قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ مَثَلَ الْعُلَمَاءِ فِي الْأَرْضِ كَمَثَلِ النُّجُومِ فِي السَّمَاءِ يُهْتَدَى بِهَا فِي ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ. (حم)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ، " جنت بحجلرى مسجدلردر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Cennet bahçeleri, mescidlerdir.”
(Münâvî, Feyzü’l-Kadîr)
Hicrî: 17 Zilhicce 1441 Fazilet
Takvim
CENNET BAHÇELERİ MESCİDLERDİR
Mescid, secde edilen yer demektir. İslâm mâbetlerine (ibâdet edilen yerlere) mescid, büyüklerine câmi denilir. Mescidler Allâhü Teâlâ’ya ibâdet için yapılmıştır. Bu cihetle her mescidin büyük bir şeref ve fazîleti vardır. Bu şerefe işâret için her mescide ‘Beytullah’ (Allâh’ın evi) denilir. Binâenaleyh mescidlere hürmet edilir. Bir mescid, binası yıkılmış olsa da arsası kıyâmete kadar mesciddir. Mescidlere hürmetsizlik, haksızlık, Allâhü Teâlâ’nın hukûkuna riâyetsizlik demektir ki mesûliyeti pek büyüktür. Cenâb-ı Hak, Tevbe Sûresi’nin 18. âyet-i kerîmesinde şöyle buyuruyor (meâlen): “Allâhü Teâlâ’nın mescidlerini ancak Allâhü Teâlâ’ya ve âhiret gününe îman eden, namaz kılan, zekâtı veren ve Cenâb-ı Hak’tan başkasından korkmayan kimse îmar eder. Artık umulur ki, bunlar hidâyete ermiş olanlardan olacaklardır.”
Bu âyet-i kerîmenin tefsirinde şöyle buyuruluyor: Mescid; içerisinde Hz. Allâh’a ibâdet edilen yer demek olduğundan, Allâh’a îmanı olmayanların Allâh’a ibâdet için bir yer bina etmeleri mümkün değildir. Hz. Allâh’a yapılan ibâdetin faydası bilâhare kıyâmette görülecektir. Bunun için âhirete îmanı olmayanlar Allâh’a ibâdet etmezler. Etmeyince de ne mescid yaparlar ne de mescidleri ibâdetle mamur ederler. Mescidlere devam edenler şu üç güzel şeye sâhip olurlar: Kendisinden istifâde edeceği bir arkadaşa, hikmetli sözlere ve Allâhü Teâlâ’dan beklediği rahmete.
Bu âyet-i kerîmenin tefsirinde şöyle buyuruluyor: Mescid; içerisinde Hz. Allâh’a ibâdet edilen yer demek olduğundan, Allâh’a îmanı olmayanların Allâh’a ibâdet için bir yer bina etmeleri mümkün değildir. Hz. Allâh’a yapılan ibâdetin faydası bilâhare kıyâmette görülecektir. Bunun için âhirete îmanı olmayanlar Allâh’a ibâdet etmezler. Etmeyince de ne mescid yaparlar ne de mescidleri ibâdetle mamur ederler. Mescidlere devam edenler şu üç güzel şeye sâhip olurlar: Kendisinden istifâde edeceği bir arkadaşa, hikmetli sözlere ve Allâhü Teâlâ’dan beklediği rahmete.
İLİM İLE AMEL EDİLİRSE FAYDASI GÖRÜLÜR
Hazret-i Ali (k.v.) şöyle buyurdu: “Âlim, ilmiyle amel etmediği zaman, câhil ondan bir şey öğrenmekten kaçınır. Çünkü âlim, ne kadar ilmi olsa bile ilmiyle amel etmediği zaman ilmi ne kendine ne de başkasına fayda verir. Zîrâ bize ulaştı ki; Benî İsrâil içerisinde seksen sandık dolusu kitaplardaki ilmi toplayan bir adam vardı. Hz. Allah, o zamanın Peygamberine o kişiye şunları söylemesini vahyetti:
Şayet sen öğrendiklerinin bir mislini daha öğrensen şu üç şeyle amel etmedikçe bunların sana faydası olamaz.
Dünya, müminlerin yurdu olmadığı için dünyayı sevme.
Müminlerin dostu olmadığı için şeytanla arkadaşlık kurma.
Mümin bir kimsenin ahlâkından olmadığı için müminlere eziyet verme.
Şayet sen öğrendiklerinin bir mislini daha öğrensen şu üç şeyle amel etmedikçe bunların sana faydası olamaz.
Dünya, müminlerin yurdu olmadığı için dünyayı sevme.
Müminlerin dostu olmadığı için şeytanla arkadaşlık kurma.
Mümin bir kimsenin ahlâkından olmadığı için müminlere eziyet verme.
Hicrî: 17 Zilhicce 1441 Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder