قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَفْضَلُ الصِّيَامِ صِيَامُ دَاوُدَ عَلَيْهِ السَّلَامُ كَانَ يَصُومُ يَوْمًا وَيُفْطِرُ يَوْمًا. (ن)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ، " الله تعالى عندنده أك فضيلتلى اوروج . داود عليه السلاميك اوروجى در . او ، بر كون اوروج طوطار . بر كون إفطار أدردى ( اوروج طوطمازدى ) . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: Allâhü Teâlâ indinde en fazîletli oruç, Dâvûd Aleyhisselâm’ın orucudur. O, bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi (oruç tutmazdı).”
(Sünen-i Nesâî)
Hicrî: 07 Rebiulahir 1442 Fazilet Takvim
DÂVÛD ALEYHİSSELÂM
Dâvûd Aleyhisselâm, Süleyman Aleyhisselâm’ın babası olup Allah onun elinde nübüvvet ile padişahlığı birleştirmiştir. Dâvûd Aleyhisselâm, peygamber olmadan önce çobanlık yapardı. Câlût’u öldürdükten yedi sene sonra, Cenâb-ı Hak ona mülkü (padişahlığı) bahşetti. Tâlût şehîd olduğunda İsrâîloğulları, onun hazinelerini Dâvûd Aleyhisselâm’a verdiler. Onu başlarına padişah yaptılar. İsrailoğullarında peygamberlik ile birlikte padişahlık, sadece Dâvûd Aleyhisselâm’da birleşti.
Kitap ve sünnette bildirilmiş olan fazîletleri ve mucizeleri, meşhur ve çoktur. İmam Mukâtil’in (rah.) beyanına göre Kur’ân-ı Kerîm’de, Cenâb-ı Hak 12 yerde onu zikretmiştir. Buhârî-i Şerîf’de Ebû Hüreyre’den naklolunduğuna göre Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:
“Dâvûd Aleyhisselâm’a (kendisine vahyolunan Zebûr’u) okumak kolaylaştırıldı. Dâvûd (a.s.) kendisinin (ve maiyyetinin) binit hayvanlarının (sefere) hazırlanmasını emreder, hayvanlar eğerlenip hazırlanıncaya kadar Zebûr’u okur (da hatmeder) idi. Yine Dâvûd (a.s.), yalnız kendi elinin emeğinden yerdi.”
Dâvûd Aleyhisselâm kırmızı yüzlü, beyaz tenli, uzun sakallı idi. Güzel sesli, güzel huylu, temiz kalpli idi. Mûsâ Aleyhisselâm ile arasında 577 sene vardı. 67 yahut 100 sene yaşadığı rivâyet edilmektedir.
Dâvûd Aleyhisselâm’ın kabri, Kudüs surlarının, şehir kapısına yakın yerinde, Deyr-i Suhyûn denilen mahaldedir.
Ebû Nuaym’ın Hilyetü’l-Evliyâ kitabında şöyle geçer: Dâvûd Aleyhisselâm dedi ki:
“İlâhî! Bana yaptığın muâmeleyi oğlum Süleyman’a da yapar mısın?” Cenâb-ı Hak buyurdu ki:
“Ey Dâvûd! Oğlun Süleyman’a söyle, senin gibi bana kulluk etsin, ben de ona, sana yaptığım gibi muâmelede bulunayım.”
(el-Hakîkat ve’l-Mecâz, A.ganî Nâblusî)
Hicrî: 07 Rebiulahir 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder