قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا أَفْصَحَ أَوْلَادُكُمْ
فَعَلِّمُوهُمْ لَا إِلٰهَ إِلَّا اللهُ. (كنز)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
جوجقلرينز
( دوزكون ) قونوشمايه باشلاديغى زمان اونلره ( إلك اولرق ) لَا إِلٰهَ إِلَّا الله
( دمي ) اؤكرتين ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular:
“Çocuklarınız (düzgün) konuşmaya başladığı zaman, onlara (ilk olarak) Lâ
ilâhe illallâh (demeyi) öğretin.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Çocuğun velîsi üzerindeki haklarından biri de çocuğun güzel terbiyesiyle, ilim tahsili ile alakadar olunması, yiyecek ve içeceğinin tedârik edilmesidir. Şöyle ki.
Evlâdı küçük yaşta terbiye etmek lâzımdır. “Bir kimse, küçüklük hâlinde, oğlunu terbiye eylese, büyüklük halinde onunla mesut olur.” denilmiştir. Bu hâlde, âdâba dâir olan şeyleri öğretmek ziyâdesiyle mühim ve lüzumludur.
Kur’ân-ı Kerîm’i, yazı yazmayı ve sâir ilimleri öğretmeye gayret etmek evlâdın babası üzerindeki hakkıdır.” diye hadîs-i şerîfte buyurulmuştur.
Çocuk düzgün konuşmaya başladığında “Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Rasûlullâh” kelime-i tayyibesi öğretilir.
Çocuğun aklı başına geldikçe, ona farzları, vacipleri, sünnet ve âdâbı öğretmelidir. Kız çocuğa ise, bunlar ile beraber kadınlarla alakalı ev işleri ve benzeri şeyler de öğretilir.
Yedi yaşına geldiğinde, namaz kılmasını öğretmeli, on yaşına geldiğinde hâlâ namaz kılmıyor ise te’dîb edilmelidir.
Eğer hânesinde yetîm var ise, ona da kendi evlâdı gibi muâmele edip terbiyesine gayret etmelidir. Zîra bu, Fahr-i Âlem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz Hazretleri tarafından hadîs-i şerîfle emrolunmuştur.
On yaşlarını tamamladıklarında, erkek ile kızın yataklarını ayırmalıdır.
Kabirde yatan ecdâdı, sâlih evlatlarından dolayı sevinirler. Hayırlı evladın, sadaka-i câriyeden sayıldığı hadîs-i şerîfte beyan olunmuştur.
BİR SÜNNET: TIRNAK KESMEK
Bir kimsenin tırnağı uzun olursa rızkı dar olur. Yâni geçiminde bolluk ve genişliğe erişemez. Eğer haddinden fazla uzamayıp hadîs-i şeriflerde beyan edilen günlerde kesmek için geciktirirse müstehaptır. Zira Hazret-i Âişe (r.anhâ)
Resûlüllah Efendimizden (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle rivayet etmiştir ki.
“Bir kimse cuma günü tırnaklarını keserse, Hak Teâlâ Hazretleri o kişiyi öbür cumaya kadar, hatta üç gün de ziyade, belâlardan korur”.
(Mevâhib-i Ledünniyye)
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 17 Safer 1440 Fazilet
Takvimi
ÇOCUĞA İLİM ÖĞRETMEK VE TERBİYE VERMEK
Çocuğun velîsi üzerindeki haklarından biri de çocuğun güzel terbiyesiyle, ilim tahsili ile alakadar olunması, yiyecek ve içeceğinin tedârik edilmesidir. Şöyle ki.
Evlâdı küçük yaşta terbiye etmek lâzımdır. “Bir kimse, küçüklük hâlinde, oğlunu terbiye eylese, büyüklük halinde onunla mesut olur.” denilmiştir. Bu hâlde, âdâba dâir olan şeyleri öğretmek ziyâdesiyle mühim ve lüzumludur.
Kur’ân-ı Kerîm’i, yazı yazmayı ve sâir ilimleri öğretmeye gayret etmek evlâdın babası üzerindeki hakkıdır.” diye hadîs-i şerîfte buyurulmuştur.
Çocuk düzgün konuşmaya başladığında “Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Rasûlullâh” kelime-i tayyibesi öğretilir.
Çocuğun aklı başına geldikçe, ona farzları, vacipleri, sünnet ve âdâbı öğretmelidir. Kız çocuğa ise, bunlar ile beraber kadınlarla alakalı ev işleri ve benzeri şeyler de öğretilir.
Yedi yaşına geldiğinde, namaz kılmasını öğretmeli, on yaşına geldiğinde hâlâ namaz kılmıyor ise te’dîb edilmelidir.
Eğer hânesinde yetîm var ise, ona da kendi evlâdı gibi muâmele edip terbiyesine gayret etmelidir. Zîra bu, Fahr-i Âlem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz Hazretleri tarafından hadîs-i şerîfle emrolunmuştur.
On yaşlarını tamamladıklarında, erkek ile kızın yataklarını ayırmalıdır.
Kabirde yatan ecdâdı, sâlih evlatlarından dolayı sevinirler. Hayırlı evladın, sadaka-i câriyeden sayıldığı hadîs-i şerîfte beyan olunmuştur.
BİR SÜNNET: TIRNAK KESMEK
Bir kimsenin tırnağı uzun olursa rızkı dar olur. Yâni geçiminde bolluk ve genişliğe erişemez. Eğer haddinden fazla uzamayıp hadîs-i şeriflerde beyan edilen günlerde kesmek için geciktirirse müstehaptır. Zira Hazret-i Âişe (r.anhâ)
Resûlüllah Efendimizden (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle rivayet etmiştir ki.
“Bir kimse cuma günü tırnaklarını keserse, Hak Teâlâ Hazretleri o kişiyi öbür cumaya kadar, hatta üç gün de ziyade, belâlardan korur”.
(Mevâhib-i Ledünniyye)
Hicrî: 17 Safer 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder