9 Kasım 2020 Pazartesi

SEHL BİN ABDULLAH ET-TÜSTERÎ’DEN (RAH.)

 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  اِرْحَمْ مَنْ فِي الْأَرْضِ يَرْحَمْكَ مَنْ فِي السَّمَاءِ. (الجامع الصغير)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  ير يوزنده كى ( بتون مخلوقاته ) مرحمت أتكى سماده كى ( ملكلر ) ده صنه مرحمت أتسين ( سنى محافظه أتسين و سنك إيجن الله دان رحمت و مغفرت طلب أتسين  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: ““Yeryüzündeki (bütün mahlûkâta) merhamet et ki semâdaki (melekler) de sana merhamet etsin (seni muhâfaza etsin ve senin için Allah’tan rahmet ve mağfiret talep etsin).”

(Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)

Hicrî:   23    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

SEHL BİN ABDULLAH ET-TÜSTERÎ’DEN (RAH.)

 

Hicrî üçüncü asırda yaşamış ve tasavvuf âlimlerinin büyüklerinden olan Sehl bin Abdullah et-Tüsterî (rah.) şöyle buyurdular:

“Din ve dünya şu üç şeyle ayakta durur: İlim, edep ve gayretli olmak. Din ve dünyanın helâkı yine üç şeydedir: Câhillik, ahmaklık ve tembellik.

Dört şey de dîni ayakta tutar: Kişinin hem kendisini, hem de başkalarını hak üzere kılması; hem kendisini hem de başkalarını bâtıldan çevirmesi; Allâhü Teâlâ’ya tâat üzere olan kimselere sevgi beslemesi ve günah üzere olan kimselere buğzetmesi.”

Kendisine ‘Dünya nedir?’ diye sorulunca şöyle dedi: “Dünyanın tamamı câhillikten ibârettir, ancak ilim olan yerler müstesnâ. İlmin tamamı (kişinin aleyhine) delildir, amel edilen müstesnâ. Amelin tamamı hebâdır, ihlâsla yapılan müstesnâ. İhlâs ise ancak Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) sünnetine tâbi olmakla tamam olur.”

Muhakkak Allâhü Teâlâ, her Müslüman kula, mafsalları adedince üç yüz altmış melek vekil kılmıştır. Kul, bir hayır işlemek istediği zaman bu melekler ona hayırda yardımcı olurlar. Günah işlemeyi istediği zaman ise onu ayıplarlar. İşlediği amelleri onun adına muhâfaza ederler. Tâ ki kıyâmet günü melekler bu amelleri kula gösterirler, kul hakkında ne eksik ne fazla, tam yazıldığına muvâfakat ederler.

Büyük günah, Allâhü Teâlâ’nın, Kur’ân-ı Kerîm’de (işlenildiği takdirde karşılığının) cehennem olacağını vaîd buyurduğu günahlardır.

Kim takvayla, Kur’ân-ı Kerîm okuyarak, Allâhü Teâlâ’yı zikrederek, sünnet-i seniyyeye tâbi olarak ve dîn ve dünyâsına faydası olmayan şeylerden kaçınarak ilim talep etmekle meşgul olursa, o kimseye maddî ve manevî hastalık isâbet etmez. Kim ilim ve doğru niyetle Allâhü Teâlâ’ya itâat ederse, aklına zarar gelmez. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Kim Allâhü Teâlâ’ya itâat ederse, onu zikretmiş olur. Kim de ona isyân ederse Mevlâ’yı unutmuş olur.” buyurmuşlardır.

(Tefsîr-i Tüsterî)

Hicrî:   23    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

 

    SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder