23 Kasım 2020 Pazartesi

CÜLEYBÎB (RADIYALLÂHÜ ANH)


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  إِنَّ الْفِتْنَةَ تَجِيءُ فَتَنْسِفُ الْعِبَادَ نَسْفًا ويَنْجُو الْعَالِمُ مِنْهَا بِعِلْمِهِ. (مسند الشهاب)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  محقق فتنه ( بلا ، شر و مهنت ) . كلير ده قوللرى هلاك أدر . عالم إيسه بو فتنه دن علمى سايه سنده قورتولور   . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: "Muhakkak fitne (belâ, şer ve mihnet), gelir de kulları helâk eder. Âlim ise bu fitneden ilmi sayesinde kurtulur.”

(Kuzâî, Müsnedü’ş-Şihâb)

Hicrî:   08    Rebiulahir     1442    Fazilet Takvim

 

CÜLEYBÎB (RADIYALLÂHÜ ANH)

 

Ashâb-ı Kirâm’dan Cüleybîb (r.a.) boyu kısa, pek yakışıklı olmayan ve bekâr bir zât idi. Bir gün evlenmek istediğini Resûlullah Efendimize (s.a.v.) arz etti. “Yâ Resûlallah, ben herkes tarafından talep edilebilecek bir kimse değilim.” dedi.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) de: “Muhakkak sen, Allah indinde talep edilen birisin.” buyurdular. Sonra onu Ensâr’dan bir zâtın kızı ile nikâhlamak istediler.

Ensârî ve hanımı ise kızlarını Cüleybîb’e (r.a.) vermek istemediler. Fakat kızları, Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) murâdını ve ebeveyninin bu vaziyetini duyunca Ahzab Sûresi’nin 36. âyet-i kerîmesini okudu ve “Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) benim hakkımda râzı olduğu şeye ben de râzıyım, Cüleybîb ile nikâhlanmayı kabul ediyorum.” dedi. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) ondan bu sözleri işitince: “Ey Allâh’ım! Onun üzerine hayırları yağdırdıkça yağdır. Geçimini zorlaştırma.” diye duâ buyurdular. Bu mübârek duâ sebebiyle Ensar hanımları arasında en fazla mal ve nafakaya sâhip olan kimse, o olmuştur.

Bu hâdiseden kısa bir müddet sonra bir gazveye gidildi. Gazveden sonra Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Ashâbına: “Arkadaşlarınızdan aranızda göremediğiniz kimse var mı?” diye sordular. Ashâb: “Evet, falan ve falan kimseleri göremiyoruz.” dediler. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) tekrar, “Göremediğiniz kimse var mı?” diye sordular. Onlar “Başka kimse yok.” dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Lâkin ben Cüleybîb’i de göremiyorum. Harp meydanına bakın, onu arayın!” buyurdular.

Onu, öldürdüğü yedi müşrikin yanında şehit olmuş olarak buldular. Resûlullah Efendimize (s.a.v.) getirdiler. Efendimiz (s.a.v.) ona baktı ve üç defa: “Yedi kişiyi öldürmüş, kendisi de şehit olmuş. O bendendir, ben de ondanım.” buyurdular. Sonra onu kollarına aldılar. Defnedilinceye kadar bir yere koymadılar. Kabri kazılınca bizzat kendileri defnettiler.” Radıyallâhü anh.

(el-İsâbe)

Hicrî:   08    Rebiulahir     1442    Fazilet Takvim

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder