1 Mayıs 2021 Cumartesi

HAKSIZ MAL YEMEK HER FENALIĞIN BAŞIDIR

 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:  مَنْ أَكَلَ طَيِّبًا وَعَمِلَ فِي سُنَّةٍ وَأَمِنَ النَّاسُ بَوَائِقَهُ دَخَلَ الْجَنَّةَ. (ت)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  : كيم حلال و تمز اولاندان ير ، سنتى سنيه يه موافق عمل إشلر و إنسانلر ده شرندن أمين اولورسه ( او كمسه ) جنته كيرر  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim helâl ve temiz olandan yer, sünnet-i seniyyeye muvâfık amel işler ve insanlar da şerrinden emîn olursa (o kimse) cennete girer.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:   19   Ramazan     1442    Fazilet Takvim

 

HAKSIZ MAL YEMEK HER FENALIĞIN BAŞIDIR

 

Bakara Sûresi’nin 188. âyet-i kerîmesinde (meâlen):

Bir de aranızda mallarınızı bâtıl sebeple yemeyin, insanların mallarından bir kısmını, bile bile günah ile yemek için, o malları hâkimlere sarkıtmayın (rüşvet olarak vermeyin).” buyurulmaktadır.

Bu âyet-i kerîmede geçen “bâtıl sebep”; yok yere, haksız, meşrû bir sebebi olmaksızın demek olur. Haksız mal yemeye kalkışmak, bütün fenalıkların başıdır. Bundan sakınmak, dinî terbiyenin en mühim neticelerindendir.

Bu âyet-i kerîme, pek büyük bir hukukî ve ictimaî esası bildirmektedir. Bu öyle bir ictimaî hayatın tesisinin başlangıcıdır ki buna riâyet eden insanlar, kendilerini mahkûmiyetten kurtarıp saadetle yaşarlar ve zalimlerin hilesinden emîn olurlar. Ancak bunu hakkıyla tatbik edebilmek; oruç gibi, nefsi terbiye ettirecek ibadetlerin kadrini bilmek ve onları güzelce edâ etmekle mümkün olur...

Düşününüz; Ramazan günlerinde, sahibi olduğu şeylerde bile, sırf Hazret-i Allâh’ın emri olduğu için, kendini yemekten içmekten men eden insanlar, başkalarının malını, hakkı olmadığı halde nasıl yer, başkasının malına nasıl göz diker? Elbette insanlara yaraşan, daima helâl yemektir. Sakın haksız yere mal yemeyin, insanların mallarından bir kısmını günah ile günahkârlıkla yemek için hâkimlere, hükümetlere bağlanmayın, rüşvet vermeyin, bunları bile bile yapmayın.

Rüşvet, bâtıl bir maksadı yerine getirmek için bazı şahıslara verilen maldır. Rüşvet haramdır, en büyük günahlardandır. Bunu işleyenler, Allâhü Teâlâ tarafından lanetlenmişlerdir. Fakat bir hakka kavuşmak veya bir zulümden korunmak için verilen rüşvetin günahı, haksız yere alana aittir. Bunu vermeye mecbur kalan hak sahibi için bir vebal yoktur.

İnsan bazen ihtiyaç içinde bulunabilir. Fakat buna tahammül etmelidir. İhtiyaçtan kurtulmak için meşrû çareler araştırmalıdır. Sabır ve sebatı elden bırakmamalıdır. Haram olan (dînen yasaklanan) bir şeyi terk etmek, bir sabır eseridir. Bunun neticesi ise selâmettir.

Hicrî:   19   Ramazan     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder