قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: رَكْعَتَانِ يَرْكَعُهُمَا ابْنُ
آدَمَ فِي جَوْفِ اللَّيْلِ الْآخِرِ خَيْرٌ لَهُ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا.
(فيض)
رسول
الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " آدم
اوغلونون كجه نيك صون أؤجده برنده قلديغى إيكى ركعت ( تهجد نمازى ) ، دنيادان و
دنياده كى هر شيدن دها خيرلى در ."
Resûlullah Efendimiz
sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Âdemoğlunun gecenin son üçte birinde
kıldığı iki rekât (teheccüd namazı), dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha
hayırlıdır.”
(Feyzü’l-Kadîr)
Hicrî: 19 Rebiulâhir 1441 Fazilet
Takvimi
TEHECCÜD NAMAZININ KIYMETİ
Muhammed Hâşim Kişmî (rah.), Berekât-ı Ahmediyye isimli eserinde şöyle anlatıyor:
Bir gün Kur’ân-ı Kerîm okurken İsrâ Sûresi’nin “Ve geceleyin kalk, sana mahsus bir nâfile olmak üzere gece namazı kıl. Ümitvar ol ki, Rabbin seni Makâm-ı Mahmûd’a gönderecektir.” meâlindeki 79. âyet-i kerîmesine gelince, teheccüd namazı kılmakla şefâat makâmı olan Makâm-ı Mahmûd’un bereketinden nasîb alınıyor mu? diye aklıma geldi.
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretlerine bunu soracağım, dedim. Bu niyetle huzurlarına geldim. Abdest almaya hazırlanıyorlardı. Beni görünce hemen “Teheccüd namazını çok kıymetli tut.” buyurdular. Çoğu zaman kılıyorum, dedim. Buyurdular ki:
“Şefâat makâmı olan Makâm-ı Mahmûd’dan nasib ve pay almak isteyenler teheccüd namazını kaçırmasınlar.” Sonra yukarıdaki âyet-i kerîmeyi okudular. (Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye, Fazilet Neşriyat)
Bir gün Kur’ân-ı Kerîm okurken İsrâ Sûresi’nin “Ve geceleyin kalk, sana mahsus bir nâfile olmak üzere gece namazı kıl. Ümitvar ol ki, Rabbin seni Makâm-ı Mahmûd’a gönderecektir.” meâlindeki 79. âyet-i kerîmesine gelince, teheccüd namazı kılmakla şefâat makâmı olan Makâm-ı Mahmûd’un bereketinden nasîb alınıyor mu? diye aklıma geldi.
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretlerine bunu soracağım, dedim. Bu niyetle huzurlarına geldim. Abdest almaya hazırlanıyorlardı. Beni görünce hemen “Teheccüd namazını çok kıymetli tut.” buyurdular. Çoğu zaman kılıyorum, dedim. Buyurdular ki:
“Şefâat makâmı olan Makâm-ı Mahmûd’dan nasib ve pay almak isteyenler teheccüd namazını kaçırmasınlar.” Sonra yukarıdaki âyet-i kerîmeyi okudular. (Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye, Fazilet Neşriyat)
SATILAN EVİN PARASI NEREYE HARCANMALI?
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Kim bir ev satar da parasıyla başka bir ev satın almazsa o parada o kimseye bereket yoktur.”
Zarûret olmaksızın evini veya bir arazisini satan kimse, satıştan elde ettiği para ile, satılanın benzeri bir şey almazsa bu para o kişi için bereketli olmaz. Âlimler bu hadîs-i şerîften yola çıkarak gayr-ı menkûllerin bedellerini, menkûl olan (taşınabilen) bir şeye harcamanın uygun olmadığını söylemişlerdir. Çünkü gayr-ı menkûllerin faydası çok, zarar görmesi ise pek azdır. Onu bir hırsız çalamaz, diğerleri kadar zarar görmez. Menkûller ise böyle değildir.
Bu sebeple evlâ olan, satılan bir gayr-ı menkûlün parasını yine arazi ve ev gibi bir gayr-ı menkûle harcamaktır.
Taberânî’nin (rah.) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte de: “Kim zarûret olmaksızın evini satarsa Allâhü Teâlâ o evin parasına onu telef etmek üzere bir şey musallat kılar.” buyurulmuştur.
Zarûret olmaksızın evini veya bir arazisini satan kimse, satıştan elde ettiği para ile, satılanın benzeri bir şey almazsa bu para o kişi için bereketli olmaz. Âlimler bu hadîs-i şerîften yola çıkarak gayr-ı menkûllerin bedellerini, menkûl olan (taşınabilen) bir şeye harcamanın uygun olmadığını söylemişlerdir. Çünkü gayr-ı menkûllerin faydası çok, zarar görmesi ise pek azdır. Onu bir hırsız çalamaz, diğerleri kadar zarar görmez. Menkûller ise böyle değildir.
Bu sebeple evlâ olan, satılan bir gayr-ı menkûlün parasını yine arazi ve ev gibi bir gayr-ı menkûle harcamaktır.
Taberânî’nin (rah.) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte de: “Kim zarûret olmaksızın evini satarsa Allâhü Teâlâ o evin parasına onu telef etmek üzere bir şey musallat kılar.” buyurulmuştur.
(Mirkâtü’l-Mefâtîh, Molla Aliyyü’l-Kârî)
Hicrî: 19 Rebiulâhir 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder