24 Ekim 2019 Perşembe

ÜVEYS EL-KARANÎ (R.A.)



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا أَبْغَضَ الْمُسْلِمُونَ عُلَمَاءَهُمْ وَأَظْهَرُوا عِمَارَةَ أَسْوَاقِهِمْ وَتَنَاكَحُوا عَلَى جَمْعِ الدَّرَاهِمِ رَمَاهُمُ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ بِأَرْبَعِ خِصَالٍ: بِالْقَحْطِ مِنَ الزَّمَانِ، وَالْجَوْرِ مِنَ السُّلْطَانِ، وَالْخِيَانَةِ مِنْ وُلَاةِ الْأَحْكَامِ، وَالصَّوْلَةِ مِنَ الْعَدُوِّ. (ك)
رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر ،:    "   مسلمانلر ( حقيقى ) عالملرينه بغض أتدكلرى ، جارشى لرينيك يابسنى يوكسلتدكلرى و باره ألده أتمك إيجن نكاحلاندقلرى زمان الله عز و جلله اونلرى دورت شيئه مبتلا قلار : زمان قطلغنه ، إداره جيلرى طرافندان ظلمه ، حاكملر طرافندان خيانته و دشمانلر طرافندان صالدريه  ."

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Müslümanlar (hakîkî) âlimlerine buğz ettikleri, çarşılarının yapısını yükselttikleri ve para elde etmek için nikâhlandıkları zaman Allah Azze ve Celle onları dört şeye mübtelâ kılar: Zaman kıtlığına, idarecileri tarafından zulme, hâkimler tarafından hıyânete ve düşmanlar tarafından saldırıya.” 
(Hâkim, el-Müstedrek)

Hicrî:   24   Safer   1441  Fazilet Takvimi 

ÜVEYS EL-KARANÎ (R.A.)


Tâbiînden Herîm bin Hayyân (r. anh) şöyle anlattı:
Kûfe’ye geldim. Tek isteğim Üveys el-Karanî’yi bulmaktı. Arayıp soruşturdum ve nihâyet onu Fırat Nehri’nin kenarında abdest alırken buldum. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) tarifi üzere görünüşünden onu hemen tanıdım. Saçı tıraş edilmiş, sık ve gür sakallı, görünüşü heybetli bir zât idi. Ona selam verdim ve musâfaha yapmak için elimi uzattım. O ise musâfaha yapmaktan kaçındı. Onun kimsesiz ve yalnız hâlinden dolayı gözyaşlarına boğuldum.
Sonra ben tekrar ‘es-selâmü aleyke yâ Üveys, nasılsın ey kardeşim?’ dedim. Selâmımı aldıktan sonra “Sen nasılsın, Allah sana âfiyet versin ey Herîm bin Hayyân, seni bana kim gönderdi?” dedi. Ben: “Allah Azze ve Celle” dedim. “…Rabbimizi takdîs ve tenzih ederiz, Rabbimizin va’di hakîkaten yerine geldi.” meâlindeki İsrâ Sûresi’nin 108. âyet-i kerîmesini okudu.
“Allah sana rahmeti ile muâmele etsin, benim ve babamın ismini nereden bildin? Vallâhi ne sen beni, ne de ben seni daha önce hiç görmemiştim.” dedim.
“Sen benimle konuştuğun zaman benim ruhum senin ruhunu tanıdı.  Zîra cesetlerin nefsi olduğu gibi ruhların da nefsi vardır. Ve evleri birbirlerinden uzak ve kaldıkları yerleri farklı olsa da muhakkak müminler birbirlerini Allâh’ın nuru ile tanırlar.” diye cevap verdi.
Herîm bin Hayyân daha sonra Üveys el-Karanî Hazretlerine “Bana bir nasihatte bulununuz” dedi. Üveys el-Karanî Hazretleri de:
“Yattığın zaman ölümü yastık yap ve ölümü daima gözünün önünde tut. Kalktığın zaman Allâhü Teâlâ’ya kalbini ve niyetini düzeltmesi için duâ et. Sen bu iki şeyden daha tesirli bir şey ile tedâvi olamazsın! Yaptığın hatanın küçüklüğüne değil, âsi olduğun zât-ı ecell-i a’lânın büyüklüğüne bak.” buyurdu.
Hicrî:   24   Safer   1441  Fazilet Takvimi 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder