قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَالَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَٓا اَبَدًا وَعْدَ اللهِ حَقًّا وَمَنْ اَصْدَقُ مِنَ اللهِ قِيلًا. (سورة النساء، ١۲۲)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا ) : إيمان أديب ده صالح عمل إلينلر ( ء كلنجه ) : اونلرى ، آلطلرندان نهرلر آقان جنتلره قوياجاغز كى اونلر اوراده أبدى اولرق قالاجقلر . ( بو ) الله تعالى نيك حق بر وعديدر . الله تعالى دان دها دوغرى سوزلى كيم واردر . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu(meâlen): “ İman edip de sâlih amel işleyenler(e gelince); onları, altlarından nehirler akan cennetlere koyacağız ki onlar orada ebedî olarak kalacaklar. (Bu) Allâhü Teâlâ’nın hak bir vaadidir. Allâhü Teâlâ’dan daha doğru sözlü kim vardır?”
(Nisâ Sûresi, âyet 122)
Hicrî: 16 Safer 1443 Fazilet Takvim
CENNETİN AĞAÇLARI, SARAYLARI VE SÜSLERİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: ‘Mîraç gecesinde İbrahim aleyhisselâm’ı gördüm. Dedi ki: “Ey Muhammed! Ümmetine benden selam söyle ve onlara haber ver ki cennet; suyu temiz, toprağı güzel ve düz bir yerdir. ‘Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber’ lafzı da onun fidanıdır.”
Cennetin köşkleri zikir ile bina olunur. Kul zikre devam ettiği müddetçe cennetteki köşklerinin inşası devam eder. Zikri terk edince bu inşaat durur.
Hasan-ı Basrî (rah.): “Cennette Melâike-i Kirâm, âdemoğlu için çalışır; ağaç dikerler, bina yaparlar. Her durduklarında, ‘Niçin durdunuz?’ diye sorulur. Onlar da ‘Nafakamızın; yevmiyelerimizin gelmesini bekliyoruz.’ cevabını verirler.” diye naklettikten sonra yanındakilere şöyle dedi: “Siz de gaflet etmeyin, çokça sâlih ameller işleyerek onların yevmiyelerini gönderin.”
Sâlihlerden birine rüyasında şöyle denildi: “Bizler senin ‘sürûr sarayı’ ismindeki sarayını tamamlayıp ayrılacağız. Seni müjdelerim. Yedi güne kadar döşeyip donatmakla ve süslemekle emrolunduk.”
Yedi gün sonra bu zât vefat etti. Onu rüyasında gören bir kimseye dedi ki: “Sürûr sarayına girdim. Sakın bana onda neler var diye sorma! Oraya giren kişi daha evvel cömertliğin böylesini görmemiştir.”
Bir hadîs-i kudsîde Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu: “Sâlih kullarıma, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir beşerin aklına gelmeyen nimetler hazırladım.”
NÜKTE:
Kitap Niçin Okunur?
Bir zât, Osmanlı’nın son devir âlimlerinden Mahmud Kemal Bey’e, kitap çıkarmakla uğraşan birkaç kişiyi övdükten sonra,
- Onlar kendilerini meşhur ettiler, fakat siz... deyince,
Mahmud Kemal Bey şu cevabı verir:
- Bu tabiî bir neticedir. Zira biz bilmek için okuduk, onlar bilinmek için okudular!
Hicrî: 16 Safer 1443 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder