قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَيْسَ مِنَ الْإِنْسَانِ شَيْءٌ إِلَّا يَبْلَى إِلَّا عَظْمًا وَاحِدًا وَهُوَ عَجْبُ الذَّنَبِ وَمِنْهُ يُرَكَّبُ الْخَلْقُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ. (ق)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : إنسانيك جوروميه جك هيجبر يرى يوقدر . يالنز بر كميك مستثنى كى اوده عجبز الذنب ( قويرق صوقومى كميكى ) در . قيامت كونونده إنسانلر ، اوندان تكرار ميدانه كتيريله جكدر . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “İnsanın çürümeyecek hiçbir yeri yoktur. Yalnız bir kemik müstesnâ ki o da acbü’z-zeneb (kuyruk sokumu kemiği)dir. Kıyâmet gününde insanlar, ondan tekrar meydana getirilecektir.
(Müttefekun Aleyh)
Hicrî: 13 Safer 1446 Fazilet Takvim
ATOMUN KEŞFİ VE SIRRI
Maddenin en küçük ve temel yapı taşına atom denir. Maddeleri elementler meydana getirir. Element, kendisinden başka özellikte maddeler çıkarılmayan saf madde demektir. İşte bu elementlerin her birini meydana getiren en küçük yapı taşları atomlardır. Aynı cins atomlar bir araya gelerek elementi meydana getirir. Mesela hidrojen ve demir, birer elementtir. Çünkü yapılarında birer çeşit atom vardır.
Atomun gerek kendi içindeki hareketlerini gerekse diğer atomlarla olan hareketlerini düzenlemede dört kuvvet vardır. Bunlar çekim kuvveti, zayıf kuvvet, elektromanyetik kuvvet ve nükleer kuvvettir. Gezegenleri, güneş sisteminde tutan kuvvet, çekim kuvvetidir. Bu, aynı zamanda atom ve molekülleri bir arada tutan kuvvettir. Çekirdek etrafında muhteşem bir hızla dönen elektronların kaçıp gitmelerini önleyen kuvvet, elektromanyetik kuvvettir. Bu kuvvet, ters işaretli elektrik yüklerinin birbirini çekmesi şeklinde tezâhür eder. Çekirdekte bulunan protonların aynı işarette elektrik yükü ile yüklü bulunmalarına rağmen, birbirlerini itmeyip, bilakis çok yakın durmalarını gerçekleştiren kuvvet, nükleer kuvvettir. Bu kuvvetler birbiri ile kıyas edilemeyecek kadar farklı şiddetlerde oldukları hâlde atomu büyük bir düzen içinde tutarlar.
Câbir bin Hayyân, maddelerin atomik yapısı hakkında şu sözleri söylemiştir: “Maddenin en küçük parçası olan atomda yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerinin söylediği gibi, bunun parçalanamayacağı söylenemez. Atom da parçalanabilir. Parçalanınca da öyle bir güç meydana gelir ki, bir anda Bağdat’ın altını üstüne getirebilir. Bu, Allâhü Teâlâ’nın kudret nişanıdır.”
Ebu’l-Fâruk Süleyman Hilmi TUNAHAN (K.S.) (SİLİSTREVÎ) Hazretleri şöyle buyurmuştur: “Hiçbir şey yoktur ki onu, hamd ile tesbîh etmesin; lâkin siz, onların tesbîhini anlamazsınız.” (İsrâ Sûresi, âyet 44) “Tesbîh” Zât-ı İlâhî’ye, “Hamd” ise Sıfât-ı İlâhiyye’ye mahsustur. Bütün letâifte, envâr-ı İlâhiyye’nin zuhûru ile eşyanın tesbîhini hakikatte duymak mümkündür. Zerrât-ı kâinat içinde hiçbir zerre yoktur ki müteharrik olmasın. Atomun icadı, bu âyet-i celîledeki sırrı çözmüştür.
Hicrî: 13 Safer 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder