20 Kasım 2020 Cuma

YALANIN FENÂLIĞI


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  مَنْ قَالَ لِصَبِيٍّ تَعَالَ هَاكَ ثُمَّ لَمْ يُعْطِهِ فَهِيَ كَذْبَةٌ. (حم)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  هر كيم بر جوجوغه ، كل ، شونى آل ‘ در ، صكره ده اونه ورمزسه ، بو ( سوزى ) بر يالاندر   . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: Her kim ki bir çocuğa, ‘gel, şunu al’ der, sonra da ona vermezse, bu (sözü) bir yalandır.”

(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Hicrî:   05    Rebiulahir     1442    Fazilet Takvim

 

YALANIN FENÂLIĞI

 

Hazret-i Âişe (radıyallâhü anhâ): “Resûlullâh’ın Ashâbı nezdinde, yalandan daha kötü bir ahlâk yoktur.” buyurmuştur. Çünkü yalan, îmânın zıttıdır.

Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) bir yere dayanmış vaziyette iken: “Sizlere günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Allâh’a şirk koşmak, anaya babaya âsî olmak.” dedikten sonra dayandığı yerden doğruldu ve “Dikkat ediniz, bir de yalan söz.” buyurdular.

Dayanırken kalkıp oturması, yalan sözün büyük günah olduğuna dikkat çekmek içindir.

Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Muhakkak melekler, yalan söyleyenden çıkan kötü koku sebebiyle ondan bir mil uzaklaşır.” buyurmuştur. Diğer bir hadîs-i şerîflerinde: “Yalan, rızkı azaltır.” buyurmuşlardır.

Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), yalandan men etmişlerdir. Zîrâ yalan söz, Allâhü Teâlâ’ya iftirâ etmektir. Bu sebeple yalan, îmâna zıttır.

 

BEYİT:

 

Cümleler doğrudur sen doğru isen,

Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.

 

MERTEBESİ ŞEHİTLERDEN ÜSTÜN OLANLAR

 

Ebû Zer (radıyallâhü anh) anlattı: Hazret-i Ebûbekir, Peygamber Efendimize (s.a.v.): “Müşriklerle, silahla savaşmaktan başka türlü bir cihat var mıdır?” diye sordu. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Evet, ey Ebûbekir. Muhakkak Allâhü Teâlâ’nın yeryüzünde mücâhidleri vardır ki onlar şehîdlerden de üstünlerdir. Diri olup yeryüzünde dolaşır, rızıklandırılırlar. Allâhü Teâlâ onlarla semâdaki meleklerine övünür ve cennet onlar için süslenir.”

Hazret-i Ebûbekir (r.a.): “Onlar kimlerdir yâ Resûlallâh?” diye sordu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Ma‘rûfu emredip, münkeri nehyedenler, Allah için sevenler, Allah için buğzedenlerdir. Nefsim kudretinde olan Allâh’a yemîn ederim ki onlardan birinin cennetteki köşkü, şehîdlerinkinden daha yukarıda olacaktır…”

(İhyâu Ulûmiddin)

Hicrî:   05    Rebiulahir     1442    Fazilet Takvim

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder