14 Ekim 2019 Pazartesi

HOCA SA‘DÜDDİN EFENDİ (RAH.)



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَا أَبَا ذَرٍّ لَأَنْ تَغْدُوَ فَتَعَلَّمَ آيَةً مِنْ كِتَابِ اللهِ خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ تُصَلِّيَ مِائَةَ رَكْعَةٍ. (ه)
رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر ،:    "   أى أبى زر ! محقق صبح أركندن ( أوندن ) جقب ده اللهيك كتابندان بر آيت أؤكرنمن ، سنيك إيجن يوز ركعت ( نافله ) نماز قلمان دان دها خيرلى در  ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ey Ebû Zer! Muhakkak sabah erkenden (evinden) çıkıp da Allâh’ın kitabından bir âyet öğrenmen, senin için yüz rekât (nâfile) namaz kılmandan daha hayırlıdır.” 
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî:   14   Safer   1441  Fazilet Takvimi 

HOCA SA‘DÜDDİN EFENDİ (RAH.)

 
Osmanlı padişahlarının iki sıfatı vardı: Hilâfet ve saltanat. Şeyhulislâmlar, padişah nâmına hilâfet sıfatını temsil ederlerken sadrazam ve vezirler ise saltanat sıfatını temsil ediyorlardı. Şeyhülislâmlık makâmının vezirlik ve saltanat makâmına mutlak bir üstünlüğü vardı. Âlimlerin hayatlarını okuyanlar ibret alınacak nice hâller görürler. Onlardan biri de Hoca Sa‘düddin Efendi’dir.
Muhammed Sa‘düddin Efendi, Devlet-i Aliyye’nin 22’nci şeyhülislamıdır. İki oğlu ve dört torunu da şeyhülislâm olmuştur. Hoca Sa‘düddin Efendi, Yavuz Sultan Selîm’in nedimi Hasan Can’ın oğludur. Hicrî 1008 (M. 1599) senesinde vefât etmiştir. Şeyhulislâm Ebussuûd Efendi’nin yanında yetişti. İlminin genişliğiyle, yüksek akıl ve zekâsıyla tanınırdı. Mısırlı meşhûr âlim Şihâb el-Hafâcî merhum onun talebesidir.
Hoca Sa‘düddin Efendi, evliyânın büyüklerinden Şâh-ı Nakşibend Hazretlerinin sülâlesindendir. Tasavvufta silsilesi Seyyid-i Şerîf Cürcânî’ye (k.s.) dayanır.
Sultan Üçüncü Mehmed Han’ın Macaristan üzerine yaptığı Eğri Seferi’nde padişahın maiyyetinde idi. Bu seferin başlarında İslâm askerinin bazı zaferleri üzerine batıda bir haçlı ittifâkı oluştu. Büyük bir ordu ile İslâm askerleri üzerine yürüdüler ve şiddetle saldırdılar. İslâm mücâhidlerinin saflarında zayıflık eserleri görünmeye başladı. Düşman, padişahın çadırına kadar yaklaşmıştı. Hatta sultan dönmeye niyet etmiş iken Şeyhulislâm Sa‘düddin Efendi kalktı, Padişah’ın atının yularını sıkıca tuttu, yönünü düşman askerine doğru çevirdi. Düşman askerleri sel olmuş her taraftan üzerlerine akıyordu. Şeyhülislâm, İslâm askerinin safları arasında yankılanan gür sesiyle Sultan’a dedi ki:
“Biz işte böyle günler için yaşıyoruz. Ölelim de İslâm’ın zelil olduğunu görmeyelim.”
Bu sözleri Sultan’ın ve İslâm mücâhidlerinin ruhlarına tesir etti. Hep birden düşman saflarına şiddetli bir hücûma kalktılar. Allâhü Teâlâ, Müslümanlara mağlubiyetin acılığını tattırdıktan sonra yardımını ve zaferi ihsân etti.
Hicrî:   14   Safer   1441  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder