قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صِنِفَانِ مِنَ النَّاسِ إِذَا
صَلَحَا صَلَحَ النَّاسُ وَإِذَا فَسَدَا فَسَدَ النَّاسُ: اَلْعُلَمَاءُ
وَالْأُمَرَاءُ. (كنز)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
إنسانلردان
إيكى صنف واردركى اونلر إيى اولور : اونلر بوزولورسه بتون إنسانلر بوزولور ( او
إيكى صنف ) عالملر و إدارجيلردر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “İnsanlardan iki sınıf vardır ki onlar iyi olursa bütün insanlar iyi olur; onlar bozulursa bütün insanlar bozulur. (O iki sınıf) âlimler ve idârecilerdir.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 29 Muharrem 1440 Fazilet
Takvimi
İLİM KİMSENİN YANINA GİTMEZ
Abbâsî Devletinin Buhârâ vâlisi, adamlarından birini elçi olarak İmam Buhârî’ye (rah.) gönderdi ve kendisi ile sohbet edip hoşça vakit geçirmek istediğini, bunun için, yazdığı hadîs kitabı Sahîh-i Buhârî’yi alarak saraya gelmesini rica etti. İmam Buhârî (rah.) teklîfi kabûl etmeyerek gelen elçiye dedi ki.
“Vâliye söyle. Ben ilmi zelîl edip ayağa düşürmem, onu hükümdarların kapısına taşımam, eğer o kitaptan bir şeyler öğrenmeye ihtiyacı varsa, lütfedip kendileri mesciddeki derslerime iştirâk edebilir. Ve dedi ki. İlim kimsenin yanına gitmez, onun yanına gelinir.”
Bunun üzerine vâli tekrar bir elçi gönderdi ve kendi çocukları için husûsî bir ders meclisi kurmasını ve başkalarını da oraya almamasını rica etti, fakat İmam Buhârî (rah.) bunu da kabul etmedi ve dedi ki.
İnsanlardan bir kısmını derse alıp, diğerlerini almamak bana yakışmaz. Derken vâli, Buhârâ ulemâsından ona karşı yardım istedi. Bunun üzerine onun mezhebi aleyhinde konuştular ve Buhârâ’dan sürgün edilmesini temin ettiler.
Fakat İmam Buhârî (rah.), duâsı müstecâb birisi idi, onlara.
“Ey Allâhım, benim aleyhime kast ettikleri şeyin tecellîsini onların nefislerinde bana göster.” diye bedduâ etti.
Aradan bir ay geçmedi (Buhârâ’da kargaşalar meydana geldi). Vâliyi bir merkebe bindirip Buhârâ sokaklarında dolaştırdılar, ölünceye kadar hapsettiler ve ona yardım edenlerden, şiddetli belâlara uğramayan hiçbir kimse kalmadı. (Mirkâtü’l-Mefâtih, Molla Aliyyü’l-Kârî)
“Vâliye söyle. Ben ilmi zelîl edip ayağa düşürmem, onu hükümdarların kapısına taşımam, eğer o kitaptan bir şeyler öğrenmeye ihtiyacı varsa, lütfedip kendileri mesciddeki derslerime iştirâk edebilir. Ve dedi ki. İlim kimsenin yanına gitmez, onun yanına gelinir.”
Bunun üzerine vâli tekrar bir elçi gönderdi ve kendi çocukları için husûsî bir ders meclisi kurmasını ve başkalarını da oraya almamasını rica etti, fakat İmam Buhârî (rah.) bunu da kabul etmedi ve dedi ki.
İnsanlardan bir kısmını derse alıp, diğerlerini almamak bana yakışmaz. Derken vâli, Buhârâ ulemâsından ona karşı yardım istedi. Bunun üzerine onun mezhebi aleyhinde konuştular ve Buhârâ’dan sürgün edilmesini temin ettiler.
Fakat İmam Buhârî (rah.), duâsı müstecâb birisi idi, onlara.
“Ey Allâhım, benim aleyhime kast ettikleri şeyin tecellîsini onların nefislerinde bana göster.” diye bedduâ etti.
Aradan bir ay geçmedi (Buhârâ’da kargaşalar meydana geldi). Vâliyi bir merkebe bindirip Buhârâ sokaklarında dolaştırdılar, ölünceye kadar hapsettiler ve ona yardım edenlerden, şiddetli belâlara uğramayan hiçbir kimse kalmadı. (Mirkâtü’l-Mefâtih, Molla Aliyyü’l-Kârî)
SAFER AYI İCTİMA‘I, RU’YET VE BAŞLANGICI
Hicrî-Kamerî 1440 yılı Safer ayı ictima‘ı 9 Ekim Salı günü Türkiye saati ile 06.47’dedir.
Ru’yet ise 9 Ekim Salı Türkiye saati ile 18.20’dedir.
Hilâl’in görüldüğü yerler. Afrika kıtası, Güney Amerika kıtası, Arjantin, Brezilya, Kenya, Angola, Türkiye, Almanya, Avusturya, Mısır, Fas, Cezayir, Tunus ve Arap yarımadası.
Hilâl’in görüldüğü günü takip eden 10 Ekim Çarşamba günü de Safer ayının 1. günüdür.
Ru’yet ise 9 Ekim Salı Türkiye saati ile 18.20’dedir.
Hilâl’in görüldüğü yerler. Afrika kıtası, Güney Amerika kıtası, Arjantin, Brezilya, Kenya, Angola, Türkiye, Almanya, Avusturya, Mısır, Fas, Cezayir, Tunus ve Arap yarımadası.
Hilâl’in görüldüğü günü takip eden 10 Ekim Çarşamba günü de Safer ayının 1. günüdür.
Hicrî: 29 Muharrem 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder