31 Mayıs 2021 Pazartesi

NAMAZLARIN NEVİLERİ


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ تَعَالَى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:  لَيْسَ لِأَحَدٍ عَلَى أَحَدٍ فَضْلٌ إِلَّا بِالدِّينِ أَوْ عَمَلٍ صَالِحٍ. (هب)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  : كمسنك كمسيه بر أؤستنليكى يوقدر ، ( أؤستنلك ) آنجق دين و صالح عمل إيله در  . "

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “ Kimsenin kimseye bir üstünlüğü yoktur. (Üstünlük) ancak din ve sâlih amel iledir.”

(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:   19   Şevval     1442    Fazilet Takvim

 

NAMAZLARIN NEVİLERİ

 

Namazlar: Farz, vacip, sünnet veya müstehap nevilerine ayrılır.

Akıllı ve baliğ (ergen) olan her müslümanın günde beş defa vakitlerinde kılacağı namazlar ve Cuma namazı farz-ı ayındır.

Vitir ve bayram namazları vaciptir.

Farz namazlardan evvel veya sonra, yahut hem evvel hem de sonra kılınan namazlar ve teravih namazı birer sünnettir.

Diğer vakitlerde Hak Teâlâ’nın rızası için kılınan namazlar ile nafile namazlar ya sünnettir veya müstehaptır. Kuşluk, evvabin, teheccüd ve tesbih namazları gibi.

 

MESCİD-İ NEBEVÎ’NİN ELEKTRİKLE AYDINLATILMASI

 

Mescid-i Nebevî, ilk vakitlerde hurma dalları demet şeklinde bir araya getirilip yakılarak aydınlatılmaktaydı. Daha sonra Ashâb-ı Kirâm’dan Temîm ed-Dârî radıyallâhü anh, Suriye’den Medîne-i Münevvere’ye kandil ve yağ getirmiş, mescid bununla aydınlatılmaya başlanmıştı. Bu hizmetiyle Temîm ed-Dârî Hazretleri, Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in hayır duasına nail olmuştur. Bu vakitten sonra Harem-i Şerîf’i aydınlatma vazifesini Temîm ed-Dârî’nin kölesi üstlenmiştir.

Hazret-i Ömer (r.a.) zamanında da Harem-i Şerîf’e büyük kandiller asılmış ve buhurdanlıklar yerleştirilmiştir.

Sonraki devirlerde de fener, mum ve meşale gibi aydınlatma malzemeleri için beytülmâlden husûsî bir bütçe tahsis edilmiştir.

Mescid-i Nebevî, Sultan İkinci Abdülhamîd Han devrine kadar zeytinyağı yakılan kandiller ve mumlar ile aydınlatılıyordu.

Sultan İkinci Abdülhamîd Han merhum, Medîne-i Münevvere’ye elektrik trafoları ve diğer lüzumlu aletleri getirtip Mescid-i Nebevî’ye de elektrik tesisatı çektirdi.

Hicaz Demiryolu’nun açılış merasimi ile aynı gün Mescid-i Nebevî de ilk olarak elektrikle aydınlatılmaya başlandı (1 Eylül 1908).

Hicrî:   19   Şevval     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

İLİM EHLİ NASIL OLMALIDIR?


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ تَعَالَى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:  مَنْ جَاءَ مَسْجِدِي هَذَا لَمْ يَأْتِهِ إِلَّا لِخَيْرٍ يَتَعَلَّمُهُ أَوْ يُعَلِّمُهُ فَهُوَ بِمَنْزِلَةِ الْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللهِ. (هـ)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  : كيم ، بنم شو مسجدمه ، آنجق أؤكرنجكى ويا أؤكرتجكى بر خير إيجن كلرسه ، او كمسه الله يولنده جهاد أدن كبيدر  . "

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “ Kim, benim şu mescidime, ancak öğreneceği veya öğreteceği bir hayır için gelirse, o kimse Allah yolunda cihâd eden gibidir.”

(Sünen-i İbn-i Mâce)

Hicrî:   18   Şevval     1442    Fazilet Takvim

 

İLİM EHLİ NASIL OLMALIDIR?

 

İmâm Şâfiî (rah.) buyurdu ki: “Âlim kimseye bildiği ve bilmediği şeylerden sorulur. Eğer sorulan, bildiği bir şey ise onu (hâfızasında) kuvvetlendirmiş olur, eğer bilmediği bir şey ise onu da araştırıp öğrenir.”

Tâbiîn’den Vehb Hazretleri, Atâ-i Horasânî’ye (rah.) dedi ki: “Bizden önceki âlimler, ilimleriyle başkalarının ellerindeki dünya malına göz dikmekten yüz çevirirlerdi. Ona aslâ iltifat etmezlerdi. Bunun neticesinde dünya ehli kimseler de mallarını onların ilimleri uğrunda sarf ederlerdi. Bugün ise ilim ehli kimseler, dünya ehlinin mallarına tamah ederek ilimlerini onların yoluna sarf etmektedirler. Bunun neticesinde de dünya ehli, ilmin onların yanındaki kötü hâlini gördüklerinden, onların ilimlerinden yüz çevirmişlerdir.”

Tâbiîn’den Ebû Hâzim (rah.) dedi ki: “İdârecilerin en hayırlısı, âlimleri sevenlerdir. Âlimlerin en şerlisi de idarecileri, bir menfaat elde etmek için sevenlerdir.” Yine buyurdu ki: “Şu üç haslet sende olmadığı müddetçe âlim olamazsın; Mevki itibariyle kendinden üstün olanlara hased etmeyeceksin, kendinden aşağıdakileri hakir görmeyeceksin, ilminin mukâbilinde dünyalık talep etmeyeceksin.”

Dünyayı seven kimse kördür. İlim, onu aslâ aydınlatmaz.”

Fudayl bin Iyâd (rah.) buyurdu ki: “Dünya ehli olan âlimlerden sakının, sarhoşluğu size zarar vermesin. Âlimler çoktur, lâkin hikmet sahibi olanlar azdır.”

Hikmet ehli bir zât dedi ki: “Halkı, Allâhü Teâlâ’ya davet eden âlim için hırs ve mal toplama sevdası ne kötüdür.”

Seçkin âlim; hâli ve yaşayışı güzel olandır. Dâima temiz ve helâl olandan yer. İlmi ile dünyalık bir menfaat elde etmeye çalışmaz. Bu sebeple ilmi, ona güzellik olur, malı da Allâhü Teâlâ’dan kendisine bir ihsân ve lütuftur.”

Ebû Hâzim (rah.) şöyle demiştir: “Kendi görüşü ile övünenler, dalâlete düştü. Sırf aklına güvenenler de zelîl oldu.”

Hicrî:   18   Şevval     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"