قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلْاِقْتِصَادُ فِي النَّفَقَةِ نِصْفُ الْمَعِيشَةِ وَالتَّوَدُّدُ إِلَى النَّاسِ نِصْفُ الْعَقْلِ وَحُسْنُ السُّؤَالِ نِصْفُ الْعِلْمِ. (طب)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ، " نفقه ( حارجاماده ) إكتصاد ، معيشتك ( كجميك ) ياريسى در ، إنسانلر إيله إي كجنمك ، عقليك ياريسى در ، كوزل ( نيتلرله ) سؤآل صورمق ، علميك ياريسى در . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: "Nafakada (harcamada) iktisat, maîşetin (geçimin) yarısıdır; insanlar ile iyi geçinmek, aklın yarısıdır; güzel (niyetlerle) suâl sormak, ilmin yarısıdır.”
(Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr)
Hicrî: 01 Rebiulahir 1442 Fazilet Takvim
SERVET-ZENGİNLİK
Cenâb-ı Hak, zenginliği her kuluna vermemiştir. İnsanların çoğu, derece derece fakirlik ve zarûret içinde bulunmakta, bir kısmı orta halde geçinmekte, çok azı zenginliğe nâil olabilmektedir. Bunun sır ve hikmetini müfessirler,
اَهُمْ يَقْسِمُونَ رَحْمَتَ رَبِّكَۜ نَحْنُ قَسَمْنَا بَيْنَهُمْ مَع۪يشَتَهُمْ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضاً سُخْرِياًّۜ وَرَحْمَتُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ ﴿٣٢﴾
“…Onların, o dünya hayatındaki maîşetlerini aralarında biz taksim ettik ve bir kısmını diğerinin derecelerle üstüne çıkardık ki bazısı bazısını tutsun, çalıştırsın. Rabb’inin rahmeti ise onların toplayıp durduklarından daha hayırlıdır.” meâlindeki Zuhruf Sûresi’nin 32. âyet-i kerîmesini îzah ederken pek güzel açıklamışlardır.
Servet harcanırken ya hayra ya da kötülüğe sebep olur. Servetini hayra kullanan kişi, kendini bahtiyar bilmelidir. Zîrâ bu kişi hem dünyada şeref ve itibar sahibi olur hem de âhirette yüksek rütbelere ulaşır. Cömertlik gibi, iyilik yapmak gibi zenginliğe lâyık olan fazîletler her zengine nasip olmaz. Zîrâ zenginliğin muhafazası ve daha çok zengin olmak için hırsla yapılan çalışmalar arasında, cömertlik ve iyilik işlemek gibi fazîletli hayırları yapmak pek güçtür. Bu güçlükten dolayı zenginlerin çoğu, bu fazîletleri benimseyip yerine getirmek tarafını tutamayıp hırs, tamah, biriktirmek ve yığıp toplamak belâsına uğrarlar. Hatta giderek topladıklarını da yiyemeyip, bir fakir gibi vakit geçirmeye başlarlar. Bütün bunlardan başka, serveti arttıkça insaf, merhamet, iffet ve belki dîne hizmet gibi şeyler de o nisbette eksileceğinden böyle kişilerin sonu rezîl ve rüsva olmaya kadar varır.
BEYİT:
Kâse-i leb-rîz fağfûr olsa da virmez sadâ
Servet efzâyiş bulunca ağniyâ hıssetlenür.
(Râgıp Paşa)
(Kese ağzına kadar dolu olunca fağfur (porselen) olsa da ses vermez.
Servet arttıkça zengin cimrileşir.)
Hicrî: 01 Rebiulahir 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder