قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : اِطَّلَعَتْ فيِ الْجَنَّةِ فَرَأَيْتَ أَكْثَرَ أَهْلِهَا الْفُقَرَاءَ. (ت)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بن ( معراح كجسنده ) ، جنته باقدم ده جنت أهلنيك جوغونون ( صبر أدن ) فقيرلر اولديغونى كوردم . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ben (Mîraç gecesinde), Cennet’e baktım da Cennet ehlinin çoğunun (sabreden) fakirler olduğunu gördüm.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 25 Rebîulâhir 1445 Fazilet Takvim
ASHÂB-I SUFFE’NİN FAZİLETİ
Mescid-i Nebevî’nin arka kısmında, yeri yurdu olmayan gariplere tahsîs edilen bir sundurma (suffe) vardı. Orada kalan Ashâb-ı Kirâm’a “Ehl-i Suffe” yahut “Ashâb-ı Suffe” denilmiştir.
Bu zâtlar, Kur’ân-ı Kerîm okuyup ezberlerler, Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) sohbetlerini dinleyerek istifâde ederler, bütün vakitlerini, ilim ve ibadete ayırırlar, bir harp çıktığında da sefere katılırlardı. Onlar, Resûlullâh’ın (s.a.v.) medresesinin, kendilerini Allah yoluna vakfetmiş talebeleriydiler.
Ebû Hüreyre (r.a.) Hazretleri buyurdular ki: “Ashâb-ı Suffe, yetmiş kişi idi. Onların, giyecek ikinci bir elbiseleri bile yoktu.”
Hakîm-i Tirmizî Hazretleri, bu hadîs-i şerîfi naklettikten sonra şöyle demiştir: “Ashab-ı Suffe ile alakalı vârid olan haberleri düşündüm ve onların şu üç husûsta Sahâbe-i Kirâm’ın büyüklerinden olduklarını gördüm:
1- Verâ (haram ve haram şüphesi olan her şeyden kaçınmak), 2- Allâhü Teâlâ’ya tevekkül, 3- Allâh’a ve Resûlü’ne hizmete devam.
Allâhü Teâlâ, Resûlü için tercih ettiği (sevip, seçtiği) şu üç husûsiyyeti, onlar için de tercih etmiştir:
1- Fakirlik, 2- (Yalnız) Allâh’a ibadet için boyun bükmek, 3- Dünyayı ve dünya ehlini terk etmek.”
Her asırda bulunan ve onların yolu ve sabırları üzerine devam eden tasavvuf ehli olan kimseler de Ehl-i Suffe’den sayılırlar.
Fedâle bin Ubeyd (r.a.) da şöyle buyurmuştur:
“Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) namaz kıldırdığı zaman, kendilerindeki açlık ve zayıflıktan dolayı (namazda) kıyamda iken yere yığılanlar, olurdu. O yere yığılanlar Ashâb-ı Suffe’den olanlardı. Resûlullah (s.a.v.) namazı bitirdikten sonra onlara doğru döner ve şöyle buyururdu: ‘Allah indinde sizin için olanları (Allâh’ın size vereceği makam ve sevapları) bir bilseniz, muhakkak ki ihtiyaç ve yokluğunuzun daha da artmasını isterdiniz.”
Hicrî: 25 Rebîulâhir 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder