27 Ekim 2021 Çarşamba

ALLAH İÇİN SEVMEK VE ALLAH İÇİN BUĞZETMEK


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ اللهَ عَزَّ وَجَلَّ يَقُولُ: وَجَبَتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَحَابِّينَ فِيَّ وَالْمُتَجَالِسِينَ فِيَّ وَالْمُتَزَاوِرِينَ فِيَّ وَالْمُتَبَاذِلِينَ فِيَّ. (حم)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  الله عز وجل شويله بيورور : ‘ بنم ( رضام ) إيجن بربرلرينى سونلر ، بنم إيجن بر آرايا كلنلر ، بنم إيجن بربرينى زيارت أدنلر وبنم إيجن جومرتلكده بولونانلر ، محقق بنم محبتمى حق قازانمشلردر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Allah Azze ve Celle şöyle buyurur: ‘Benim (rızam) için birbirlerini sevenler, benim için bir araya gelenler, benim için birbirini ziyaret edenler ve benim için cömertlikte bulunanlar, muhakkak benim muhabbetimi hak kazanmışlardır.”

(Müsned-i Ahmed)

Hicrî:   21   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

ALLAH İÇİN SEVMEK VE ALLAH İÇİN BUĞZETMEK

 

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Bir kimsenin, (din) kardeşine üç günden fazla dargın kalması helâl olmaz.”

Din kardeşi ile üç günden fazla küsmenin câiz olmaması, dünya işleri için darıldığı zamandır. Amma âhiret işleri için dargınlık böyle değildir. Bir kardeşiyle, bidat işlediği için yahut onu edeblendirmek maksadıyla görüşmemek câiz, hattâ müstehabdır. Zira Allah için sevmek ve Allah için buğzetmek, İslâm’ın yüce ahlâkındandır.

Resûlullah (s.a.v.), Tebûk Gazâsı’ndan geri kalmış olan üç sahâbîsi: Ka‘b bin Mâlik, Hilâl bin Ümeyye ve Mürâre bin Rebî‘ (r. anhüm) ile onlar affolununcaya kadar görüşmedi ve Ashâbına da onlarla görüşmemeyi emretti. Bu elli gün sürdü.

Bir kimsenin din kardeşiyle görüşmeyi terk etmesi, ancak Allâh için olursa câizdir. Yani Allâh’ın emrini tutmayan veya Allâh’a isyan eden kimse ile, itaate dönünceye ve tevbe edinceye kadar darılmak ve onunla alakayı kesmek gerekir.

Hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur:

Muhakkak ben Arş-ı A‘lâ’nın etrafında nurdan minberler gördüm. O minberlerin üzerlerinde oturanların elbiseleri nur, yüzleri nur idi. Onlar peygamber değildi. Lâkin peygamberler ve şehitler bile onlara gıbta ediyorlardı.”

Yâ Resûlallâh, onları bize bildirir misin?” denildi.

Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Onlar, Allah için birbirlerini sevenler, Allah için düşmanlık edenler, Allah için bir araya toplanıp oturanlardır.”

Hak Teâlâ, Hz. Mûsâ aleyhisselâm’a: “Yâ Mûsâ, hiç benim için bir amel işledin mi?” diye sordu. Mûsâ aleyhisselâm,

İlâhî, senin rızan için namaz kıldım, oruç tuttum, sadaka verdim, seni zikrettim.” dedi. Allâhü Teâlâ,

Muhakkak namaz senin için burhândır (kıyamette imanına apaçık delildir), oruç cehenneme karşı kalkandır, sadaka mahşerde gölgedir, zikir ise nurdur. Benim için hangi ameli işledin.” buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm,

“Yâ Rabbi, senin için olan ameli, bana öğret.” deyince Allâhü Teâlâ, “Yâ Mûsâ, hiç benim dostuma dostluk ettin mi, hiç benim düşmanıma düşmanlık ettin mi?” buyurdu.

Hicrî:   21   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder