BAZI SALİH KİMSELERİN YENİ YILIN İLK VAKİTLERİNDE ŞÖYLE DUA ETTİKLERİ RİVAYET EDİLMİŞTİR:
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Tüm İslam Âleminin Hicrî Yeni Yılını Tebrik Eder, Hayırlara Vesile Olmasını Dileriz
19 Agustos 2020 Çarşamba, akşam namazı itibariyle 1442. Hicrî seneye girmiş olacağız. Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) hicretinin 1442. yılının tüm İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını dileriz.
19 Agustos akşamından itibaren gireceğimiz Muharrem ayı, Allah’ın mübarek kıldığı haram aylardan biridir1 ve hicri yılın ilk ayıdır. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Muharrem ayı ile alakalı olarak: “Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Muharrem orucudur.”2 buyurmuştur.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye geldiğinde Yahudiler, Musa (aleyhisselam) ve ümmetinin o gün Firavun’dan kurtulduğu gerekçesiyle, Muharrem ayının onuncu günü olan “Âşûrâ” gününde oruç tutuyorlardı. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “Biz Musa’ya (aleyhisselam) onlardan daha yakınız. Siz de oruç tutun!” buyurarak o gün oruç tutulmasını emretmiştir.3 Ancak Âşûrâ gününü oruçlu geçirmek farz veya vacip değil sünnettir. Zira başka bir hadis-i şerifte bu gün hakkında: “Dileyen oruç tutsun, dileyen tutmasın.” buyrulmuştur.4 Yine Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu günün orucunun bir senelik günahlara kefaret olacağını beyan etmiştir.5
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’de Âşûrâ günü oruç tutup sahabe-i kirama da oruç tutmalarını tavsiye edince, kendisine: “Ey Allah’ın Rasulü! Bu gün Yahudi ve Hristiyanların tazim ettiği bir gün.” denildi. Bunun üzerine Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) “Gelecek sene olduğunda biz dokuzuncu günü de oruçlu geçirelim.” buyurdu ve öyle yaptılar.6 Dolayısıyla bu günü oruçlu geçirecek Müslümanların da, dokuzuncu günü de oruçlu geçirmeleri gerekmektedir. Şayet dokuzuncu gün oruçsuz geçirilirse onuncu ve on birinci gün oruç tutulmalıdır.
Bazı salih kimselerin yeni yılın ilk vakitlerinde şöyle dua ettikleri rivayet edilmiştir:
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِهِ وَ صَحْبِهِ أَجْمَعِينَ، اَللّٰهُمَّ أَنْتَ الْأَبَدِىُّ الْقَدِيمُ، اَلْحَىُّ الْكَرِيمُ، اَلْحَنَّانُ اَلْمَنَّانُ، وَهٰذِهِ سَنَةٌ جَدِيدَةٌ، أَسْأَلُكَ فِيهَا الْعِصْمَةَ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ وَأَوْلِيَائِهِ، وَالْعَوْنَ عَلٰى هٰذِهِ النَّفْسِ اَلْأَمَّارَةِ بِالسُّوءِ، وَالْاِشْتِغَالَ بِمَا يُقَرِّبُنِى اِلَيْكَ يَا كَرِيمُ يَا ذَا الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِ، بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِيمِينَ، وَصَلَّى اللهُ وَ سَلَّمَ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِهِ وَ صَحْبِهِ وَ أَهْلِ بَيْتِهِ أَجْمَعِينَ
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Bütün hamdler âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Efendimiz Muhammed’e, onun ailesine ve arkadaşlarına salat ve selam olsun!
Ey kerem sahibi, celâl ve ikram sahibi olan Allah’ım! Sen başlangıcı ve sonu olmayansın! Hakiki hayat sahibi de iyilik sahibi de ancak sensin! Acıyan ve iyiliklerde bulunansın! İşte bu yeni senedir. Senden, bu senede beni şeytandan ve onun dostlarından korumanı; kötülüğü emreden nefsime karşı bana yardım etmeni diliyorum. Ya Rabbi! Beni bu senede sana yaklaştıracak amellerle meşgul eyle! Rahmetinle dualarımı kabul eyle! Zira sen merhametlilerin en merhametlisisin. Allah Teâlâ, Peygamberimiz Muhammed Mustafa’ya, onun âl-i ashabına ve ehl-i beytine salat ve selam etsin!”7
1) Sahih-i Buhari, Hadis Nu: 5550; Sahih-i
Müslim, Hadis Nu: 1679
2) Sahih-i Müslim, Hadis Nu: 1163; Ebû Dâvud, Hadis Nu: 2429;
Ahmed b. Hanbel, 2/303
3) Sahih-i Buhari, Hadis Nu: 2004; Sahih-i Müslim, Hadis Nu:
1130
4) Sahih-i Buhari, Hadis Nu: 2002
5) Tirmizi, Hadis Nu: 752
6) Sahih-i Müslim, Hadis Nu: 1134
7) Allâme Safûrî, “Nüzhetü’l-mecâlis”, 1/156
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder