قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : سَيَأْتِي عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ يُخَيَّرُ فِيهِ الرَّجُلُ بَيْنَ الْعَجْزِ وَالْفُجُورِ فَمَنْ أَدْرَكَ ذٰلِكَ الزَّمَانَ فَلْيَخْتَرِ الْعَجْزَ عَلَى الْفُجُورِ. (هب)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ، " إنسانلر أؤزرينه أؤيله بر زمان كله جككى او زمانده بر كمسه ، عاجزلك و فاجرلك ( كوناح إشلمك ) آراسنده مخير براقلاجق . كيم او زمانه يتشيرسه عاجزليكى ، فاجرليك أؤزرينه ترجيه أتسين . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: "İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o zamanda bir kimse, âcizlik ve fâcirlik (günah işlemek) arasında muhayyer bırakılacak. Kim o zamana yetişirse âcizliği, fâcirlik üzerine tercih etsin.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 13 Rebiulahir 1442 Fazilet Takvim
İMAM EBÛ YÛSUF’DAN (RAH.)
Ahmed bin Hanbel Hazretleri’nin oğlu Abdullah şöyle anlatıyor: “Ben babamdan, İmam Ebû Yûsuf’un (rah.) şöyle buyurduğunu işittim: ‘Halk içinde mahcup olmaktan çekinmeyen arsız kimse ile sohbet etmek, sohbet eden için âhirette mahcubiyete sebep olur.”
İmam Ebû Yûsuf (rah.) yine dedi ki:
‘Nimetlerin başı üç şeydir:
• Bütün nimetlerin, ancak kendisiyle tamam olduğu İslâm nimeti.
• Hayatın, ancak kendisiyle güzel olduğu âfiyet.
• Geçimin, sadece kendisiyle mümkün olduğu mal zenginliği.”
(Târîh-i Dımaşk)
BAĞDAT
Bağdat ismi, Farsça olup şehir îmâr edilirken orada bulunan bir bahçenin ismidir. Rivâyetler muhtelif olmakla beraber ‘adâlet bahçesi’ demek olan ‘bâğ-ı dâd’ kelimesinden müştaktır.
Irak’ta, Dicle Nehri’nin iki tarafında kurulmuştur. Yazları kuru ve sıcak, kışlar yumuşak ve serin geçer.
Bağdat, Abbâsî halîfelerinden Ebû Cafer el-Mansûr’un emriyle dört senede binâ olunmuş ve 762 târihinde bitirilip pâyitaht olmuştur. ‘Dâru’s-Selâm’ ve ‘Zevrâ’ diye de isimlendirilmiştir. Halîfe Hârun Reşîd devrinde büyük bir ilim, irfan ve kültür merkezi hâline gelmiştir.
Târihte pek çok kez yağmalanmış ve yıkılmıştır. Osmanlı sultanlarından Kânûnî Sultan Süleyman Hazretleri, şehri 1544 senesinde Acemlerden almıştır. Ancak Acemler yine geri aldıklarından 1638 senesinde Sultan Dördüncü Murad Hazretleri kırk gün muhâsara ile tekrar fethetmiştir.
Birinci Dünya Harbine kadar Osmanlıların elinde olan Bağdat, 1917’de İngiliz kuvvetlerince işgal edildi ve 1921’de kurulan bağımsız Irak Krallığının başşehri oldu.
Bağdat ve çevresinde İslâm’ın büyüklerinden pek çok zâtın mübârek kabirleri mevcuttur ve her biri bir ziyâretgâhdır. İmâm Mûsâ Kâzım, İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe, İmâm Ahmed bin Hanbel, Cüneyd-i Bağdâdî, İmâm Şiblî, İmâm Seriyyü’s-Sekatî, İmâm Kerhî ve Abdulkâdir Geylânî (rahmetullâhi aleyhim ecmaîn) gibi zâtların kabr-i şerîfleri buradadır.
Hicrî: 13 Rebiulahir 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder