6 Kasım 2020 Cuma

KÂTİP ÇELEBİ (RAH.)

 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  أَفْضَلُ الْعِبَادَةِ طَلَبُ الْعِلْمِ. (جامع الأحاديث)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  عبادتلريك أك فضيلتليسى ، علم طلب أتمكدر  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: ““İbâdetlerin en fazîletlisi, ilim taleb etmektir.” (Suyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs)

Hicrî:   20    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

KÂTİP ÇELEBİ (RAH.)

 

Asıl adı Abdullah oğlu Hacı Mustafa’dır. Kendi zamanında divan mensupları arasında ‘Hacı Halîfe’ olarak tanınmıştır. Hicrî 1017 (M. 1609) tarihinde İstanbul’da bir sipâhînin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Hicrî 1067 (M. 1657) tarihinde vefât etmiştir.

Devrinin meşhur âlimlerinin ders halkalarına devam etmiş, üç dilin; Arapça, Farsça ve Türkçe’nin edebiyâtını öğrenmiş, fıkıh, hadîs, tefsîr ve mantık ilimlerini de tahsîl etmiştir. Bununla beraber, aslında Felemenk olup, doğu dillerini tahsil etmek için İstanbul’a gelen ve İslâm ile müşerref olan bir zâttan da matematik, coğrafya ve sâir fen ilimlerini öğrenmiştir. Hicrî 1049 tarihinde Bâb-ı Âlî’de başmukâbelecilik odasında vazife yapmaya başlamıştır. Sultan Dördüncü Murad Han maiyyetinde, Hemedân ve Bağdâd seferlerinde bulunmuş ve Ordu-yı Hümâyûn, Haleb’de kışlamakta iken hac vazîfesini îfâ etmiş ve Revân seferlerinde dahi bulunmuştur. Dersaâdet’e döndüğünde vakitlerini ilmî çalışmalara ve eser yazmaya tahsîs etmiştir.

Pek kıymetli eserleri olmakla beraber, ‘Keşfü’z-Zünûn an Esâmi’l-Kütüb ve’l-Fünûn’ ismiyle te’lif ettiği eser en kıymetli ve müstesna eseridir. Büyük bir bibliyografya olan bu eserde, alfabetik sıra ile yaklaşık on beş bin kitap yer almaktadır. Kitapları tanıttığı kısımda, önce müelliflerin isimleri ve vefât tarihleri verilmiştir. Hakîkaten takdîre lâyık bir eserdir. Ondan evvel misli olmadığı gibi, kendisi de yazmaya gayret göstermemiş olsaydı, ondan sonra da yazılması ümîd edilemezdi.

Kâtip Çelebi şöyle söylemektedir: “Kişi, ilim öğreneceği bir hoca bulduğu zaman, bütün işlerinin yularını ona bırakır (her şeyini ona havale eder). Hasta bir kimsenin doktoruna boyun eğdiği gibi, hocasının nasihatlerine boyun eğer, itâat eder. Zekâsına güvenerek kendi başına hüküm vermez. Hocasına ve ilme karşı kibirlenmez ve onlardan yüz çevirmez. Zîrâ hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: İlmin yüküne bir an olsun katlanamayan, câhilliğe ebediyyen katlanır.”

Hicrî:   20    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

 

                SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder