29 Eylül 2021 Çarşamba

ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN VERDİĞİ NİMETLERDE İBRETLER VARDIR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : بَرِّدُوا طَعَامَكُمْ يُبَارَكْ لَكُمْ فِيهِ. (فيض)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  يمكنزى ( براز ) صوغوطون ( جوق صجاق يمين ) كى سزين إيجن اونده بركت قلنسين  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Yemeğinizi (biraz) soğutun (çok sıcak yemeyin) ki sizin için onda bereket kılınsın.”

(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:   22   Safer    1443    Fazilet Takvim

 

ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN VERDİĞİ NİMETLERDE İBRETLER VARDIR

 

En’âm Sûresi’nin 99. âyet-i kerîmesi şöyle tefsir edilmiştir:

Ve O, o Allâhü Teâlâ’dır ki, gökten bulutlardan su, yağmur indirmiştir. Bu vasıta ile yeryüzüne bir nevi hayat bahşetmektedir. Sonra o su ile her şeyin nebâtını; ot ve ağaç gibi yerden bitip yetişme hasletini meydana çıkardık, yeryüzünü muhtelif bitkiler ile süsledik. Sonra ondan da o nebâttan veya sudan da yeşil fidanlar çıkarıverdik. Fidanlardan da bir biri üzerine binmiş başaklar çıkarırız. Ve hurma ağacından yani onun tomurcuğundan da yakın salkımlar yani birbirine bitişik, çok miktarda hurması bulunan, çiçekli saçaklar, saplar çıkarırız. Bunları da bir büyük nimet olmak üzere insanlara ihsan ettik. Ve bir birine benzeyen ve benzemeyen üzüm bağları, zeytin ve nar çıkarırız. Böyle pek faydalı nimetler yarattık.

Ey insanlar! Her birinin meyve verdiği vakit meyvesine ve kemâle erişine (olgunlaşmasına) bir ibret nazarı ile bakınız. Bunlar başlangıçta kendileri ile faydalanılamayacak bir hâlde bulunuyorlar, sonra renkleri, lezzetleri değişiyor, olgunlaşıyorlar, istifadeye elverişli bir mükemmeliyete kavuşuyorlar. Şüphe yok ki, bunda; bu beyan olunan kudret eserlerinde, bu latif manzaralarda iman eden kavim için, dinsizlikten uzak, hakkı bilip tasdike muvaffak olanlar için birçok âyetler (deliller) vardır.

Suyun inmesi, nebâtın (bitkinin), yeşil fidanların çıkartılması, “çıkardık” diye mâzi sîgasıyla (kalıbıyla) ifade edilmiş olduğu hâlde “birbirine binmiş taneler, başaklar” kısmı, “çıkarırız” diye istikbal sîgasıyla gösterilmesi ve tomurcuğun, salkımların bu minval üzere bunlara atfedilmesi dikkate şayandır. Bununla Mekke-i Mükerreme’de bu âyetin nâzil olduğu sırada İslâm dininin henüz o yeşil fidan, o tomurcuk mesabesinde olduğuna, Kur’ân-ı Kerîm’in semadan inen bir rahmet bulunduğuna ve müminlerin istikbalinin o cennetler ve kemale ermiş meyveler gibi olacağına işaret dahi edilmiştir.

Hicrî:   22  Safer    1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder