي اللهِ وَأَبْغِضْ فِي اللهِ. (هب)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  يمكنزى ( براز ) صوغوطون ( جوق صجاق يمين ) كى سزين إيجن اونده بركت قلنسين  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   (Ey Ebû Rezîn) zikir ehlinin meclislerine devam et. Yalnız kaldığın zaman gücün yettiği kadar Allâhü Teâlâ’nın zikri ile lisânını hareket ettir. Allah için sev ve Allah için buğz et.”

(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:   23   Safer    1443    Fazilet Takvim

 

İLİM MECLİSİNDE BULUNMANIN FAZİLETİ

 

Fakîh Ebû’l-Leys es-Semerkandî (rah.) şöyle buyurdu: “Her kim bir âlimin yanına varsa ve onunla beraber otursa her ne kadar ilim öğrenmeye gücü yetmese de onun için yedi şey vardır:

Talebelik faziletine erişmiş olur.

Onun yanında oturduğu müddetçe günahlardan ve hatalardan uzak durur.

Evinden çıktığı andan itibaren ilim meclisine ulaşana kadar üzerine rahmet iner

İlim meclisinde oturduğu zaman âlimler üzerine inen rahmet, sohbet bereketi ile o kimseye de isabet eder

Dinlemeye devam ettiği müddetçe kendisine sevap yazılır.

Melekler, ilim talebelerinin üzerine kanatlarını gererler, orada bulunduğu için o kimse üzerine de kanatlarını gererler.

Gelip giderken attığı her adım günahlarına keffâret ve derecesinin yükselmesine sebep olur, sevaplarını ziyadeleştirir.

Bu sayılanlar ilim meclisinde bulunup bir şey öğrenemeyen içindir. Bir şeyler öğrenenlere daha nice nice ikramlar vardır.

 

MUTFAĞIMIZ….Tavuklu Buhara Pilavı

 

Malzemeler: 2 su bardağı pirinç, yarım kg. tavuk eti, 1 fincan çam fıstığı, 2 yemek kaşığı tereyağı, 2 adet havuç, 1 çay bardağı bezelye, 2 çay kaşığı tuz, 1 çay kaşığı karabiber, 2 su bardağı su.

Yapılışı: Pirinç, 15 dk. tuzlu ılık suda bekletilir, yıkanır ve süzülür. Tereyağı eritilir. Dolmalık fıstıklar eriyen yağda kavrulur ve pirinç de ilave edilir. Pirinç kavrulunca tuz eklenerek biraz karıştırılır. Tavuk eti bir tencerede haşlanır, sonra didiklenerek derin bir tencerenin dibine yayılır. Üzerine küp küp doğranmış havuçlar ve bezelyeler eklenir, tuz ve karabiber serpilir. En üste kavrulmuş pirinç ve çam fıstıkları ilave edilir. Haşlanan tavuğun suyundan iki su bardağı su ilave edilir. Suyu çekilinceye kadar kısık ateşte tencerenin kapağı kapalı olarak kaynatılır. Suyunu çekince altı kapatılır ve 15 dakika dinlendirildikten sonra ikram edilir.

Hicrî:   23  Safer    1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

29 Eylül 2021 Çarşamba

ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN VERDİĞİ NİMETLERDE İBRETLER VARDIR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : بَرِّدُوا طَعَامَكُمْ يُبَارَكْ لَكُمْ فِيهِ. (فيض)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  يمكنزى ( براز ) صوغوطون ( جوق صجاق يمين ) كى سزين إيجن اونده بركت قلنسين  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Yemeğinizi (biraz) soğutun (çok sıcak yemeyin) ki sizin için onda bereket kılınsın.”

(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:   22   Safer    1443    Fazilet Takvim

 

ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN VERDİĞİ NİMETLERDE İBRETLER VARDIR

 

En’âm Sûresi’nin 99. âyet-i kerîmesi şöyle tefsir edilmiştir:

Ve O, o Allâhü Teâlâ’dır ki, gökten bulutlardan su, yağmur indirmiştir. Bu vasıta ile yeryüzüne bir nevi hayat bahşetmektedir. Sonra o su ile her şeyin nebâtını; ot ve ağaç gibi yerden bitip yetişme hasletini meydana çıkardık, yeryüzünü muhtelif bitkiler ile süsledik. Sonra ondan da o nebâttan veya sudan da yeşil fidanlar çıkarıverdik. Fidanlardan da bir biri üzerine binmiş başaklar çıkarırız. Ve hurma ağacından yani onun tomurcuğundan da yakın salkımlar yani birbirine bitişik, çok miktarda hurması bulunan, çiçekli saçaklar, saplar çıkarırız. Bunları da bir büyük nimet olmak üzere insanlara ihsan ettik. Ve bir birine benzeyen ve benzemeyen üzüm bağları, zeytin ve nar çıkarırız. Böyle pek faydalı nimetler yarattık.

Ey insanlar! Her birinin meyve verdiği vakit meyvesine ve kemâle erişine (olgunlaşmasına) bir ibret nazarı ile bakınız. Bunlar başlangıçta kendileri ile faydalanılamayacak bir hâlde bulunuyorlar, sonra renkleri, lezzetleri değişiyor, olgunlaşıyorlar, istifadeye elverişli bir mükemmeliyete kavuşuyorlar. Şüphe yok ki, bunda; bu beyan olunan kudret eserlerinde, bu latif manzaralarda iman eden kavim için, dinsizlikten uzak, hakkı bilip tasdike muvaffak olanlar için birçok âyetler (deliller) vardır.

Suyun inmesi, nebâtın (bitkinin), yeşil fidanların çıkartılması, “çıkardık” diye mâzi sîgasıyla (kalıbıyla) ifade edilmiş olduğu hâlde “birbirine binmiş taneler, başaklar” kısmı, “çıkarırız” diye istikbal sîgasıyla gösterilmesi ve tomurcuğun, salkımların bu minval üzere bunlara atfedilmesi dikkate şayandır. Bununla Mekke-i Mükerreme’de bu âyetin nâzil olduğu sırada İslâm dininin henüz o yeşil fidan, o tomurcuk mesabesinde olduğuna, Kur’ân-ı Kerîm’in semadan inen bir rahmet bulunduğuna ve müminlerin istikbalinin o cennetler ve kemale ermiş meyveler gibi olacağına işaret dahi edilmiştir.

Hicrî:   22  Safer    1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"