قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : تَدَارَكُوا الْهُمُومَ وَالْغُمُومَ بِالصَّدَقَاتِ يَكْشِفُ اللّٰهُ عَنْكُمْ ضُرَّكُمْ وَيَنْصُرُكُمْ عَلَى عَدُوِّكُمْ وَيُثَبِّتُ أَقْدَامَكُمْ عِنْدَ الشَّدَائِدِ.(فيض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ‘‘ كلمسى محتمل صقنطلرى و كجمش أؤزنتولرى صدقه لرله قارشلايب تلافى أدينز . بويله يابارسانز الله تعالى ، سزيك أؤزرنزدن بلاي قالديرير ، دشمانلرينزه قارشى سزه ياردم أدر ، شتدت و صقنطى آننده آياقلارينزى ثابت قلار . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Gelmesi muhtemel sıkıntıları ve geçmiş üzüntüleri, sadakalarla karşılayıp telafi ediniz. Böyle yaparsanız Allâhü Teâlâ, sizin üzerinizden belayı kaldırır, düşmanlarınıza karşı size yardım eder, şiddet ve sıkıntı anında ayaklarınızı sabit kılar.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 21 Safer 1446 Fazilet Takvim
HAZRET-İ ALİ’NİN (R.A.) NASİHATLERİNDEN -1
Emîru’l-Müminîn Hazret-i Ali kerremallâhü vecheh, tayin ettiği bir valisine yazdığı mektupta şöyle buyurmuştur:
İlk emrim şudur: Takvâya sarıl ve dâima Allâhü Teâlâ’nın emirlerine ve Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in sünnetine sarıl. Bunlara tâbi olmayan hiç kimse saadete ermemiştir. Onları inkâr eden ve tâbi olmaktan yüz çeviren kimse de şekavete düşmekten kurtulamamıştır.
Elinle ve dilinle dâima hakkı müdafaa et. Zira Allâhü Teâlâ, dinine yardım edenleri aziz kılar, yükseltir.
Bir emrim de şudur: Nefsine sahip ol, onu isyana, itaatsizliğe yönelmekten menet. Âyet-i celîlede -meâlen-: “Muhakkak ki nefis, kötülüğü şiddetle emreder. Ancak Rabb’imin rahmet ettiği (muhafaza ettiği nefisler) müstesna.” buyurulmuştur (Yûsuf Sûresi, âyet 53).
Ben, seni bir vilâyete gönderdim ki; ona nice kimseler vali olup kimi adalet ve insâf göstermiş, kimi de eziyet ve zulmetmişlerdir. Sen, senden önceki valilerin yaptıkları fena işlere nazar edip onları kınayabileceğin gibi halk da senin yaptıklarını kınayabilir. Ona göre dikkatli hareket et. Zira, sâlihlerin güzel hâlleri, Allâhü Teâlâ’nın kullarının lisanlarındaki kelimelerle anlaşılır. İyilik et ki; halk arasında güzellikle anılmaya lâyık olasın.
Yanında sâlih amelden daha sevgili zahîre (azık) olmasın. Nefsinin arzularına kapılma. Bilakis nefsine mâlik olup onu dine tâbi kıl. Helâl olmayan şeylerde nefsine karşı cimri ol ve nefsinin muradını verme.
Kalbinde halka karşı dâima merhamet olsun. Halk, isteyerek veya istemeden bazı hatalar işleyebilir. Gerektir ki; Hak Teâlâ’nın, senin günahlarını affetmesini sevdiğin gibi, sen de halka karşı affınla ihsânda bulun. Bir kimsenin cürmünü affettiysen ona pişman olma ve bir kimseyi cezalandırdıysan, ona da sevinme.
-Devamı yarın-
Hicrî: 21 Safer 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder