22 Mayıs 2021 Cumartesi

GIYBETİN FENALIĞI


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:  لَا تُكْثِرُوا الْكَلَامَ بِغَيْرِ ذِكْرِ اللهِ فَإِنَّ كَثْرَةَ الْكَلَامِ بِغَيْرِ ذِكْرِ اللهِ قَسْوَةٌ لِلْقَلْبِ وَإِنَّ أَبْعَدَ النَّاسِ مِنَ اللهِ الْقَلْبُ الْقَاسِي. (ت)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  : الله تعالى ي ذكرين دشنداكى سوزلرى ، جوق قونوشماينز . جونكى الله تعالى ي ذكرين دشنداكى سوزلرى جوق قونوشمق ، قلبين قاطلاشماسينه سببدر . محقق إنسانلرين ، الله تعالى دان أن اوزاق اولانى ، قلبى قاطلاشمش اولانيدر  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Allâhü Teâlâ’yı zikrin dışındaki sözleri, çok konuşmayınız. Çünkü Allâhü Teâlâ’yı zikrin dışındaki sözleri çok konuşmak, kalbin katılaşmasına sebeptir. Muhakkak insanların, Allâhü Teâlâ’dan en uzak olanı, kalbi katılaşmış olanıdır.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:   10   Şevval     1442    Fazilet Takvim

 

GIYBETİN FENALIĞI

 

Gıybet; birinin gıyâbında, işittiği takdirde hoşlanmayacağı şeyler söylemek, onu çekiştirmek demektir ki dinimizde günahtır. Bir kimsenin bedeninde, soyunda, ahlâkında, işinde, sözünde, dininde ve dünyasına ait hususlarda noksanını hattâ elbisesindeki kusurunu arkasından söylemek gıybettir. Akıl sahipleri ve faziletli kimseler gıybet etmezler.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Gıybetin ne olduğunu bilir misiniz?” buyurunca Ashâb-ı Kirâm “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” dediler. Buyurdular ki: “Din kardeşin hakkında onun hoşlanmayacağı şeyler söylemendir.” “Söylenilenler o kimsede varsa?” diye sorulduğunda, “Onlar din kardeşinde varsa gıybet etmiş olursun. Şâyet onda yoksa iftira etmiş olursun.” buyurdular.

İnsanların yanında başkalarından bahsederken, onun ayıplarını ve kusurlarını anlatmamalıdır. Eğer onun için söylediğin ayıp sende de varsa, bu ayıplaman; bir âmânın diğer bir âmâyı ayıplaması kabîlinden olur.

İmam Zeynelâbidîn (r.a.): “Gıybet, âciz insanların işidir.” demiştir.

Ebû Muayt (r.a.) şöyle anlatır: “Bir zaman babamla birlikte büyük bir kafilede yolculuk ediyorduk. Bir adam yanıma geldi ve başka bir kimsenin gıybetini etmeye başladı. Bunu duyan babam bana dönerek, öfkeli ve azarlar bir vaziyette: ‘İnsanın, dilini çirkin ve yasaklanmış olan kelimelerden uzak tutup koruması mühim olduğu gibi, kulağını da aynı şekilde koruması lâzımdır. Zira bir kelâmı duyan kimse, söyleyen kimse ile ortak olur. O adam sanki kendi içindeki pisliği çıkarıp, senin kulağından içeri dökmektedir.’ diyerek, böyle konuşmaları dinlememi dahi yasakladı.”

Acem hükümdarlarından Behrâm, hududlarını koruması için bir kumandan tayin etmişti. Sonra o kumandanın, rakibini kötüleyip gıybet ettiğini öğrenince: “Bir kimse, mukâvemetten âciz olduğu kimsenin gıybetini eder. Buna göre bu kumandanın gıybet etmesi de âcizliğinin delilidir.” diyerek, onu azledip yerine bir başkasını tayin etmiştir.

Hicrî:   10   Şevval     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder