2 Eylül 2021 Perşembe

ASHÂB-I KİRÂM’IN EN FAZİLETLİLERİ

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  مَنْ أُعْطِيَ عَطَاءً فَوَجَدَ فَلْيَجْزِ بِهِ وَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَلْيُثْنِ فَإِنَّ مَنْ أَثْنَى فَقَدْ شَكَرَ وَمَنْ كَتَمَ فَقَدْ كَفَرَ. (ت)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  كندسينه إحسانده بولونولان ، إمكان بولورسه ، اونه همن مقابله ده بولونسون . إمكان بولامايان ( ده اونى ) مدهتسين ( أؤوسون ويا اونه حيرله دعا أتسين ) ، جونكى مده أدن كشى تشكر أتمش ، كزلين ( قرشلق ورمين ) إيسه نانكورلك أتمش اولور . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kendisine ihsânda bulunulan, imkan bulursa, ona hemen mukabelede bulunsun. İmkan bulamayan (da onu) medhetsin (övsün veya ona hayırla dua etsin). Çünkü medheden kişi teşekkür etmiş, gizleyen (karşılık vermeyen) ise nankörlük etmiş olur.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:   20   Cemâziyelahir     1442    Fazilet Takvim

 

ASHÂB-I KİRÂM’IN EN FAZİLETLİLERİ

 

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

“Ümmetim içinden ümmetime en şefkatlisi Ebûbekr-i Sıddîk’tır. Allâh’ın dininde en güçlü olanı Ömer’dir. Hayâ (utanma) vasfında en doğru olanı Osman’dır. En iyi kâdılık yapanı Ali bin Ebû Tâlib’tir.

Allâh’ın (c.c.) kitabını en iyi okuyanı Übey bin Ka‘b’dır. Ferâiz (miras) ilmini en iyi bileni Zeyd bin Sâbit’tir. Muaz bin Cebel, Hazret-i Allâh’ın haram ve helâl kıldığı şeyleri en iyi bilen kişidir.

Dikkat edin! Her ümmetin bir emîni vardır. Bu ümmetin emîni de Ebû Ubeyde bin Cerrâh’tır. Ebû Zer el-Gıfârî’den daha doğru konuşan herhangi bir lehçe sahibini ne sema gölgelemiş ne de arz, üzerinde taşımıştır.”

“Ümmetimin en âbidi (en çok ibadet edeni) ve en takvâlısı Ebu’d-Derdâ, ümmetimin en halîmi ve en cömerdi Muâviye bin Ebû Süfyân’dır.” Radıyallâhü anhüm ecmaîn.

 

HER HÂLDE HAMD ETMELİDİR

 

Kulun, kendisine ihsan edilen her bir nimet için, Allâhü Teâlâ’ya hamd ve şükretmesi lâzımdır. Bir hadîs-i şerîfte, “Cennete ilk davet olunacaklar, her hâllerinde Hz. Allâh’a hamdedenlerdir.” buyrulmuştur.

Hz. Nûh (a.s.) inatçı ve kâfir olan kavminden kurtulunca, “Hamdolsun o Allâh’a ki, bizi zalim bir kavimden kurtardı.” (Mü’minûn Sûresi, âyet 28) diyerek hamdetmiş, kendisi ve ümmeti tufandan selâmete ermiştir. Hz. Allâh, Nûh (a.s.)’a (meâlen), “Ey Nûh! Sana ve gemide seninle beraber bulunan ümmetlere, bizden selam ve berekât ile (gemiden) in.” (Hûd Sûresi, âyet 48) şeklinde hitap etmiştir.

İster âhiret işleri için olsun, ister dünya işleri için olsun, hamdetmekte elbette selâmet vardır. Çünkü bunların tamamında nimetler vardır.

Evliyadan Sehl bin Abdullah et-Tüsterî Hazretlerinin yanına bir adam geldi ve “Evime hırsız girdi ve eşyalarımı çaldı.” deyince ona şöyle söyledi: “Hırsız, kalp evine girmediği için Hz. Allâh’a hamdet. Kalbe girecek olan hırsız şeytandır; o kalbine girerse imanını çalar. O zaman ne yapardın!”

Hicrî:   20   Cemâziyelahir     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder