1 Kasım 2020 Pazar

KUR’ÂN-I KERÎM’İN CEM VE TERTİBİ - 1


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِزَيْدٍ :  اَدِّبُوا اَوْلَادَكُمْ عَلَى ثَلَاثِ خِصَالٍ: حُبُّ نَبِيِّكُمْ وَحُبُّ اَهْلِ بَيْتِهِ وَقِرَائَةُ الْقُرْآنِ، فَإِنَّ حَمَلَةَ الْقُرْآنِ فِي ظِلِّ اللهِ يَوْمَ لَا ظِلَّ إِلَّا ظِلُّهُ مَعَ اَنْبِيَائِهِ وَاَصْفِيَائِهِ. (فيض)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  جوجقلرينز أؤج حصلت أؤزه ره تربيه أدينز ( يتشترينز ) : بيغمبرينزى سومك ، اونون أهلى بيتنى سومك و قرآن كريم اوقومق . جونكى قرآن كريمى أؤكرنن ، أؤكرتن و اونونله عمل أدنلر ، هجبر كولكنيك بولنماديغى كونده ، بيغمبرلرى و كوزيده قللاريله برابر الله يك ( عرشنيك ) كولكسنده ديرلر  . "

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Çocuklarınızı üç haslet üzere terbiye ediniz (yetiştiriniz): Peygamberinizi sevmek, onun ehl-i beytini sevmek ve Kur’ân-ı Kerîm okumak. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenen, öğreten ve onunla amel edenler, hiçbir gölgenin bulunmadığı günde, peygamberleri ve güzîde kullarıyla berâber Allâh’ın (Arş’ının) gölgesindedirler.”

(Feyzü’l-Kadîr)

Hicrî:   13    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

KUR’ÂN-I KERÎM’İN CEM VE TERTİBİ - 1

 

Kur’ân-ı Kerîm’in cem ve tertibi üç devrede olmuştur:

Birinci devre: Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, Kur’ân-ı Kerîm’in âyetleri, sûreleri nâzil oldukça hemen vahiy kâtiplerine yazdırırdı. Her âyetin hangi âyetlerin yanına, hangi sûreye yazılacağını da Cibrîl-i Emîn’in işareti ile emrederdi.  Kur’ân-ı Kerîm âyetlerinin şimdiki tertip üzere yazılmış bulunması, ictihâdî bir sûrette olmayıp mahzâ Peygamber Efendimizin (s.a.v.) emir ve işaretlerine dayanmaktadır. Bu hususta icmâ-ı ümmet vardır.

İkinci devre: Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz, âhireti teşrif ettikten sonra hilâfet makâmına nâil olan Ebubekr-i Sıddîk (radıyallâhü anh) zamanında birçok gazalar oldu. Bunlarda ve bilhassa Yemâme Muhârebesinde, Ashâb-ı Kirâm’ın içerisindeki hâfızlardan bir haylisinin şehit olması üzerine Hazret-i Ebûbekir ve bilhassa Hazret-i Ömer (r.anhümâ), Kur’ân hâfızı olan zâtların azalacağı ihtimâlini düşünerek Kur’ân-ı Kerîm’in toplu bir nüsha hâline getirilmesinin lüzûmuna hükmettiler ve Zeyd bin Sâbit Hazretleri başta olmak üzere vahiy kâtiplerinden bir heyet teşkîl ettirdiler.

Teşkîl edilen heyetin çalışması şu şekildeydi: Âyetler ve sûreler Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanında olduğu gibi tekrar yazıldı. Yalnız hâfızalara îtimad ile iktifa edilmedi. Tam bir ihtiyat ile hareket edilerek varakalar, deriler, levhalar üzerine yazılmış olan âyetlerin hepsi toplandı. Bu âyetlerin Resûl-i Ekrem (s.a.v.) tarafından nasıl öğretilmiş olduğu da büyük bir ihtimam ve ittifak ile tespit edildi. Bu hususta daha birçok Ashâb-ı Kirâm’ın şehâdetlerine de mürâcaat edilerek Kur’ân-ı Kerîm’in tevâtüren naklolunması, bu vesîle ile de yeniden tebârüz ettirilmiş oldu.

Artık o zamana kadar tamamen hâfızalarda bulunan ve parça parça yazılmış olan Kur’ân-ı Mübîn, bir kitap hâlinde tamamen toplanmış oldu. Velhâsıl bu sûretle Kur’ân-ı Kerîm’in toplanması, ikinci devrede olmuştur. Bu Mushaf-ı Şerîf’i, Ebûbekr-i Sıddîk (r.a.) devamlı kendi yanında bulundurmuştur.

Hicrî:   13    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

 

    SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

 

    SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder