قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَيْسَ بِخَيْرِكُمْ مَنْ تَرَكَ
دُنْيَاهُ لِآخِرَتِهِ وَلَا آخِرَتَهُ لِدُنْيَاهُ حَتَّى يُصِيبَ مِنْهُمَا
جَمِيعًا فَإِنَّ الدُّنْيَا بَلَاغٌ إِلَى الْآخِرَةِ وَلَا تَكُونُوا كَلًّا
عَلَى النَّاسِ. (فيض)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " سزيك أك خيرلنز نه آخرتى
إيجن دنياسنى ، نه ده دنياسى إيجن آخرتنى ترك أدندر . ( خيرلنز ) هر إيكيسندن بردن
إستفاده أدندر . زيرى محقق دنيا آخرته وسيله در . إنسان لره يوك اولماينز ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Sizin en hayırlınız ne âhireti için dünyasını, ne de dünyası için âhiretini
terk edendir. (Hayırlınız) her ikisinden birden istifâde edendir. Zîra muhakkak
dünyâ âhirete vesîledir. İnsanlara yük olmayınız.”
(Münâvî, Feyzü’l-Kadîr)
Hicrî: 23 Safer 1441 Fazilet
Takvimi
HER HAK SAHİBİNE HAKKINI VER
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) hicretten sonra Selmân-ı Fârisî ile Ebu’d-Derdâ’yı (r. anhümâ) kardeş kılmıştı.
Bir gün Selmân-ı Pâk (r.a.) kardeşi Ebu’d-Derdâ’yı (r.a.) ziyârete gitti. Kardeşinin hanımı Ümmü’d-Derdâ’yı (r.anhâ) eski elbiseler giymiş perişan bir hâlde gördü. Ona, “Bu hâlin nedir?” diye sordu. Ümmü’d-Derdâ (r.anhâ):
“Kardeşin dünyadan hiçbir şeye rağbet etmiyor” diyerek şikâyette bulundu. Ebu’d-Derdâ (r.a.) eve gelince yemek hazırlayıp Selmân-ı Fârisî (r.a.) Hazretlerinin önüne koydu ve: “Buyur ye, ben oruçluyum.” dedi.
Hz. Selman (radıyallâhü anh): “Sen yemedikçe ben de yemeyeceğim.” deyince yemeye başladı.
Selman (radıyallâhü anh) geceyi orada geçirdi. Gece olunca Ebu’d-Derdâ (radıyallâhü anh) namaz kılmak için kalktı. Fakat Selman (r.a.) onu tutup “Yat, uyu!” dedi. Bir müddet sonra tekrar kalkmak istedi, fakat Selman (radıyallâhü anh) yine “Yat, uyu!” deyip geri çevirdi.
Seher vakti girince Selman (r.a.) onu uyandırıp “Şimdi kalk!” dedi. Kalktılar, beraber namaz kıldılar. Sonra Selman (r.a.): “Ey Ebu’d-Derdâ, muhakkak Rabbinin senin üzerinde bir hakkı var, âilenin senin üzerinde bir hakkı var ve elbette bedeninin de senin üzerinde bir hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver.” dedi.
Sabah olunca Mescid-i Nebevî’ye geldiler. Ebu’d-Derdâ (radıyallâhü anh) aralarında geçen hâdiseyi Resûlullah Efendimize (sallallâhü aleyhi ve sellem) anlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v): “Selman doğru söylemiş.” diyerek Selman’ı (r.a.) tasdîk ettiler. (İrşâdü’s-Sâri Şerhu Sahîh-i Buhârî)
SAFERU’L-HAYR
Bu hayırlı ayın son çarşamba gecesi veya günü, semâvî ve arzî âfetlerden muhâfaza olunmak için iki rek‘at namaz kılınır. Her rek‘atte 1 Fâtiha, 11 İhlâs-ı şerîf okunur. Namazdan sonra da, en az 11 İstiğfâr ve 11 Salât-ı Münciye okunup duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)
Bir gün Selmân-ı Pâk (r.a.) kardeşi Ebu’d-Derdâ’yı (r.a.) ziyârete gitti. Kardeşinin hanımı Ümmü’d-Derdâ’yı (r.anhâ) eski elbiseler giymiş perişan bir hâlde gördü. Ona, “Bu hâlin nedir?” diye sordu. Ümmü’d-Derdâ (r.anhâ):
“Kardeşin dünyadan hiçbir şeye rağbet etmiyor” diyerek şikâyette bulundu. Ebu’d-Derdâ (r.a.) eve gelince yemek hazırlayıp Selmân-ı Fârisî (r.a.) Hazretlerinin önüne koydu ve: “Buyur ye, ben oruçluyum.” dedi.
Hz. Selman (radıyallâhü anh): “Sen yemedikçe ben de yemeyeceğim.” deyince yemeye başladı.
Selman (radıyallâhü anh) geceyi orada geçirdi. Gece olunca Ebu’d-Derdâ (radıyallâhü anh) namaz kılmak için kalktı. Fakat Selman (r.a.) onu tutup “Yat, uyu!” dedi. Bir müddet sonra tekrar kalkmak istedi, fakat Selman (radıyallâhü anh) yine “Yat, uyu!” deyip geri çevirdi.
Seher vakti girince Selman (r.a.) onu uyandırıp “Şimdi kalk!” dedi. Kalktılar, beraber namaz kıldılar. Sonra Selman (r.a.): “Ey Ebu’d-Derdâ, muhakkak Rabbinin senin üzerinde bir hakkı var, âilenin senin üzerinde bir hakkı var ve elbette bedeninin de senin üzerinde bir hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver.” dedi.
Sabah olunca Mescid-i Nebevî’ye geldiler. Ebu’d-Derdâ (radıyallâhü anh) aralarında geçen hâdiseyi Resûlullah Efendimize (sallallâhü aleyhi ve sellem) anlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v): “Selman doğru söylemiş.” diyerek Selman’ı (r.a.) tasdîk ettiler. (İrşâdü’s-Sâri Şerhu Sahîh-i Buhârî)
SAFERU’L-HAYR
Bu hayırlı ayın son çarşamba gecesi veya günü, semâvî ve arzî âfetlerden muhâfaza olunmak için iki rek‘at namaz kılınır. Her rek‘atte 1 Fâtiha, 11 İhlâs-ı şerîf okunur. Namazdan sonra da, en az 11 İstiğfâr ve 11 Salât-ı Münciye okunup duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 23 Safer 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder