2 Ekim 2018 Salı

ÎMÂN VE SÂLİH AMEL CENNETE KAVUŞTURUR



قَالَ اللهُ تَعَالَى: إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ. (سورة البينة،  ۷ )
الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا ) : "   محققكى إيمان أديب صالح عمللر إشلينلر إشده اونلر ياراطلمشلرين أك خيرلسى در ."

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Muhakkak ki îmân edip sâlih ameller işleyenler, işte onlar yaratılmışların en hayırlısıdırlar.
(Beyyine Sûresi, âyet 7)
Hicrî:   22   Muharrem   1440  Fazilet Takvimi 


ÎMÂN VE SÂLİH AMEL CENNETE KAVUŞTURUR


Bakara Sûresi’nin 25. âyet-i celîlesinde buyurulmuştur ki -meâlen-. “Îmân edip sâlih amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan cennetlerin, kendilerine âit olduğunu müjdele!”
Îmân, Allâhü Teâlâ’ya şirk koşmamaktır. Sâlih amel ise riyâ ve gösterişten uzak olan ihlâsla işlenen ameldir. Şirk iki kısımdır. Gizli olur, âşikâr olur.
Mü’minler açık olan şirkten îmânları ile yani; dil ile ikrâr ve kalp ile tasdîkleri sebebiyle kurtulmuş olurlar.
Gizli olan şirkten kurtuluş ise ancak Allâh’ı zikre devam etmek ile anlaşılır. Gizli şirkin kaynağı nefistir. Çünkü nefis Allâh’ın mülkünde müstakillen tasarruf etmek ister. Bu ise muhaldir. Çünkü göklerdeki ve yerdeki her şeyin yegâne mâliki Allâhü Teâlâ’dır, dilediğini dilediği gibi işler. Bu sebeple bütün mü’minlerin şirkin gizlisinden de kurtulabilmeleri için nefislerini ıslâh etmeleri gerektir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Allâhü Teâlâ’nın bir Hadîs-i Kudsî’sinde şöyle buyurduğunu bildirmiştir.
“Kulum, bana yaptığın ibâdetle rahmetimi umarsın. Bana hiçbir şeyi şirk koşmazsan işlediğin kusurlarını bağışlarım. Velev ki huzûruma yeryüzü dolusunca günah ve hata ile gel, ben de seni onlar dolusunca mağfiretimle karşılar, suçunun çokluğuna bakmaz, seni affederim.”
Yani şirkin gizli-âşikâr tamâmından temizlenenler bu affa ve mağfirete nâil olurlar. Bu ise ancak nefsi ıslâh ile mümkündür.
Sâlih amelden murâd, Allâh’ın emirlerine dâimâ uymak, dînin edeplerini gözetmek, haramlardan ve harama götüren şeylerden sakınmaktır. Amel işlemeden cenneti ummak sefihlerin hâlidir. Îmân başlıbaşına kişiyi cehennemde ebedî kalmaktan kurtarır ve cennete kavuşturur. Amel ise îmânın nurunu ziyâdeleştirir, kalbi nurlandırır.
Mü’mine yakışan her hal ve zamanda ibâdetle, farzlarla, vâciplerle meşgul olmak, Resûlullâh’ın sünnetine yapışmak, Allâh’a isyan etmemek, Resûlullâh’ın sünnetinden uzaklaşmamak, nefsin ve dünyanın geçici lezzet ve şehvetlerine kapılmamaktır. 
(Nefâisü’l-Mecâlis, Aziz Mahmûd Hüdâî ks.)
Hicrî:   22   Muharrem   1440  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder