7 Ekim 2021 Perşembe

PEYGAMBER EFENDİMİZİN DAVETİ


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : قَالَ اللهُ تَعَالَى: يَا عِبَادِي إِنِّي حَرَّمْتُ الظُّلْمَ عَلَى نَفْسِي وَجَعَلْتُهُ بَيْنَكُمْ مُحَرَّمًا فَلَا تَظَالَمُوا. (م)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  الله تعالى شويله بيوردى : " أى قللارم ! محقق بن ، ظلمى كندمه حرام قلدم وبربرينيزه ظلمى ده حرام قلدم . أؤيليسه بربرينزه ظلمتمينز  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Ey kullarım! Muhakkak ben, zulmü kendime haram kıldım ve birbirinize zulmü de haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyiniz.”

(Sahîh-i Müslim)

Hicrî:   01   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

PEYGAMBER EFENDİMİZİN DAVETİ

 

Abdullah ibn-i Abbâs’dan (r.anhümâ) rivâyet olunmuştur:

Habîbim, en yakın kavim ve kabîleni (Allâh’ın azâbıyla) korkut.” (meâlindeki) Şuarâ Sûresi’nin 214. âyet-i kerîmesi nâzil olduğunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bir gün evinden çıktı. Safâ Dağı’na ve birbiri üzerine yığılmış büyük taş kümelerinin yanına vardı, en yüksek bir kayanın üzerine çıktı. Sonra “Ey Kureyş, buraya geliniz, toplanınız! Büyük bir iş karşısında bulunuyorsunuz, diye seslendiler.” Kureyş kabilesini, “Ey Fihroğulları, ey Adiyyoğulları, ey Abdimenâf oğulları, ey Abdülmuttalib oğulları” diye oymak oymak çağırmaya başladılar.

Hepsi gelip Resûlullâh’ın (s.a.v.) çevresinde toplandılar. Gidemeyenler de bu davetin mâhiyetini anlamak için adam gönderdiler. Sonra Peygamberimiz (s.a.v.), umûmî bir hitap ile:

Ey Kureyş topluluğu! Allah’tan kendinizi (ibadet ve kulluk karşılığında) satın alarak (O’nun azâbından) kurtarınız. Bu azaptan kurtulmanız için ben, Allah tarafından verilmiş hiçbir nüfûz ve kudrete sahip değilim’ buyurdular.

Bu umûmî hitaptan sonra Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem, Kureyş oymaklarını husûsî sûrette ve bilinen adlarıyla birer birer anarak aynı şekilde ikâz buyurdular. Sonra da:

Ey Kureyş topluluğu! Ben size şu dağın eteğinde veya şu vadide düşman süvarisi var, üzerinize baskın yapacaktır, desem bana inanır mısınız?’ diye sordular. Onlar:

Evet inanırız! Çünkü bütün tecrübelerimizde seni hep sadâkatli, hep doğru bulduk. Yalan husûsunda hiç tecrübemiz geçmedi.’ dediler.

Öyle ise ben size, ileride şiddetli bir azap günü bulunduğunu, günahkârların o zaman azap edileceklerini haber vermeye ve o azaptan sizi men etmeye memurum.’ buyurdular. Sonra da:

‘Ey Kureyş topluluğu! Benimle sizin hâliniz, şu kimsenin hâli gibidir ki; o kimse, düşmanı görür de âilesini bundan haberdâr ederek onları düşman baskınından kurtarmak üzere ailesine koşar ve düşmanın, kendisinden önce ailesine yetişip zarar vermesinden korkarak; ‘Baskın var!’ diye haykırmaya başlar.’

-Devamı yarın-

Hicrî:   01   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder