30 Ağustos 2020 Pazar

İLK TAHSİLİN MECBÛRİYETİNE DÂİR FERMAN



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا أَفْصَحَ أَوْلَادُكُمْ فَعَلِّمُوهُمْ لَا إِلٰهَ إِلَّا اللهُ. (كنز)‏

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  جوجقلرينز ( دوزكون ) قونوشمايه باشلاديغى زمان ، اونلره ( إلك اولارق )  لَا إِلٰهَ إِلَّا اللهُ  ( ده مه ي ) أؤكرتك  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Çocuklarınız (düzgün) konuşmaya başladığı zaman, onlara (ilk olarak) Lâ ilâhe illallâh (demeyi) öğretin.” 

(Kenzü’l-Ummâl)

Hicrî:   11    Muharrem    1442  Fazilet Takvim  

 

 İLK TAHSİLİN MECBÛRİYETİNE DÂİR FERMAN

 

Osmanlı Devleti’nde, çocukların küçük yaşta dînî dersleri öğrenmelerine husûsî bir ehemmiyet gösterilirdi. Sultan İkinci Mahmud Han, bu hususta bir ferman çıkarmış ve bu işe âzamî derecede ihtimam gösterilmesini istemiştir. Bu ferman hulâsa olarak şöyledir:
“Herkes iyi bilir ki bütün Ehl-i İslâm’a göre en önce, İslâm’ın şartlarını ve akâid-i dîniyyesini öğrenip bilmek ve sonra geçimini temin etmek için hangi mesleği isterse ona girmek gerekirken bir zamandan beri insanlar, analarının ve babalarının suçu olarak kendileri cahil kaldıkları gibi, çocuklarının da câhil kalmasına aldırmadan ve Rezzâk-ı Âlem olan Allâhü Teâlâ Hazretlerine tevekkülsüzlük ile hemen para kazanmak sevdasına düşerek çocukları, beş-altı yaşına vardığı zaman mektepten alıp bir usta yanına çıraklığa vermektedirler. Bu gibi çocuklar, cehâletle büyüyüp sonradan da okuyup öğrenmeye heves etmediklerine binâen, bütün veballeri analarının ve babalarının boynuna olup, kıyâmet gününde bir taraftan bunlar mesuliyet altına girecekleri gibi, bir taraftan kendileri buna pişman olacaklar.
Bundan başka, Allah korusun bütün herkesi cehâlet kaplamakta ve halkın ekserisi, dinden, diyanetten habersiz olduklarından bu hâl, Cenâb-ı Hakk’ın yardımından mahrum kalmaya sebep olmaktadır. Allah muhâfaza etsin, böyle giderse Allâhü Teâlâ’nın şiddetli azabıyla terbiye olunacağımızı akl-ı selîm olanların bildiği gibi, Müslümanları o gibi dünya ve âhiret musîbetlerinden korumak lâzım gelmektedir.
Bu hâlde, dîni öğrenmekte utanma câiz olmadığına binâen, şimdiye kadar câhil kalmış olan genç ve ihtiyar bütün Ümmet-i Muhammed, câhilliğin iki cihânda vehâmetini düşünüp ve bu sebeple birbirlerinden utanmayarak ancak Allâh’tan utanıp kendileri bulundukları ve çalışmakta oldukları iş ve sanatların arasında bilmedikleri dînî meseleleri ve akâid-i İslâmiyelerini dahi öğrenmeye imkânları nisbetinde gayret edip çalışmaları ve bu suretle kendilerini iki cihân saâdetine ermeye gayret sarf etmeleri, dînin farz kıldığı emirlerdendir. 

(Osmanlı Tarihi, Çamlıca)

Hicrî:   11    Muharrem    1442  Fazilet Takvim  

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder