BEŞ ŞEY SEBEBİYLE OLAN BEŞ ŞEY

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:  مَنْ بَاتَ كَالًّا مِنْ طَلَبِ الْحَلَالِ بَاتَ مَغْفُورًا لَهُ. (فيض)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  : كيم حلال قازانج ألده أتمك إيجن ( جالشديغندان دولاي ) يورغون اولرق كجلرسه ، مغفرت أدلمش اولرق كجه لمشدر  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim helal kazanç elde etmek için (çalıştığından dolayı) yorgun olarak gecelerse, mağfiret edilmiş olarak gecelemiştir.”

 (Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:   22   Ramazan     1442    Fazilet Takvim

 

BEŞ ŞEY SEBEBİYLE OLAN BEŞ ŞEY

 

İbn-i Abbas (r.anhümâ)’dan şöyle rivâyet olundu:

“Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:

“Beş şey, beş şey sebebiyledir.”

“Yâ Resûlallah! Beş şey sebebiyle olan beş şey nedir?” diye sual olunduklarında şöyle buyurdular:

“Bir toplulukta;

Verilen ahidler bozulursa, onlara düşmanlar musallat edilir.

Hazret-i Allâh’ın hükümleriyle amel edilmezse aralarında fakirlik yayılır.

Fuhşiyât (zina) ortaya çıkınca, ölümlere sebep olan hastalıklar yayılır.

Ölçüye, tartıya hile karıştırıldığında, hububat(ın bereketin)den mahrum bırakılırlar, yıllarca (kıtlıkla) cezalandırılırlar.

Zekât terk edildiğinde, yağmurdan mahrum olurlar

.”

İNSAN, İSLÂM İLE AZÎZ OLUR

 

Hazret-i Ömer (r.a.), kölesiyle beraber Şam’a giderken yolda deveye nöbetleşe binmişlerdi. Hz. Ömer (r.a.) deveye biner, kölesi devenin yularını tutar ve bir fersah kadar yürürdü. Sonra Hz. Ömer iner, kölesi binerdi. Hz. Ömer, devenin yularını tutardı. Şam’a yaklaştıklarında binme sırası kölesinde idi. Köle, devenin üzerinde Hz. Ömer de (r.a.) yularını tutmuş gidiyorlardı. Karşılarına bir nehir çıktı. Hz. Ömer, devenin yuları elinde suya girdi. Halifeyi karşılamaya çıkan Şam emîri Ebû Ubeyde bin Cerrâh (r.a.) bu durumu görünce; ‘Ey müminlerin emîri, Şam’ın ileri gelenleri seni karşılamaya çıkacaklar, seni bu hâlde görmeleri iyi olmaz.’ dedi.

Bunun üzerine Hazret-i Ömer (r.a) şöyle buyurdu: “Ey Ebû Ubeyde! Bunu senden başka biri söylese idi Ümmet-i Muhammed’e ibret olsun diye cezalandırırdım. Biz, zelîl bir kavim idik. Allâhü Teâlâ, bizi İslâm ile azîz kıldı. Her ne vakit biz, izzet ve şerefi, Allâhü Teâlâ’nın bizi izzetlendirdiği İslâm’ın gayrı bir şey ile talep edersek, Hazret-i Allah bizi zelîl eder.”

Hicrî:   22   Ramazan     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"