8 Ağustos 2020 Cumartesi

MÂLİKÎ MEZHEBİ’NİN İMÂMI MÂLİK BİN ENES (RAH.)

 

 

 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ مَثَلَ الْعُلَمَاءِ فِي الْأَرْضِ كَمَثَلِ النُّجُومِ فِي السَّمَاءِ يُهْتَدَى بِهَا فِي ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ. (حم)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  يريوزونده عالملريك حالى ، قراده دنزده كجه قرانلغنده كندسى ايله يول بولونان ، كوك يوزونده كى يلدزلاريك مثال كبى در  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Yeryüzünde âlimlerin hâli, karada ve denizde gece karanlığında kendisiyle yol bulunan, gökyüzündeki yıldızların misâli gibidir.

(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Hicrî:   16    Zilhicce 1441  Fazilet Takvim  

 

MÂLİKÎ MEZHEBİ’NİN İMÂMI MÂLİK BİN ENES (RAH.)

 
Ebû Abdullah Mâlik bin Enes (rah.), dört büyük müctehidin ikincisi ve Mâlikî Mezhebi’nin imamıdır. Hicrî 93 veya 95 senesinde Medîne-i Münevvere’de doğmuş, orada yetişmiş, o mübârek belde-i tâhirede senelerce bütün İslam âlemine ilim ve hikmet nurlarını neşretmiş ve nihâyet hicrî 179 senesinde yine o belde-i münevverede âhirete irtihâl etmiştir.
Tebe-i Tâbiîn’den olan İmam Mâlik (rah.), Tâbiînden birçok fakîhe ve fazîletli kimselere yetişmiş, üç yüzü Tâbiîn’den, altı yüzü de onların tâbilerinden olmak üzere dokuz yüz zattan hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
Telif etmiş olduğu ‘el-Muvattâ’ isimli hadîs kitabı, pek muteber ve kıymetli bir eserdir.
Kendisi: “Şu elimle yüz bin hadîs-i şerîf yazdım.” derdi.
İmâm Şâfiî (rah.) onun hakkında: “Âlimler yâd edilince İmam Mâlik bir yıldızdır. Eğer İmam Mâlik ile İbn-i Uyeyne olmasaydı Hicaz’ın ilmi söner giderdi.” demiştir.
Yine Mâlik bin Enes (rah.) anlattı:
Bir bayram günü, “Bugün hocam İbn-i Şihâb ez-Zührî müsâit olur, yanında kimse bulunmaz.” diyerek yanına gitmek üzere mescitten çıktım. Hocamın evine gelip kapısının önüne oturdum. İçeriden hizmetçisine: “Bak bakalım kapıdaki kim!” dediğini işittim. Hizmetçi kapıya baktıktan sonra: “Talebeniz al yüzlü Mâlik.” dedi. “O zaman içeri gelsin.” dedi. İçeriye girdim. Bana bir şeyler yememi söyledi. Ben yemeğe ihtiyacım olmadığını söyledim. “O hâlde ne istediğini söyle.” dedi. Ben de:
“Bana hadîs-i şerîf rivâyetinde bulununuz.” dedim. Bana on yedi hadîs-i şerîf rivâyet etti. Sonra “Bunları ezberlemedikten sonra sana rivâyette bulunmamın ne faydası var?” dedi.
“İsterseniz rivâyet ettiklerinizi size okuyayım” dedim ve hepsini ezberimden okudum.
Bunun üzerine bana: “Muhakkak sen ilmin kaplarındansın ve sen kendisine ilim emânet
Hicrî:   16    Zilhicce 1441  Fazilet Takvim  

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder