21 Ağustos 2020 Cuma

İMÂM-I RABBÂNÎ (K.S.) HAZRETLERİNDEN NASÎHATLER


 

 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: شَرُّ مَا فِي رَجُلٍ شُحٌّ هَالِعٌ وَجُبْنٌ خَالِعٌ. (د)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  بر آدامده بولونان أك كوتى ( آخلق ) ، آشرى جمريلك و ( قلبنى يرندن سوكجك دره جه ده ) آشرى قورقاقلقدر  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Bir adamda bulunan en kötü (ahlâk), aşırı cimrilik ve (kalbini yerinden sökecek derecede) aşırı korkaklıktır.”

(Sünen-i Ebû Dâvud)

Hicrî:   02    Muharrem    1442  Fazilet Takvim  

 

 İMÂM-I RABBÂNÎ (K.S.) HAZRETLERİNDEN NASÎHATLER

 

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri, bir mektubunda şöyle buyurmuşlardır:
Bu yolda (Tarîk-ı Nakşibendiyye’de) ‘indirâcü’n-nihâye fi’l-bidâye’ vardır. Yani bu yolun yolcusu diğerlerinin nihayette bulduklarını, daha ilk adımda bulur… Bu nisbet bizzat Ashâb-ı Kirâm’ın nisbetidir. Çünkü onlar Peygamber Efendimizin (s.a.v.) daha ilk sohbetlerinde bu makamlara kavuşuyorlardı. Bu devlet, onlardan başka, Ümmet-i Muhammed’in diğer evliyâsı için nihâyette müyesser olur mu, olmaz mı bilinmez. Bu yüzden Tâbiîn’in en fazîletlisi olan Üveys-i Karanî Hazretleri, Hazret-i Hamza’yı (r.a.) şehîd eden Vahşî’nin (r.a.) mertebesine ulaşamadı. Çünkü o, (îman ettikten sonra) bir kere bile olsa Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sohbetine nâil olmuştur.
Muhakkak Resûlullâh’ın (s.a.v.) sohbetinde bulunmanın fazîleti, bütün fazîlet ve kemâlâtın üstündedir. Çünkü onların îmanı şühûdîdir. Bu devlet, onlardan başkası için asla müyesser olmaz.
İşitilen, görülene hiç benzer mi! Bundan dolayıdır ki onların bir avuç arpa infak etmeleri, başkasının bir dağ kadar altını infak etmesinden daha fazîletlidir. Ashâb-ı Kirâm’ın tamamı bu fazîlette müsâvîdirler. Tamamına tazim etmek ve onları hayırla yâd etmek lazımdır. Hepsi âdildirler. Rivâyetlerinin makbul olmasında ve ahkâmı tebliğ etmekte müsâvîdirler. Birinin rivâyetinin diğerinin rivâyetine bir üstünlüğü yoktur. Onlar, Kur’ân-ı Mecîd’in taşıyıcılarıdır. Dağınık vaziyetteki âyetler onlardan alınarak bir araya toplandı. Şöyle ki: Bazılarından iki âyet, bazılarından üç âyet, bazılarından da daha fazla veya daha az alındı. Öyleyse her kim Ashâb-ı Kirâm’dan birine dil uzatırsa Kur’ân-ı Kerîm’e de dil uzatmış olur. Çünkü bu ta’n edilen ve dil uzatılan kimsenin, Kur’ân-ı Kerîm’in âyetlerinden bazısını taşıyanlardan biri olması mümkündür. Bu büyük zâtlar arasında vâki’ olan muhâlefet ve görüş farklılıklarını, sahih manalara sarfetmek ve onları taassup ve hevâdan tenzih etmek ve uzak görmek lazımdır. 

(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî; c. 1, m. 210)

Hicrî:   02    Muharrem    1442  Fazilet Takvim  

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder