قَالَ مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: مَا عَمِلَ آدَمِيٌّ مِنْ عَمَلٍ أَنْجَى لَهُ مِنْ عَذَابِ اللهِ مِنْ ذِكْرِ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ. (ك)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : إنسان اوغلى ، كندسنى الله تعالى نيك عذابندان قورطاران عمللر إيجرسنده الله عز وجلي ذكرأتمكدن دها قرطارجى بر عمل إشلممشدر . "
Muâz bin Cebel radıyallâhü anh buyurdu ki: “İnsanoğlu, kendisini Allâhü Teâlâ’nın azâbından kurtaran ameller içerisinde Allah Azze ve Celle’yi zikretmekten daha kurtarıcı bir amel işlememiştir.”
(Hâkim, el-Müstedrek)
Hicrî: 06 Şevval 1442 Fazilet Takvim
TASAVVUF, PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V.) HEDİYESİDİR
İnsanların asıl saadetleri, nefislerini terbiye ile Cenâb-ı Hakk’ın manevî yakınlığına nâiliyetten ibarettir. İslâmiyet’in birinci gayesi de beşeriyet için bu saadeti temin etmektir. Bu husustan bahseden ilim ise tasavvuftur.
İbrahim Hakkı Hazretleri, Marifetnâme kitabında tasavvuf hakkında şöyle buyurur:
Tasavvuf, hak sözler hazinesinin vârisi ve peygamberlerin sonuncusu Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem’in hediyesidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den miras kalan manevî ilmi elde etmenin yolu da gönül ehli velîlere mürîd olup onları sevmek ve şifâ olan nazarlarına uğramakla mümkün olur. Müslümanlar “İşte onlar, Allâh’ın hidâyet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy.” meâlindeki, En‘âm Sûresi’nin 90. âyet-i kerîmesinin emri gereğince, hidâyet harmanlarından nasibini almalı; “Kişi sevdiği ile beraberdir” hadîs-i şerîfinde ifade edildiği üzere, onları sevenlerden (ya da onların sevdiklerinden) sayılmak için daima muhabbet ve şefkatlerini gönüllerin sığınağı eylemesi lazımdır.
Evliyânın muhabbetine erişme ve onlara mürîd olma yolunda elinden gelen gayreti sarf etmek, her akıllı kişinin kârıdır. Kaya ve mermer taşı bile olsan, bir gönül sahibine ulaşırsan mücevher olursun, denilmiştir.
Tasavvuf, herkesin bilemediği bir ilimdir. Mübarek evliyânın yüce ahlâkına ve güzel hallerine kavuşabilmek; itikâdı tashih etmek, namazları vaktinde kılmak, (nefsinin) arzu ve isteklerini terk etmek, Hakk’ın sıfatlarını bilmek ve Hakk’ın zâtına muhabbet beslemekle mümkün olur. Manevî hâllerle kemâl derecelerine erişilir. Muhabbet makamlarına ulaşılır. Cenâb-ı Hakk’ın manevî yakınlığına erilir. Ebedî nimete erişip nihayetsiz saadet bulunur. Kalp, lüzumsuz şeylerden temizlenip ilâhî irfânın indiği yer olur.
Hicrî: 06 Şevval 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder